KARGAŞA YARATILMAK İSTENİLİYOR

KARGAŞA YARATILMAK İSTENİLİYOR

ABONE OL
15:23 - 24/03/2024 15:23
KARGAŞA YARATILMAK İSTENİLİYOR
3

BEĞENDİM

ABONE OL
Kaplan
Best

· Uzun yıllardır uygulanan “algı operasyonları” ve uygulamaları devam ederken “halk” iyice kanıksatılmış ve duyarsızlaştırılmış, “yönetilebilir” duruma getirilmiştir.

· Nüfusun büyük kesiminin din ağırlıklı ama, bilgisiz ve bilinçsiz eğilimleri gittikçe artırılmaktadır ki çağdaş, uygar ve demokratik değerlerden uzaklaşsınlar.

· Son hamleler ile anayasal güvence ve değerler, demokratik kurumlar ve ilkeler “yok” edilebilmektedir.

· Açık, açık ve gözler önünde yapılan girişimler, konuşmalar ortadadır ve kullanılan vurgular ile bir “din devletine” doğru gidilmesi özendirilmektedir.

· Bir yandan derinlemesine yoksulluk, yoksunluk, enflasyon, geçim sıkıntısı, hukuksuzluk, adaletsizlik ve büyük kargaşa ile tüm dengeler alt-üst edilmektedir.

· Moda, reklam, TV, basın-yayın, müzik, tüketime dair özentiler ile davranış, tutum ve düşünce sistemlerine yapılan müdahaleler ile toplumsal katmanlar arasında sosyal ve ekonomik uçurumlar yaratılmıştır.

· “Kayıt dışı” paralar ve büyük kazançlar yanı sıra dışarıdan ülkeye gelen, getirilen her türlü zararlı ve yasak madde ticareti ve yayılması, denetlenemez hale gelmiş diye duyuluyor.

· Kapılar, sınırlar, limanlar… denetimli ve devletten yana güvenli olmaktan çıkar bir duruma gelmiş; ülke içerisine teröristler ve de ne olduğu belgelenemeyen milyonlarca yabancı girebilir olmuş.

· Toplumsal katmanların bu aşırı dengesizlikleri yaşar duruma gelmesi toplumsal-ekonomik doğal akışa “uymamaktadır”.

· Yakın dönemde geçirilen seçimin ardı sıra önümüzdeki dönemde bir diğer seçim, “yerel yönetimler seçimi” hazırlıkları gündemde iken hiç sıradan olmayan yaklaşımlarla karşılaşılabilmektedir.

· Karar verme yetkisine sahiplerin verdiği kararlar ile ortaya koyduğu “aday listeleri” şaşkınlıklar yaratabilmekte, seçmenlerin “güvenini yitirmekte”dir.

· En çok güvenmek, inanmak istediğiniz, “muhalefet” olmasını beklediğiniz kişiler ve partiler seçmenlerde şaşkınlıklar yaratabilmektedir.

· “Demokratik, parlamenter bir sosyal hukuk devletine” ve “anayasasına” sahip olduğumuzun inancı ile siyaseti ve kamuyu değerlendirmek isterken birden en yukarıdan tam tersi sözler ve uygulamalarla karşılaşıyorsunuz.

· Ortaya atılan “şeriat” sözcüğü ile hedeflenmek istenilen nedir?

· Sokaktaki yurttaş bu olaylardan ne denli etkilenmekte ve tepki gösterebilmektedir?

· İnsanların “kafalarında” neler var, neleri önemsemekteler, nasıl düşünmekteler, nelerden etkilenmektedir?

· Toplumda bireyleri bir gözlemleyin, bakın nasıl “giyiniyorlar”, nasıl yaşıyorlar, sigara benzeri bağımlılıkları ne durumda, nerelere para harcıyorlar?

· Çağdaş, uygar, bilgili, bilinçli, duyarlı, ulus devletten yana, kendine sahip çıkıp, koruyabilen yurt sever yurttaşlık yok edilmektedir.

· Özgür irade, sağlıklı düşünebilmek ve karar verebilmek yok edilebilmektedir.

· Çok geniş ve yaygın bir biçimde kullanılan din-vicdan yapılanmaları, gittikçe artan tarikatlar siyasette, ticarette çok güçlenmektedir.

· Dinin “sömürü aracı” olması ve siyasette, ticarette kullanılması büyük endişe yaratmaktadır ve bu durum ne yazık ki “engellenmez” olmuştur

· Öte yandan 16 milyon emeklinin “ÇOK KIZGIN” olduğunu sanıyorduk….

· Türkiye nüfusu 84 milyon olduğuna göre, yetişkin insan içerisinde “emeklilerin” oranı ne kadardır?

· Emekliler, bu çok büyük kitle TÜRKİYE’nin en büyük kitlesidir ama ne iktidara, ne de devlet kurumlarına “adil bir emeklilik oranı ve maaş ve ödemeleri hakkını” kabul ettirebilecek “bilince” ve “etki alanlarına” sahip değil.

· Bunların tüm sonucu olarak da 16 milyon emekli “ailece” gittikçe çok daha “büyük sıkıntılar” içerisine düşüyor; geçim sıkıntısı yaşıyor.

· Türkiye ekonomisi süper enflasyonu yaşamakta ve tüm satın alma gücü düşmüştür.

· Bugünler “istemesek bile” çok daha “kargaşalar” gösterecektir.

· “Yerel seçimler yaklaşıyor” olmasına rağmen bu durum değişmiyor.

· Çünkü ne bir demokratik yurttaşlık bilinci var, ne bir sosyal sınıf bilinci var, ne de bir emekçi bilinci var, ne de yeterli bir çağdaş öğrenim düzeyi var, ne de bir hak arama kültürü var.

· Evet Türkiye herkesin gözüne battı, her yandan gizli açık saldırı var.

· Türkiye çok “daha güzel” ve “yaşanılabilir” bir ülke olmalı idi…

· 100 yıl öncesinden Gazi Mustafa Kemal Atatürk’ün gösterdiği hedeflere ve çağdaş uygarlık yoluna, devrimlere, elde edilenlere, yapılanlara, yatırımlara… ne yazık ki sahip çıkamadık.

Gönen ÇIBIKCI, 24.03.2024,

Inal

En az 10 karakter gerekli
Gönderdiğiniz yorum moderasyon ekibi tarafından incelendikten sonra yayınlanacaktır.