HARF DEVRİMİ

ABONE OL
13:34 - 01/11/2020 13:34
0

BEĞENDİM

ABONE OL
Kaplan
Best

1923 yılında kurulan cumhuriyetimiz ilk 10 yılında sayısız devrimlere imza attı.

Onlardan biri olan Harf devrimi 1 Kasım 1928 tarihinde, cumhuriyetimizin kuruluşundan tam 5 yıl 3 gün sonra, gerçekleştirildi.

Bu devrimimizin 92. Yıldönümündeyiz.

Devrim; eskinin yerine yenisini, çağdaş ve ilerici olanını koymanın adıdır.

Türk Dil Derneği’nin hazırladığı sözlükte sözcüğün karşısında şu açıklama var:

Devrim: Yerleşik toplumsal düzeni köklü, hızlı ve geniş kapsamlı olarak, niteliksel değiştirme ve yeniden biçimlendirme eylemi

Dünya görüşünde, felsefede, bilimde, sanatta ve benzerlerinde birdenbire olan değişmeler

Atatürk Devrimleri adını verdiğimiz devrimlerin tümünde de bu niteliksel değiştirme ve yeniden biçimlendirme eylemi çok belirgindir.

Harf Devrimi’mizde de bu durumu; bu köklü, bu hızlı, bu geniş kapsamlı niteliksel değişme ve bu yeniden biçimlendirmeyi yaşadı Genç Türkiye Cumhuriyeti.

Türklerin harfleri eskiden kendine özgü harflerdi. İslam’ın kabulünden sonra Arap harfleriyle yazılmaktaydı Türkçe.

Ancak; bu harfler Türkçeye uygun harfler değildiler.

Sesli harfleri azdı Arapçanın. -a, -i ve -o dışında sesli harf yoktu.

Dört türlü -z, üç türlü -s, dört türlü -h, iki türlü -t vardı Arapçada.

-k, -g, -ğ harfleriyse hiç yoktu.

Ne yazılması kolaydı ne de okunması bu harflerin.

Bu harflerle yazılan Türkçe anlatım gücünü de yitiriyordu.

Sözcüklerin doğru yazılmasının tek yolu onların doğru yazılımlarını ezberlemekti.

Arapça sözcükler tümcenin başında başka, ortasında başka, sonunda başka yazılıyorlardı.

Bütün bu karmaşıklık okuma yazmayı çabuk öğrenmenin önünde çok büyük bir engeldi.

Okuma ve yazmayı öğrenmek en az dört yılını alıyordu insanların.

Oysa bilinen gerçek; bir toplumun uygarlık yolunda ilerleyebilmesinin okuryazar olmasıyla doğru orantılı olduğudur.

Türkiye’yi çağdaş uygarlık düzeyine çıkarmakta kesin kararlı olan Gazi Mustafa Kemal; Arap harfleriyle bu ereğe ulaşılmasının olanaksızlığını da görüyordu.

O nedenle bir kurul oluşturdu ve o kurula Latince harfleri esas alarak Türkçe’nin yeni harflerini yaratma görevini verdi.

Görev yerine, hem de çok büyük bir başarıyla, getirildi.

Türkçe harfler, Türkçenin ABECEsi, Türkçeye en uygun harflerdense, Türkçemizi kolay okuyabiliyor ve yanlışsız yazabiliyorsak bugün, bunu 1 KASIM 1928 tarihinde yapılan bu devrime borçluyuz.

Bu devrimin ardından okuryazar sayısını yükseltmek için çok geniş kapsamlı bir çalışma başlatıldı.

Burada sözü edilmesi gereken ilk kurum Millet Mektepleridir.

Mustafa Kemal’in, Sarayburnu’nda, karatahta başında harflerimizi tanıttığı fotoğrafını görmeyen ve bilmeyen yoktur diye düşünüyorum.

Bu devrim; çağdaş eğitimin altyapısıdır.

Bir doğru da şudur:

Harflerde kutsallık olmaz.

Kutsallık insan aklındadır.

O akıl da bugün kullandığımız bu harfleri bulan akıldır.

Bugün okuryazarlık sayısında en yüksek oranlardaysak bunu da bu devrime borçluyuz.

Bu harflerle Türkçe dünyanın en doğru okunan ve en yanlışsız yazılan dili durumundaysa, bu da bu devrimin sonucudur.

Bu devrimin ardından, 4 yıl sonra 12 Temmuz 1932 de kurulan, eski adıyla Türk Dili Tetkik Cemiyeti, bugünkü adıyla Türk Dil Kurumu Türkçenin dilbilgisini, yazım kurallarını ve dilimizi yabancı sözcüklerden arındırma işini üslenmiş ve dilimiz bugün konuştuğumuz ve yazdığımız biçimine de bu devrim sonunda gelmiştir.

Harf Devrimi’mizin 92. Yıldönümü kutlu olsun!

Inal

    En az 10 karakter gerekli
    Gönderdiğiniz yorum moderasyon ekibi tarafından incelendikten sonra yayınlanacaktır.