CHP’YE OY VEREN DİNDARLARA NE OLDU?

ABONE OL
18:47 - 01/10/2020 18:47
0

BEĞENDİM

ABONE OL
Kaplan
Best

12 Eylül öncesi seçim sonuçlarına bakıldığında, bugün muhafazakâr olarak nitelenen birçok ilde CHP’nin birinci parti olduğu görülür. Anadolu’da yıllarca CHP’ye oy veren dindarlar, partilerinden vazgeçtiler?

1973 ve 1977 seçimlerini Doğu Karadeniz’de izleyen birisiyim. O yıllarda cami cemaatinin neredeyse çoğunluğu CHP’ye oy verirdi. CHP saflarında birçok imamı, müezzini ve dindar kişileri görmek olasıydı. Demokrat Parti ile başlayan CHP’ye “dinsizlikle” ilgili iftiraların büyük çoğunluğu din bilgisi yüksek bu kişilerce boşa çıkarılırdı. Bu seçimlerin sonuçlarına bakıldığında ve bugünle kıyaslandığında ilginç tablolar ortaya çıkar. Konuyu daha iyi anlamak için birkaç ilin seçim sonuçlarına göz atmakta yarar var.

Gaziantep: 1973 % 36.97, 1977 % 44.69 oy oranlarıyla CHP birinci parti. SHP 1991 % 28.03; CHP 1995 % 10.45, 1999 % 13.99, 2002 % 19.20, 2007 % 17.57, 2011% 19.14; 2011 % 61.80

Kocaeli: 1973 % 33.63, 1977 % 43.79 0y oranlarıyla CHP birinci parti. SHP 1991 % 17.15; CHP 1995 % 10.47, 1999 % 10.04, 2002 % 18.65, 2007 % 19.38, 2011 % 24.60; 2011 AKP % 52.60

Konya: 1973 % 20.91(CHP, DP’nin ardından ikinci parti.), 1977 % 31.35 (CHP, birinci parti.), SHP 1991 % 13.31; CHP 1995 % 5.88, 1999 % 5.29, 2002 % 8.60, 2007 % 8.15, 2011 % 10.20; 2011 AKP % 69.60

Kahramanmaraş: 1973 % 32.91, 1977 % 34.39 oy oranlarıyla CHP birinci parti. SHP1991 % 18.85; CHP 1995 % 9.27, 1999 % 7.96, 2002 % 11.24, 2007 % 9.83, 2011 % 13; 2011 AKP % 69.60

Sivas: 1973 % 32.88, 1977 % 42.93 oy oranlarıyla CHP birinci parti. SHP 1991 % 22.95; CHP 1995 % 14.21, 1999 % 11.11, 2002 % 15.99, 2007 % 15.92, 2011 % 15.20; 2011 AKP % 63.30

Trabzon: 1973 % 35.02, 1977 % 39.94 oy oranlarıyla CHP birinci parti. SHP 1991% 13.15; CHP 1995 % 6.49, 1999 % 5.07, 2002 % 14.64, 2007 % 13.65, 2011 % 18.20; 2011 AKP % 59

Şanlıurfa: 1973 % 28.95 (CHP, AP’nin ardından ikinci parti.), 1977 % 33.46 CHP, oy oranıyla birinci parti. SHP 1991 % 20.68, 1995 % 2.25, 1999 % 6.05, 2002 % 9.90, 2007 % 4.75, 2011 % 3.02; 2011 AKP % 64.80

Yukarıda son seçimlerde AKP’nin açık ara birinci olduğu ve muhafazakâr seçmen görünümüyle dikkat çeken bazı illerimizde, CHP’nin değişik seçimlerde aldığı oy oranları verilmiştir. 1973 ve 1977 seçimleri CHP’nin yükseliş dönemleridir. Sol söylemlerin ağırlıkta olduğu ve antiemperyalist tutumunun öne çıktığı dönemlerdir. O dönemin CHP’si popülizmden uzak bir siyaset uygulamaktaydı.

Özellikle 12 Eylül öncesi CHP lideri Bülent Ecevit’in kullandığı dil, seçtiği sözcükler gerçek bir aydın kimliğinin yansımasıdır. Muhafazakâr seçmene hoş görünme adına bugünkü CHP’li yöneticiler gibi ağdalı bir Osmanlıcanın tutsağı değildi Ecevit. “Olanak, olasılık, sözcük, yanıt, seçenek, eşgüdüm, özen…” sözcüklerini sağ partilerin tüm düzeysiz yakıştırmalarına karşın ısrarla kullandı. Bu sözcükler, Bülent Bey sayesinde dilimize yerleşti. Türkçenin özleşip varsıllaşması, gelişmesi, yabancı dillerin etkisinden kurtulması için namuslu bir aydın uğraşı verdi.

Halkın kuyruğuna takılmadı o günkü CHP. Aydın duruşuyla, izlediği halkçı siyasetle öncü oldu. Halk, öncünün peşinde gider; artçının değil.

Peki, yukarıdaki illerimizde CHP’yi birinci yapan seçmenlere ne oldu? Birçok CHP yöneticisi, bu soruya “Bu iller göç verdiğinden CHP oyları azaldı.” diyecektir. Bu, bilinçsizce bir yanıt olur.

Söz konusu illerden göçenlerin hepsinin CHP’li olduğunu söylemek yanlıştır. En çok göç alan büyük illerimize baktığımızda buralarda da CHP oylarında bir erime söz konusu. CHP; Ankara’dan 1977’de % 51.29, İstanbul’dan % 58.25, İzmir’den % 52.67 oy almıştı. 2011’de ise Ankara’dan % 31.3, İstanbul’dan % 31.2, İzmir’den % 43.8 oy aldı CHP. Burada da görülüyor ki 12 Eylül öncesi CHP’nin kaleleri durumundaki anakentlerde büyük oranda oy yitimi söz konusu.

12 Eylül sonrası seçimlerde 1991 önemli bir kırılmadır. SHP-HEP seçim ittifakı, solun gerilemesinde önemli bir etkendir. Bölücü örgütle yan yana görüntü veren SHP, seçmenini küstürmüştür. Bu tarihten sonra sistematik olarak gerileme başlamıştır. 1989 belediyelerinin olumsuz deneyimi de gerilemenin nedenlerindendir.

Solun gerilemesinde önemli etkenlerden biri de SHP’nin yapısıdır. 12 Eylül darbesiyle sol gruplar büyük bir çoğunluğu dağınıklık yaşadı. Sosyalist sol gruplar içinde yer alan bilinçsiz, ideolojik birikimsiz, genellikle işsiz güçsüz, lümpen diye niteleyebileceğimiz kimi kişiler; SHP’nin yerel kadroları içinde yer aldılar. Bu kişilerden bazıları, hapislerde yattılar kısa süreli de olsa. Hapiste yatmayan da yatmış gibi gösterdi kendisini. Hapishaneden çıktıklarında genel bir uğraşları ve yetenekleri olmayanlar, her şeyin sorumlusu olarak halkı gördüler. Halkın, kendi savaşımlarını anlamadığını dile getirdiler. Bir noktada halkı, vefasızlıkla suçladılar. “Ben bedel ödedim.” diye söze başlamak, bu kişilerin en belirgin özellikleri.

SHP döneminin önemli bir siyasal yanlışı da mezhepçilik mikrobunun partiye bulaştırılmasıdır. Mezhepçi yaklaşımlarla parti içindeki saflaşmalar, Anadolu’daki Sünni oyların sağ partilere kaymasına neden oldu. SHP/CHP’nin gerilemesiyle RP/FP’nin yükselmesinin koşut olması ilgi çekicidir.

Yine SHP döneminde etnik kökene dayalı siyaset anlayışı parti içinde kabul görmüştür. Bu da CHP’nin geleneksel tabanını rahatsız etti. Özellikle bazı illerimizde solun gerilemesiyle MHP’nin güçlenmesi koşuttur.

SHP döneminde etnik kökene, yerdeşliğe dayalı, mezhep ayrımcılığının derinleştirdiği ve lümpenlikle çerçevelenen bir yapı, siyaseti halkın içinden alarak meyhane köşelerine hapsettiler. Buralarda yapılan söyleşilerde din konusundaki bilinçsiz konuşmalar, partiye zarar verdi. Dine karşı çıkmanın bir kahramanlık olduğu sanıldı. Toplumun sorunlarından, yaşamından tamamen uzaklaşanlar, din konusunda bilgileri olmadığı halde bu konuda ahkâm kestiler. Kişisel çıkarlar; sol anlayışın tersine, toplumsal çıkarın önüne geçirildi.

SHP/CHP, küresel merkezlerin solu sınıf mücadelesi dışına taşıma projesinin içinde yer aldı bilinçsizce. Küresel güçler; sınıf mücadelesinin yerine etnik ve mezhep ayrımcılığı üzerinde siyaset yapılmasını istediler. Ne yazık ki bu tuzak, solun gerilemesindeki en büyük etkenlerden biri oldu. Emekçilere yönelik programlar yerine; etnisiteye, mezheplere dayalı ayrıştırıcı politikalar kendini gösterdi. Yıllardır Türkiye’de çalışanlara yönelik politikaların oluşturulmaması ilginçtir.

SHP-CHP birleşmesiyle hastalıklı yapı, CHP’ye taşındı. Çökmekte olan SHP, CHP’ye katılarak varlığını sürdürmekte.

Sol, genel görünümü ve düşünsel yapısı itibarıyla antiemperyalisttir. Emperyalizme karşı olmayan bir sol, sol olmaz. Latin Amerika’da son zamanlarda sol partilerin hızla iktidara gelmelerinin nedeni; ABD karşıtı olmaları ve sınıf savaşımını ön plana çıkarmalarıdır.

CHP’ye düşen en önemli görevlerden biri, SHP mirasını reddetmektir. Bir de Latin Amerika’daki sol deneyimlerden ders çıkarmalı CHP. Çünkü bu ülkeler, Türkiye gibi emperyalizme ezilmekte ve sömürülmekteler. Avrupa ülkelerindeki sosyal demokrat yapılar; Türkiye’nin toplumsal dokusuna, sosyoekonomik yapısına, bulunduğu konuma uymaz. Uymadığı içindir ki “sosyal demokrasi” dedikçe CHP, haklatan uzaklaşmakta. Oysa kendi tarihine baktığında doğru modeli bulacaktır. Yeter ki bakmasını bilsin.

Adil Hacıömeroğlu

Inal

    Bu yazı yorumlara kapatılmıştır.