Büyükelçi Şen: Tıp Bayramı, sadece mesleki değil milli bir gündür

Büyükelçi Şen: Tıp Bayramı, sadece mesleki değil milli bir gündür

ABONE OL
16:10 - 20/03/2022 16:10
Büyükelçi Şen: Tıp Bayramı, sadece mesleki değil milli bir gündür
0

BEĞENDİM

ABONE OL
Kaplan
Best

14 Mart Tıp Bayramı Berlin Büyükelçiliği`nde Almanya’da yaşayan Türk kökenli doktorlar ve diğer sağlık çalışanlarının katılımıyla kutlandı.

Tıp Bayramı kutlaması çerçevesinde Berlin Türk Sağlık Elemanları Derneği’nce organize edilen bilimsel oturumda Covid-19 aşıları dahil çeşitli konular ele alındı ve sunumlar yapıldı.

Konferansın ardından büyükelçilik misafir salonunda sağlık elemanları onuruna verilen resepsiyonda Büyükelçi Ahmet Basar Şen Tıp Bayramı’nın tarihsel önemini ve özellikle salgın döneminde hekimlerin ve sağlık çalışanlarının gösterdikleri başarı ve fedakarlıkları vurgulayan bir konuşma yaptı.

Türkiye Cumhuriyeti Berlin Büyükelçisi Ahmet Başar Şen, resepsiyonda yaptığı konuşmada, Türkiye’de kutlanan ‘Tıp Bayramı’nın, sadece mesleki değil milli bir gün olduğuna dikkat çekerek, bunun Türkiye’nin kurtuluşu ile iç içe geçmiş bir hikâyesi bulunduğunu söyledi.

Büyükelçi Ahmet Basar Şen`in yapmış olduğu konuşma şöyle:

“Çok kıymetli sağlık çalışanları, Kıymetli basın mensupları, Değerli misafirler,

14 Mart Tıp Bayramı’nı kutlamak amacıyla bugün sizlerle Büyükelçiliğimizde bir araya gelmiş bulunuyoruz.  Kimisi ülkemizde kimisi Almanya’da ya da başka ülkelerde tıp veya diğer sağlık bilimlerindeki öğretimlerini tamamlayıp, çalışmalarını yıllardır başarıyla sürdüren binlerce hekimlerimizi ve sağlık çalışanlarımızı temsilen sizleri Büyükelçiliğimizde ağırlamaktan büyük bir mutluluk duyuyorum. Hoş geldiniz, sefa getirdiniz.

Bildiğiniz üzere, çeşitli ülkelerde farklı tarihlerde Doktorlar Günü kutlanıyor. Fakat ülkemizde kutlanan Tıp Bayramı, yalnızca bir meslek gününden daha fazla anlam taşımaktadır. 14 Mart Tıp Bayramı’nın ülkemizin kurtuluşu ile iç içe geçmiş bir hikayesi vardır.

Padişah II. Mahmut 14 Mart 1827 tarihinde, Osmanlı’nın ilk tıp fakültesi olan Mekteb-i Tıbbiye-i Şahane’yi açar; okuldan mezun olan Tıbbiyeliler İmparatorluğun dört bir yanına dağılır ve modern anlamda sağlık hizmetlerinin temellerini atarlar. Aradan 90 yıl kadar bir zaman geçer. Osmanlı İmparatorluğu I. Dünya Savaşını kaybetmiş, İmparatorluğun dört bir yanı işgal altındadır. İstanbul’daki İngiliz işgali devam etmektedir.

Vatan ve millet yıllar süren savaşlarda yıpranmış, neredeyse ümitsiz bir hale düşmüştür. İşte ülke bu durumdayken 14 Mart 1919 tarihinde, Hikmet Boran isimli kahraman tıbbiyeli önderliğindeki Tıbbiye-i Şahane öğrencileri fakültenin kuruluş yıldönümünü kutlama bahanesiyle toplanırlar ve tarihi fakülte binasının direkleri arasına büyük bir Türk bayrağını asarlar, işgali protesto ederler. İşgal güçleri protestoyu engellemeye çalışsalar da tıp öğrencilerini durduramazlar. Tıp öğrencilerinin kararlılıkları ve vatanseverlikleri sayesinde karanlık işgal günlerinde İstanbul semalarında dalgalanan Türk bayrağı bir umut ışığı olur. İşte o günün anısına 14 Mart 1937 yılından itibaren ülkemizde Tıp Bayramı olarak kutlanmaya başlar.

İşgale karşı başkaldıran tıp öğrencilerinin sembolü haline gelen Hikmet Boran, tıp eğitimini yarıda bırakarak Kurtuluş Savaşı’na katılır, Sivas Kongresi’nde de Tıbbiyelileri temsilen bulunur. Bu kongrede Mustafa Kemal Atatürk’e dönerek, Türk milletinin başka bir ülkenin mandasına girmesinin kesinlikle kabul edilemeyeceğini, Tıbbiyeliler olarak bunun karşısında yer alacaklarını teyit eder.

Dün 18 Mart Çanakkale Zaferi’nin yıldönümünü kutladık, aziz şehitlerimizi andık. O aziz şehitler arasında elbette çok sayıda tıbbiyeliler de bulunmaktadır. Şöyle ki: 1915 yılından itibaren Mekteb-i Tıbbiye-i Şahane hocalarının ve öğrencilerinin tamamı Çanakkale başta olmak üzere tüm cephelerdeki değişik hastanelere dağıtılmışlardır.

Bu nedenle Mekteb-i Tıbbiyye-i Şahane bir yıl kapalı kalmıştır ve burası Hilal-i Ahmer yani Kızılay Hastanesi olarak hizmet vermiştir. 1. Dünya Savaşı boyunca toplam 765 tıp öğrencisinden 346’sı şehit düşmüştür. 1915 yılında Tıbbiye’ye kaydolan 1. sınıf öğrencilerinin tamamı Çanakkale’de şehit düştüğünden Mekteb-i Tıbbiye-i Şahane 1921 yılında mezun verememiştir.

Dolayısıyla Tıp Bayramı ülkemiz açısından, yalnızca Türk hekimlerinin başarılarının ve fedakarlıklarının değil, aynı zamanda bağımsızlık ülkülerinin de anıldığı milli öneme sahip bir gündür.

Kıymetli misafirler,

Hekimler, savaşlarda, salgınlarda ve diğer her zorlukta halkın sırtını dayadığı en sağlam duvar olmuştur. Bir toplumun dayanıklılığı, sağlık sisteminin gücüne ve doktorlarının çabalarına da bağlıdır. Ne yazık ki dünyamız geçtiğimiz birkaç yılda bunu tekrar gözler önüne seren sınamalarla karşı karşıya kalmış; sağlık çalışanlarının önemi tüm dünyada bir kez daha anlaşılmıştır.

İki yılı aşkın bir süredir tüm insanlığın mücadele etmekte olduğu Covid-19 salgınında sağlık çalışanları sıra dışı fedakarlıklarla, insanüstü özveriyle görev yapmışlardır ve yapmaya devam etmektedirler. Diğer yandan, yalnızca salgınlar değil, depremler, seller, yangınlar gibi diğer doğal afetlerin yaralarının sarılmasında da önemli roller almışlardır.

Tüm bu emekleri için sağlık çalışanlarına ne kadar teşekkür etsek azdır. Onlar kadar ailelerinin özverileri de takdiri hak etmektedir. Minnettarız.

Hekimlerimizin ve diğer sağlık çalışanlarımızın Almanya’da da hepimizi gururlandırdığını, buradaki Türk toplumunun yaşantısına ve özellikle Türk-Alman dostluğuna değerli ve önemli katkılarda bulunduğunu da bir kez daha vurgulamak isterim.

Bu noktada, Tıp Bayramı vesilesiyle, dünyada en çok tatbik edilen Covid-19 aşısını bulan ve böylelikle tüm insanlığın salgınla mücadelesine eşsiz katkı sunan hem Türkiye’nin hem de Almanya’nın gururu haline gelen Dr. Özlem Türeci ile Prof. Dr. Uğur Şahin’i de huzurunuzda tebrik etmek istiyorum.

Değerli misafirler,

Büyük Önder Atatürk’ün “beni Türk hekimlerine emanet ediniz” sözü, doktorlarımızın bilgi ve birikimlerine olduğu kadar, üstün insani vasıflarına karşı duyulan takdirin ve güveninin bir göstergesidir. Türk hekimleri bu güvene layık olduklarını her fırsatta göstermektedir. Pandemi döneminde görüldüğü üzere, Türk hekimlerinin taşıdığı sağlık sistemimiz dünyada marka haline gelmiş bir değerdir. Bu değeri korumak ve geliştirmek hepimizin ödevleri arasındadır.

Sözlerime son verirken, bu ulvi mesleğe katkı sunan, sağlığımızı koruyan, hayatlarımızı uzatan ve yaşam kalitemizi yükselten tüm sağlık çalışanlarının ve ailelerinin Tıp Bayramı’nı en iyi dileklerimle kutluyor, onlara hepimiz adına derin şükranlarımızı sunuyor, bu önemli günü gelecek yıllarda da sizlerle birlikte, sağlık ve esenlik içinde Büyükelçiliğimizde birlikte kutlamayı diliyorum.

Teşekkür ederim”

Inal

En az 10 karakter gerekli
Gönderdiğiniz yorum moderasyon ekibi tarafından incelendikten sonra yayınlanacaktır.