BU KAFAYLA NEREYE KADAR?

ABONE OL
18:14 - 13/12/2020 18:14
0

BEĞENDİM

ABONE OL
Kaplan
Best

Bir insan düşünün!

Su dolu ve içinde son derece zehirli yedi yılan, tek yılan balığı olan bir kovaya daldırsın elini.

Bu adamın bu kovadaki yılan balığını tutma şansı ne kadardır?

Yedide bir değil mi?

Bizdeki cumhura başkanın başarılı olma şansı da kovadaki zehirli yılanlar arasından yılan balığını tutmak durumunda ya da zorunda olan adamınki kadardır.

Sıfıra yakın yani!

Aklının en çok çalıştığı, şey; “kafasının en iyi bastığı” dememiş olmak için öyle dedim, savaş.

Evet!

Yanlış falan okumadınız.

Savaş!

Irak yetmezse, Suriye.

Suriye kesmezse Libya.

Orada da olmadı Azerbaycan – Karabağ.

Ramak kaldı Doğu Akdeniz’de de savaş çıkarmasına.

Bir türlü aklı bu lânetli eylemden uzak durmayı almıyor.

Savaş zarar görmek demektir.

Savaş kan dökmektir.

Savaş ölmek ya da öldürmektir.

Savaş cinayettir.

Bu belalı işe karışmamaktır aklı olanın yapması gereken.

Savaşmak ve yeni ülkeleri fethetmek sevdasından uzak durmaktır doğru olan.

Doğru olan, elinde bulunan toprakları hakça yönetmektir.

Aklı başında bir cerrah gibi davranmaktır doğru olan.

Çünkü; aklı başında cerrah son çare olarak keser, kesmek zorunda olduğu organını hastasının.

Ölmek ya da öldürmek de son çaredir.

Yalnız yurt savunması söz konusuysa kaçınılmaz olur savaş.

Tüm bu yıkıcı ve yakıcı anlayıştan uzak durursa bir cumhurun başkanı, yönettiği, başkanı olduğu cumhuru mutlu edebilir, eder.

Bir cumhurun başkanının temel amacı başkanı olduğu cumhuru mutlu etmek olmalıdır.

Bizdeki cumhura başkan, cumhurunu mutlu etmenin fersah fersah uzağındadır ne yazık ki!

Onu bu durumlara düşürenler çevresindeki dalkavuklarıdır.

Akıllı ve dürüst adamlar olsa çevresinde bunların hiçbirini yaşamaz ve yaşatmazdı cumhura, kuşkusuz.

Ancak; tüm kötü yöneticiler gibi, o da dürüst ve akıllı adamları istemiyor çevresinde.

Onları kendisine dalkavukluk edecekler arasından seçiyor.

Kılavuzlarının tümü karga.

Kılavuzlar karga olunca sonuç kaçınılmaz.

Devlet ve onun gerçek sahibi olan cumhur mutlu olmak ister. Devleti oluşturan cumhurun her bireyi mutlu olmak, sorunsuz yaşamak ister.

Bir tutam insanın mutlu, koskoca bir topluluğun mutsuz olduğu ülkelerdeyse, devlet görevini yapmıyor demektir.

En iyi devlet; yurttaşlarının tümünü mutlu eden devlettir.

O nedenle de devleti yönetenlerin, cumhura başkan olanların gerçek amacının cumhuru mutlu etmek için çalışmalarıdır doğru olan.

Öncesinde de yönetime geldikleri 2002 yılından bu yana geçen 18 yılda da amacı bu olmadı devleti yöneten siyasetin.

Bu siyasetin başında olan kişi, ülkeyi tek başına yönetecek konuma getirttikten sonra kendisini, öncesini de aratır oldu cumhura.

Şu son salgın günlerindeyse cumhurun cumhura başkanın umurunda bile olmadığı gün gibi çıktı ortaya.

En kötüsü de ne o, ne de çevresindeki dalkavukları bunun farkındalar.

Olan cumhura oluyor.

Aç kalana, işsiz kalana, evine ekmek götüremediği için canına kıyanlara ve onların geride bıraktıklarına oluyor olan.

Yolun sonu mu?

Ben onu da göremiyorum.

Bir tünele girdi cumhurun yolu.

Ne tünelin sonu görünüyor ne de tünelin sonuna gelindiği anlamına gelen gün ışığı…

“Yönetilmiyoruz, savruluyoruz!” diyenler yerden göğe haklıdırlar.

Cumhura başkanın bu kafayla cumhuru götüreceği yer, geri dönülmesi neredeyse olanaksız, çıkmaz sokaktır.

Inal

    En az 10 karakter gerekli
    Gönderdiğiniz yorum moderasyon ekibi tarafından incelendikten sonra yayınlanacaktır.