Berlin CHP Birliği, 19 Mayıs’ı coşkuyla kutladı

Berlin CHP Birliği, 19 Mayıs’ı coşkuyla kutladı

ABONE OL
02:16 - 09/08/2019 02:16
Berlin CHP Birliği, 19 Mayıs’ı coşkuyla kutladı
0

BEĞENDİM

ABONE OL
Kaplan
Best

Kreuzberg İlçesi Jockel Ratibor’da yapılan 19 Mayıs Cumhuriyet Kutlama Festivaline 100 genç davet edildi. Saat 14 de başlayan kutlamalar gece geç saatlere kadar sürdü.

Program akışı içerisinde paneller, workshoplar, masa tenisi, yanı sıra Grup Panzehir, Grup Neveser ve DJ Barış Cengiz sahne aldı.

CHP Berlin Birliği Başkanı Kenan Kolat, 19 Mayıs Gençlik festivalinde kısa bir konuşma yaparak, “19 Mayıs Türkiye Cumhuriyeti’nin kuruluşunun çok önemli bir gün olduğunun farkındayız. Türkiye Cumhuriyeti’nin başlangıcı aynı zamanda da Anadolu’ya açılan bir penceredir. Gazi Mustafa Kemal Atatürk ve arkadaşlarını minnetle anıyoruz. 100 yıl önce başlatılan bu adım. Türkiye Cumhuriyeti’nin kurulmasını sağladı. Şu anda içinde bulunduğumuz ortam yeterli değil.

Hak, hukuk ve adaletin işlemediği bir dönemdeyiz. Bizim mücadelemiz demokrasi insan haklarına uyulduğu günü sabırsızlıkla bekliyoruz. Bu da İstanbul seçimlerinin sonucunu belirleyecektir. Bu vesileyle herkesin 100. yılını kutluyorum. Ayrıca Türkiye’den aramıza katılan CHP’li Pınar Uzun, gençlerle birlikte yaptığımız panelde Türkiye ve Almanya arasındaki farklılıkları karşılaştırmalarda bulundu “dedi.

Festivale Türkiye’den katılan Cumhuriyet Halk Partisi Meclisi Üyesi Pınar Uzun ise yaptığı konuşmada şunları söyledi:

“Herkesi en içten sevgi ve saygılarımla selamlıyorum. Bugün bu güzel buluşmaya, CHP Berlin Birliği Başkanı Kenan Kolat’ın daveti üzerine gelmiş bulunuyorum. Etkinliğe çok büyük emek veren Birliğimize, Temsilcilerimize ve çok değerli gençlik kollarımıza teşekkür ederim.

Yurt dışı birliklerimizin üzerine elbette çok önemli görevler düşüyor. Sorumluluklarımız büyük. Türkiye’de memleket meselesi haline gelmiş olan her toplumsal olayın yankısı, sizlerin sayesinde Almanya’da da yankı buluyor. Her yankı, hak arayışı mücadelemize ışık ve kuvvet oluyor.

19 Mayıs Atatürk’ü Anma Gençlik ve Spor Bayramı gibi, arkasında feyz alacağımız tarihi gerçeklerimizi ve birikimlerimizi barındıran tüm milli bayramlarımızın yurt dışında da yaşatılmasını çok kıymetli ve anlamlı buluyorum.

1919’un 16 Mayıs’ında, maddi hiçbir kuvvete sahip olmadan, kırık bir vapurla, beraberinde sadece 18 yoldaşıyla İstanbul’dan Samsun’a yola çıkan kuruluş ve kurtuluş önderimiz Mustafa Kemal Atatürk’ün cesareti hepimizin yolunu aydınlatmaya devam ediyor.

Şahsi menfaatleri peşinde memleketi peşkeş çeken imkân sahiplerine rağmen, manda ve himayenin karşısında kelle koltukta bağımsızlık meşalesini yakan, Anadolu’nun işgaline boyun eğmeyen o irade o kadar önemli ki. Ben hepinizin gözlerinde bu ruhu görüyorum. Gurur duyuyorum. Çağdaşlaşma, eşitlik, özgürlük ve adalet yolunda hepimizin bayramı kutlu olsun.

Ben İstanbul’dan geliyorum. Sizlerin de gündemi İstanbul’da yaşanan hak ihlali ve irade gaspı. Bunun farkındayım.

Oyların 17 gün boyunca tekrar tekrar sayıldığı, polislerin vatandaşın evine gönderildiği, sorgulandığı, 10 yaşındaki çocuğa sen oy kullandın mı diye soru sorulduğu, mülkiye müfettişlerinin sahte delil üretmeye çalıştığı, bakanların YSK üyelerini aradığı, AKP temsilcilerinin YSK adına açıklama yapma cüreti gösterdiği ve en nihayetinde bugün hala gerekçeli kararın açıklanmadığı utanç tablosunu hepinizin iyi bildiğine eminim.

Bu nedenle özetle ifade etmek gerekirse, her iki seçim de yani 24 Haziran 2018 Cumhurbaşkanı ve milletvekili seçimleri de 31 Mart 2019 yerel seçimleri de aynı yasaya, aynı genelgeye, aynı uygulama yöntemlerine dayalı gerçekleşti.

Dolayısıyla, AKPile MHP ve maalesef YSK ittifakının, İstanbul halkının sahici iradesiyle seçilmiş olan İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı Ekrem İmamoğlu’nun seçimini şaibeli bulduğu bir düzende, Recep Tayyip Erdoğan’ın Cumhurbaşkanlığının da geçersiz ve gayrimeşru olduğunu iddia etmek hiç de mantıksız değil.

16 Nisan anayasa referandumunda, mühürsüz oyları geçerli sayan YSK’nın, Ekrem İmamoğlu’nun da anamın ak sütü kadar helaldir dediği İstanbul seçimini hukuksuzca, haksızca iptal etmesinin, muktedire payanda ve emir eri olmasının karşılığı onlar için pek sevindirici olmayacak.

İstanbul’da 25 yıldır kent suçu işleyen, emek sınıfının alın terini yandaşlarının kasalarına akıtan, bu kadim şehrin kaynaklarını halka hizmet etmek için değil, aile şirketlerini ihya etmek için yolsuzluklarıyla Türkiye’nin de itibarını zedeleyen bu iktidar kaybedecek. Biz kazanacağız.

İstanbul, şeffaflığa, denetlene bilirliğe, toplumcu-dürüst yöneticilere, insanları siyasi görüşüne, itikatlarına, etnik kökenine göre ayırmadan herkesi eşit derecede kucaklayan, toplumsal cinsiyet eşitliğine gerçekten inanan ve savunan, gençlerin ve kadınların eşit haklar mücadelesini özümseyen ve destekleyen yönetim anlayışına hasret.

Güçlüye değil mazluma müşfik bir İstanbul için, hakkımız olan ve çalınan Mazbatamızı çok daha yüksek oy oranıyla geri alacağız. Hiç kuşkunuz olmasın. Elbette kolay bir şeciim olmayacak. Yaşadığımız hiçbir şey kolay değil. Demokrasi mücadeleyle kazanılır. 19 Mayıs’ın yüzüncü yılında da bize bu zafer yakışır.

Geçmişe saplanıp kalmadan, ama elbette hiçbir şeyi unutmadan, yıkılmaz denileni 31 Mart’ta yıktığımızı asla aklımızdan çıkarmadan, kimsenin hakkını yemeden ama kendi hakkımızı da asla yedirmeden emek veren, olağanüstü gayret gösteren ve zaferi en çok hak eden İstanbul örgütüne ve gönüllülerimize hep birlikte bir mesaj gönderelim. Her şey çok güzel olacak!”

ha-ber.com/M. Sefa Doğanay

Fotoğraflar: Mustafa Temel/Sadık Karslı

Inal

    Bu yazı yorumlara kapatılmıştır.