0

BEĞENDİM

ABONE OL

News

0

“Neden bu konuda yazmak istedim?” sorusuna yanıt vermem gerekecek.

Çünkü ben bir agnostikim.

Agnostisizim sözcüğünün dilimizdeki anlamı için bilinmezcilik diyebiliriz.

Agnostikler; doğaüstü, varlıkları bilin (e)meyen, varlıkları bilimsel olarak kanıtlan (a)mayan, gözlemlen (e)meyen, bu nitelikleri ve özellikleriyle de bilin (e)meyen kavramlara inan(a)mazlar.

İsteseler de yap(a)mazlar bunu.

Bir felsefe akımıdır agnostisizim, bilinmezcilik.

Agnostikler; insan beyninin tanrının var ya da yok olduğunu kanıtlayacak, onun varlığını ya da yokluğunu haklı çıkaracak, akılcı bir güce sahip olmadığı görüşündedirler.

Onlar fizikötesindeki herhangi bir varlığın ve yaratılışın ilk nedeninin bilin(e)mediğine, bilin(e)meyeceğine inanırlar.

Bu nedenle de bilin(e)meyecek bir şeyin üstünde yoğunlaşmazlar.

Aklın bu konuya yoğunlaştırılmasını gereksiz bulurlar.

Agnostisizm terimini ilk kez 1869 yılında, İngiltere’de, İngiliz biyolog Thomas Henry Huxley kullanmış.

Bilmek veya inanmak konusunda bilimsel bir temeli olmayan bir şeyin bilindiğini ya da ona inanıldığını söylemek doğru değildir ona göre.

En kısa tanımı budur agnostisizmin.

MÖ 5. Yüzyılda yaşamış Hint bir filozof olan Sanjaya Belatthaputta‘nın böyle bir bakış açısı olduğu da söylenir.

MS 5. yüzyılda Protagoras; tanrıların varlığı konusunda agnostik düşünceler açıklayan ilk Yunan filozoftur.

Agnostisizmi, ateizmle karıştırmamak gerekir. İkisi aynı şey değildirler çünkü.

Ateizmde tanrı kesinlikle yoktur. Olamaz.

Agnostiklerse tanrının var olup olmadığının bilin(e)mediğini ve bunun kesin olarak bilin(e)meyeceğini savunanlardır.

Bunu savunsalar da hem ateizim hem de agnostisizimde temel felsefe dinsizliktir.

Onları ayıran ateizimdeki radikalliğin agnostisizimde olmayışıdır.

Agnostikler radikal değil, tarafsızdırlar bu konuda.

Agnostisizim bir inanç değil, bir yöntemdir. Aklın devreye sokulduğu bir yöntem.

Sözcüğün kökeni Yunancadır.

„An“ Yunancada bir ön ektir ve olumsuzluk katar önüne geldiği sözcüğe.

„Gnostikos“ bilen, bilgisi olan anlamındadır.

Böyle olunca; angnostik bilmeyen, bilgisi olmayan anlamındadır.

Dilimize Fransızcası agnostique olan sözcükten girmiştir.

Bertrand Russell‘ın tanımladığı biçimiyle; „Tanrının varlığı ve dünyadaki yaşamın sonunda dinlerin öne sürdükleri savların doğrulanmaları olanaksızdır. Bu nedenle herhangibir dinin üyesi olmak anlamsızdır. Buna karşın agnostisizim kendini ‘Tanrı kesinlikle yoktur!’ diyen ateizimden ayrı tutar.“

Sözün özü; bilin(e)meyene inanmam.

Ancak; bilin(e)meyene inanlara da saygı duyarım.

İnanmak da, inanmamak da kişiye özgüdür. Bir haktır.

Özgürlüktür, haktır inanmak ya da inanmamak.

Düşünce özgürlüğü, hakkı gibi…

Düşündüklerini yazarak ve konuşarak açıklama özgürlüğü, hakkı gibi…

Tüm öteki özgürlükler  ve haklar gibi.

İnsanın özgürlüğünün ve haklarının  bir başka insanın özgürlüğünün ve haklarının  başladığı yerde bittiğinin bilinciyle…