ALMANYA İSLÂM KONFERANSI'NIN ARDINDAN 2018

ABONE OL
11:45 - 23/10/2020 11:45
0

BEĞENDİM

ABONE OL
Kaplan
Best

Almanya’da İslâm, genelde Müslüman Türklerin açtığı cami ve mescitlerde temsil edilmektedir. Ayrı ayrı cemaatlere bağlı olan Müslümanların; Almaya kültürü, ekonomisi, siyaseti ve coğrafyasını göz önünde bulundurarak çalışmalar yaptığını söylememiz mümkün değildir. 

Cemaatler/ dînî ve lâdini hepsi Türkiye’nin sosyo-kültürel ve siyasi yapısına göre çalışmalarını sürdürmektedirler. Aralarında İslâm’a hizmet konusunda bir işbirliği ve dayanışması da yoktur.

Müslümanları temsil eden bir çatı kuruluşu da yoktur. Hepsinin ortak yanı sembolik ibadetlerle Müslümanları oyalamaktır. Anlı-şanlı akademisyenlerimizin bazıları da yardım kuruluşlarına alet olarak para toplamak gayesiyle bu kervanın lokomotifi durumundadırlar. Gayeleri, sembolik ibadetler üzerinden- Zekât, Fitre, Hac ve Kurban- para toplamaktır/ kazanmaktır.

İslâm bilim ve düşünce tarihi konusunda, Müslümanları misyon sahibi kimseler olarak yetiştirmek gibi bir dertleri yoktur bu cemaatlerin. 

Müslümanlar işte tam da bu yüzden Almanya’da/Avrupa’da ciddiye alınmıyorlar. Sadece döner ve lahmacun kültürü ile, apartman katlarında açılan ayak kokusundan alnımızı secdeye koyamadığımız, kokudan tuvaletlerine giremediğimiz mescid kültürüyle, İslâm’ı Almanya’da/Avrupa’da temsil etmek mümkün değildir.

Nitekim, Müslümanlar; Almaya İçişleri Bakanı  Horst Seehofer’in başkanlığını yaptığı 4. Berlin İslâm Konferansı’nda ‘domuz eti ve sucuğu’ ikram edilerek aşağılanmıştır. İslâm Konferansı’ndan Müslümanlara yapılan bu hakaret hepimizi derinden yaralamıştır/üzmüştür. 

O toplantıda hazır bulunan ve aşağılanan davetlilerden toplantıyı terk etme cesaretini gösteren ciğeri sağlam, davasına aşık delikanlı, adam gibi adam bir temsilci de çıkmamıştır. Müslümanları üzen, temsilcileri olarak oraya çağrılan kişilerin bu duyarsız davranışı olmuştur.

Seehofer Müslümanların bu duyarsızlığını iyi analiz etmiş olmalı ki, o toplantıda onlar “domuz eti ve sucuğu” ikram etmiştir. Seehofer “İslâm Almanya’nın parçası değildir” diyerek safını çok önceden seçen bir devlet adamıdır. Bu davranışıyla Seehofer görevini yapmıştır. Görevini yapan insanlar tebrik edilirler, ben de Seehofer’i inancından kaynaklanan bu asil görevini yerine getirdiğinden dolayı tebrik ediyorum. 

Benim kızmam, öfkelenmem; görevini yapmayan Müslümanlaradır. Madem seni insan yerine koymadılar, inancından dolayı seni aşağıladılar; sen de delikanlılık yap ve terk et o toplantıyı. Ve Müslümanlar da seni görevini yaptığın için şuurlu Müslümanlar sınıfına koysunlar ve tebrik etsinler… Yüce Mevlâmız Kitabı’nda, konu ile ilgili şöyle der: “Allah’ın ayetlerinin inkâr edildiğini ve onlarla alay edildiğini gördüğünüzde/işittiğinizde, orada olan bu saygısızlığa mâni olamıyorsanız, hiç olmazsa, o toplantıyı terk edin / onlarla oturmayın.

Yoksa siz de onlar gibi olursunuz.” (4/Nisa 140)

Ne yapmak gerekir?

1-Alt yapısı güçlü olan İslâm araştırma merkezleri kurulmalı,
2-Bu merkezlerde çalışacak elemanlar yetiştirilmeli, bunun için akademik kariyer yapacak öğrencilere ciddi denebilecek miktarlarda burslar verilmeli, bunun için gerekli olan vakıflar kurulmalı,
3- Arapça ve Türkçe kütüphaneler kurulmalı, neşriyat merkezleri kurulmalı.
4-Toplanacak zekât gelirleri ve kesilecek kurbanlar bu işlere harcanmak üzere bu vakıfta toplanmalı, insanımız ve bilhassa gençler kitap okumaya teşvik edilmeli, 
5- Cuma vaaz ve hutbelerinin konusu ayda bir ortak hazırlanmalı,
6-Kültür Merkezleri kurulmalı; Türk- İslam Kültür ve Sanatı genç nesle aktarılarak geleceğimiz inşa edilmeli, 
7- Hepsinden önemlisi tüm bu işler için gerekli olan finans kaynağı oluşturulmalıdır. 

Sonuç
1-Bugünün Müslümanında; 
Aşk yok. 
Heyecan yok. 
Hedef yok. 
Dava yok.
Ortada sadece din yorgunu Müslümanlar var. 
Yazık. Hem de çok yazık. 

2- Yaşadığımız ülkede tebliğ vazifemizden hesaba çekileceğimizi de unutmayalım. Birbirimizi uyaralım. 

3-DİNİMİZİ DOĞRU ANLAMAYA VE DOĞRU YAŞAMAYA ÇALIŞALIM!!!

Rüştü Kam

Not:
Almanya’da 5 tane İlâhiyat Fakültesi mevcut. Lütfen bulunduğumuz yerdeki bu kurumlarla diyalog kuralım. Fakülte olarak ihtiyaçları varsa onlara destek olalım. Oralarda okuyan öğrencileri vereceğimiz burslarla destekleyelim…Mezun olanlarını da camilerimizde ve kuracağımız araştırma merkezlerinde istihdam edelim…
SELÂM VE DUA İLE

Inal

    En az 10 karakter gerekli
    Gönderdiğiniz yorum moderasyon ekibi tarafından incelendikten sonra yayınlanacaktır.