TÜRKİYE’DEKİ YILBAŞI-FETİH REKABETİ

ABONE OL
11:52 - 23/10/2020 11:52
0

BEĞENDİM

ABONE OL
Kaplan
Best

TÜRKİYE’DEKİ YILBAŞI-FETİH REKABETİ 

Türkiye’de son yıllarda bütün alanlarda olduğu gibi „Din“ olgusunu, Dünyalık işlere bulaştırma hastalığı „Yılbaşı“ kutlamalarına da bulaştı. Bence ortada büyük bir yanlış anlama var.  Hristiyanların yılbaşını kutlamak kâfirlik, bazı siyasi kurumların alternatif yılbaşı kutlamaları kapsamında Mekke‘nin fethi kutlamalarına katılmak Müslümanlık olarak gösterilmeye çalışılıyor. Konunun elimden geldiğince bilimsel açıdan doğrusunu yazmaya nereden başlayacağımı bilemiyorum, çünkü o kadar çok tezatlar var ki…

Yılbaşı olayının 31 Aralık gecesi kutlanmasının temelde Hristiyanlıkla hiç bir ilgisi yok. 31 Aralık gecesinin,  yılbaşı gecesi olarak kutlanması İsa’nın doğumundan 153 yıl önce Romalılarca yılbaşının 1 Mart’tan 1 Ocağa alınmasıyla kutlanılmaya başlanmıştı. Yani o gecenin İsa’nın doğumuyla hiç bir alakası yok, çünkü İsa’nın doğum tarihi tam olarak bilinmemektedir. Bazı Hristiyanlar bunu 24-25 Aralık, bazıları 6 Ocak ve bazılar da 16-28 Mayıs olarak kabul ederler. Bunlar sembolik tarihlerdir. 

Türkiye’de Noel diye 31 Aralık akşamını Noel gecesi olarak niteleyenler de yanılgı içerisindedirler.  Hele Noel baba kıyafeti giyip, yanlış taklitçilikle çam ağacı altında hediye dağıtanlar… Modern olma uğruna ne kadar gülünç duruma düştüklerinin farkında değiller…  

Noel Baba’nın Demreli olduğunu hep gururla söylüyoruz, ama onun adına yapılan kutlamanın 6 Aralık’ta Almanya’da „Nikolaus“ ve 19. yüzyıldan itibaren Amerika’da „Santa Claus“ adı altında olduğunu pek bilmiyoruz. Bu kutlamanın kökü  6. Yüzyıla kadar dayanıyor. Kısacası yılbaşı gecesinin Noel Baba ile uzaktan yakından ilgisi yok…

Ha bir de şu Hindi meselesine gelelim… Hindi kesme geleneği Amerikalıların elde ettikleri hasat için şükranlık gösterme ve arka planda yeni ülkelerine varabilmiş olmalarına teşekkür için bir tür kurban kesme olarak başladı ve başlangıç tarihi 1541 yılına kadar dayanır. Hindi kesilmesinin nedeni de onu ilk kez Amerika’da görüp, avlamış olmaları… Kısacası Hindi kesmenin de bir Amerikan geleneği olma haricinde Hristiyanlıkla doğrudan bir ilişkisi yoktur…

Gelelim yılbaşında çam ağacı süsleme geleneğine… Eski Romalılar Yılbaşı kutlamaları kapsamında evlerini defne dallarıyla süslerlerdi. Noel ağaçları Pagan geleneklerinden gelen bir ritüeldir. Yaprak dökmeyen ağaçları ve çelenkleri ölümsüz yaşamın simgesi olarak kullanmak, eski Mısırlıların, Çinlilerin ve Yahudilerin ortak bir geleneği idi. Günümüzdeki çam ağacının süslenmesi olayı, Almanya’da 16. yüzyıldan itibaren görünmeye başlamış ve diğer ülkelere yayılmıştır. Sumerolog Ülviye İlmiye Çığ çam ağacı süslemenin Orta Asya’dan gelen bir adet olduğu ve bunu Hunların Avrupa’ya getirdiğini iddia etmektedir. Sümerolog Ülviye İlmiye Çığ: “Türklerin, tek Tanrılı dinlere girmesinden önceki inançlarına göre, yeryüzünün tam ortasında bir akçam ağacı bulunuyor. Buna hayat ağacı diyorlar. Bu ağacı, motif olarak bizim bütün halı, kilim ve işlemelerimizde görebiliriz” demektedir. Demek ki çam ağacı olayını da sırf Hristiyanlığa bağlamakta daha temkinli olmalıyız… 

Gelelim yeni moda olan „Mekke’nin fethi“ kutlaması adı altında yapılan alternatif yılbaşı kutlamalarına… Bu kutlamayı yapanlar Mekke’nin Fetih tarihi olarak 1 Ocak 630’u verirler, oysaki tarih, Müslüman ordusunun 1 Ocak 630’da Mekke’yi fetih etmek üzere Medine’den yola çıktığını yazar.  İslam Ordusu 20 Ramazan’da yani 11 Ocak 630’da dört koldan Mekke’ye girer. Hz. Muhammed (SAV)  ”Size karşı konulmadıkça, size saldırılmadıkça, hiç kimseyle çarpışmaya girmeyeceksiniz, hiç kimseyi öldürmeyeceksiniz”  emrini verince kente giren üç kolda hiç bir  direnişle karşılaşmaz. Sadece Halid bin Velid komutasındaki 4. kol,  İkrime bin Ebu Cehil önderliğindeki küçük bir grubun mukavemeti ile karşılaşır ve geri püskürtür. Kısacası Mekke, 1 Ocak’ta değil,  11 Ocak 630 yılında fetih edilir…  

Ülkemizde 26 Aralık 1925 tarihinde kabul edilen kanunlarla Hicri ve Rumi takvim kaldırılarak yerine Miladi takvim kabul edildi. Sadece modern yeni Dünya’ya uyum sağlama adına yapılan bu devrimle kullandığımız yeni takvimdeki 31 Aralık gecesini de ille de Hristiyanlıkla veya Müslümanlıkla bağlamak çok yanlıştır bence…

Bu geceyi hiç bir dini anlam vermeden, hiç bir grubu taklit etmeye çalışmadan ve de hiç bir zorlama alternatifler bulmaya çalışmadan, sadece matematiksel, sayısal ve bilimsel bir hesaplama gereği yeni bir yılın başlangıcı olarak görebilirsek, sanırım bu anlamsız çatışmalar sona erer… 

Ahmet İNCEL 

Inal

    En az 10 karakter gerekli
    Gönderdiğiniz yorum moderasyon ekibi tarafından incelendikten sonra yayınlanacaktır.