RADYO MULTİKULTİ VE DÜŞÜNDÜR- DÜKLERİ…

ABONE OL
19:06 - 01/10/2020 19:06
0

BEĞENDİM

ABONE OL
Kaplan
Best

24 Mayıs Cumartesi günü Ankara’dan Berlin’e geldim kısa bir ziyaret için. Gelir gelmez de RBB’nin “Açık Kapı Günü” varmış, doğru oraya gittim. Çok sayıda dostla kucaklaşmanın verdiği neşeyi söylemeye gerek yok. Uzaktan gelip de arkadaşlarıyla karşılaşan herkesin bildiği duygular sarmaladı benliğimi. Buraya kadar her şey yolundaydı, güneşli bir öğleden sonra çok sayıda Berlinli RBB binasının önündeki şenlikli havadan mutluydu.

Fakat Berlin’in tanınmış Türklerinin birçoğunu o güzel Cumartesi günü biraraya getiren kısa süre önce ortaya çıkan ve RBB’nin bir kuruluşu olan Radio Multikulti’nin bu yılın sonunda bence kesinlikle gözden geçirilmesi gereken kapatılması kararıydı. Gelenler, dayanışma ve birlikteliğin gücünü göstermek için oradaydılar. Gelenlere haksızlık istemem, ama gönül bu türden birlikteliklerde daha geniş katılım arzu ediyor. Yani ileride yakınmanın bir yararı olmadığını ve birlikte demokratik hakların kullanılması önemini bir kez daha vurgulamak istiyorum.

Fakat asıl değinmek istediğim bu değil. Radio Multikulti neden kapatılıyor? Aslında yayıncılıkta devede kulak denebilecek – öğrendiğime göre yılda 4 milyon Euroluk bir tasarruf söz konusuymuş – bir meblağ için Almanya’nın göç tarihine mal olmuş bir geleneğin gözden çıkarılmasını biraz daha irdelemek gerektiğini düşünüyorum. Bu ülkeye Türkler ilk geldiğinde, yani 1961’den sonraki yıllarda doğru dürüst bir haberleşme aracından yoksundular. Bu konuya daha önce de değinmiştim. Yıllar geçip de parazitten zor dinlenir Türkiye’nin Sesi Radyosu’nun yanısıra Köln Radyosu’nun günde kırk dakikalık yayını, Frankfurt Radyosu’nun kendi yöresine haftada bir Pazar günleri yaptığı ve ayrıca SFB’in Türkçe yayınları, hem memleket haberleri hem de Almanya’da vatandaşlarımızı ilgilendiren hemen her konudaki programları ile bir ihtiyaca cevap verilmiş oldu. Zamanla WDR Köln Radyosu’nun çok yerden dinlenemez olması ile bir boşluk yaratıldığına sanırım herkes katılacaktır. Şimdi de anlaşılan sıra Radio Multikulti’ye geldi.

Bu tasarruflarla acaba yabancıların, ki burada öncelikle en kalabalık grup olduğu için Türkler’in demek istiyorum, artık kamu yayın organlarının bu türden yayınlarına ihtiyaç duymadıkları mı düşünülüyor? Yoksa kültürel farklılık diye diye zihinlerde oluşan “yabancı kültür tehdidi” (!) bağlamında anadil yayınları entegrasyonu engelleyici mi bulunuyor? Bu görüşün en yetkili ağızlardan zaman zaman dile getirildiğini biliyorum. Görüştür, saygı duyarız. Fakat böyle bir tehdit algılamasına ben katılmıyorum, çünkü sınırların bu denli içiçe girdiği dünyada, birleşme çabalarının en çok gösterildiği Avrupa coğrafyasında bu türden bir tehditin veya tehlikenin varlığını ileri sürmenin mantıklı olmadığını düşünüyorum.

İster finans kaynaklarının yetersizliğinden, isterse hiç de temenni etmediğim yukarıda belirttiğim olası nedenden olsun, Radio Multikulti’nin yayınlarının durdurulması Berlinli Türkler üzerinde en azından psikolojik açıdan olumsuz etki bırakacaktır. Bu güzel kentteki en büyük azınlığın böylesi adımlarla üzülmesinin kimseye yararı olmadığını düşünüyorum. Ha bir de bilirsiniz, atalarımız her şerden bir hayır doğar demişler. Bence bu durumda belki de RBB ve tüm diğer ARD istasyonları ile Almanya genelinde yeni bir Türkçe/Almanca yayın konsepti üzerinde düşünmek, görüşmek, yeni atılımlar yapmak mümkün. Yasak savma amacıyla değil, gerçekten işlevsel bir yayın anlayışına geçilmeli. Bu aşamada Almanya’da yaşayan Türkleri Alman toplumunda daha katılımcı olmaya yüreklendirici bir radyo-tv yayın anlayışının olabilirliği üzerinde kafa yormak gerekiyor kanısındayım.

Radio Multikulti olayı yeni yaklaşımlar için bir başlangıç olabilir. Kapatılmaması için gerekli girişimlerde bulunurken yeni ve yenilikçi yaklaşımların da tartışılması, sanırım Berlin’de ve Almanya’nın diğer yörelerindeki Türklerin ortak güncel ödevidir. Hep birlikte, dayanışma ile ve bu ülkenin aydınlık beyinli insanlarıyla yapılacak iyi işler olduğu inancımı koruyor, çok nitelikli bir şekilde bugüne kadar başarılı olan Türkçe yayın ekibini kutluyor ve yayını sürdürme çabaları için kolay gelsin diyorum.

Dr. O. Can Ünver

Inal

    Bu yazı yorumlara kapatılmıştır.