0

BEĞENDİM

ABONE OL

News

0

Dernek salonunda çok sayıda dinleyiciye hitap eden IKG- Kültür, Tarih ve İntegrasyon Araştırmaları Enstitüsü Dr. Latif Çelik, “Tarihini iyi bilenler geleceği doğru tahmin edebilirler “dedi.

Mehmet Akif Ersoy ve Çanakkale adlı programa katılan çok sayıda dinleyici hem Türk-Alman ortak tarihini öğrendiler hem de döneme ait bilgilerini tazelediler.

Derneğin din görevlisi Hakkı Yasa tarafından sunulan programda İstiklal Marşı, saygı durusu, Kur-an’ı Kerim ve şiirler okuyan küçüklerin sahne almasının ardından açış konuşması için mikrofona gelen dernek ikinci başkanı Osman Karadeniz, “Tarihimizin önemli şahsiyetlerinden gençlerimizin haberdar olmasına önem veriyoruz. Geçmişini iyi bilen nesillerin gelecekten emin olacaklarını ümid ederek özellikle İstiklal Marşımızın yazarı Mehmet Akif Ersoy ve hayatının yakından tanınmasını istiyoruz. Bu bağlamda çalışmalarını yakından takip ettiğimiz Dr. Latif Çelik’i derneğimize davet ettik “şeklinde konuştu.

Daha sonra kürsüye gelen ve Türk-Alman ilişkileri alanında çok sayıda eseri olan konuşmacı Dr. Latif Çelik ise özellikle Birinci Dünya Savaşı dönemindeki Türk-Alman ilişkilerine dikkat çekerek, “Tarih olmuş ile bitmişin hikayesi değildir. Onun adı masaldır. Oysa tarih zamana, mekâna, belgeye ve bilgiye dayalı, aynı zamanda geleceğin barış ve dostluk ikliminin üzerine bina edileceği ciddi bir bilim dalıdır. Tarihi konularda fikir yürütebilmek için öncelikle o dönemi iyi bilmek ve dönemin şartlarından haberdar olmak gerekir. Çanakkale Savunması birçok eserde, kitapta ve şiirde yer almıştır ama onu en sade ve heyecanlı bir dil ile gelecek nesillere taşıyan Mehmet Akif’tir. Kalemi güçlü ve satırları net olan milli şairimiz Çanakkale ve İstiklal Marşını birleştirerek daha asırlarca Türklerin hürriyet ve bağımsızlık aşkını takip etmelerinde birinci derecede etkili olmuştur “sözleri ile başladığı konferansta Osmanlı ve Alman imparatorluklarının ortak ilişkileri ve dönemin şartlarından örnekler veren Dr. Çelik, “Türklerin geniş bir coğrafyada kültürel izleri vardır. Dolayısıyla bu coğrafyalarda olup bitenler özellikle genç Türklere en azından tarihi doğru öğrenme sorumluluğu yüklemektedir. O döneme tutulacak mercekte ise Türk-Alman Dostluğunun doyasıya yaşandığını ve sonunda büyük kayıplar ile imparatorlukları noktalayıp cumhuriyete geçildiğini görürüz. Geçen yüzyılın ilk çeyreğinde modern cumhuriyetlerin kurulduğu, Türkiye ve Almanya’nın ilişkileri bu dönemde de artarak devam etmiştir “şeklinde özetleyerek, dinleyicileri uzun bir tarih yolculuğuna götürerek iki ülkenin yakın tarihine vurgular yaptı.

Türk Gençlerinin iyi öğrendikleri bu dönemin tarihini Alman arkadaşları ile yaptıkları sohbetlerde taban bilgi olarak kullanabileceklerini ve bütün bunların iki millete ait ortak tarih hafızası olduğunu belirten Dr. Latif Çelik, “Mehmet Akif Ersoy’u iyi anlamadan Çanakkale anlaşılmaz. Çanakkale’yi bilmeyenler ise o coğrafyanın kıymetini fark edemez, dönemin önemini kavrayamazlar. Şiirlerinin her bir satırında heyecan ve her dörtlüğünde ayrı bir mana olan Akif, Anadolu’da emperyalistlere karşı verilen milli mücadelenin en önemli manevi güçlerinden biridir. Şair-Gazeteci-Tarihçi refleksleri ile dönemi birebir yaşayan, isyancılara karşı ikna heyetlerinin içinde yer alan ve tehlikenin büyüklüğünü anlatarak toplumu bir arada tutmaya çalışan Mehmet Akif Ersoy aynı zamanda özü sözü doğru bir toplum önderi olarak Anadolu’yu aydınlatan müstesna bir şahsiyettir. Mehmet Akif’i iyi okuyarak şiirlerine yorum getirebilenler geçilemeyen Çanakkale ile İstiklal Marşı’nı daha iyi anlayacaklardır “dedi.

Almanya’da yaşayan Türk gençlerinin yaşadıkları ülkenin dilini ve kültürünü iyi tanıyarak özellikle eğitime önem vermelerini isteyen konuşmacı Dr. Çelik, “Bir ülkede başarılı olmak için iyi bir eğitim alarak öncelikle o ülkeyi iyi tanıyıp mümkün olduğunca her imkanından faydalanmak için şartları zorlamak gerek. O zaman başarının da kendiliğinden geldiği görülecektir. Coğrafyayı vatan yapmak için öncelikle iyi tanıyıp uzun vadede yaşadığım bu topraklarda daha iyi ne yapabilirim sorusunu kendilerine sormalıdırlar. Coğrafyayı vatan yapabilenler ise hem başarıyı hem de mutluluğu yakalayabilenler olarak ortaya çıkacaktır. Almanya’da zaman zaman ortaya çıkan olumsuzluklar olsa da genelde iki milletin dostluğu daha nesiller boyu devam edecek kadar güçlü ve kalıcı tarihi kökenlere sahiptir. Almanya’da iyi eğitim almış, kendi dil, kültür ve tarihini de unutmayan genç nesil göçmenlere ve dolayısı ile Türklere ilerideki ihtiyaç daha da artacaktır “dedi.

Konferans sonrası dernek tarafından misafirlere Türk mutfağının lezzet çeşitleri sunuldu.

ha-ber.com/Taner TÜZÜN / NÜRNBERG