ZEKA, BİLİNÇALTI, GENETİK PROGRAM BOZULUYOR

ABONE OL
18:57 - 01/10/2020 18:57
0

BEĞENDİM

ABONE OL
Kaplan
Best

İnsan beyninin ürettiği dalgaları tespit etmek suretiyle düşünceler okunabileceğine ve kaydedilebileceğine ilişkin çalışmalar sürüyor.

Böyle bir icat gerçekleştirilmiş olsa ve bu aletten yeteri kadar üretilse, o zaman insanlar arası ilişkiler nasıl olacaktır? İletişim nasıl kurulacak, Devlet işleyişi nasıl olacaktır?

Bir düşünelim, hükümetlerde, istihbarat servislerinde, poliste, özel yetkili savcıların elinin altında böyle aletler olsa ne yaparlardı?

Herhalde o zaman kitapları henüz yayınlamadan tutuklamak ve bilgisayarlardan silmek yerine, daha insan beynindeyken suç saydıkları düşünceleri tutuklar veya insan beyninden silerlerdi.

Öyle ya insan düşüncesini okuyabilmek mümkün olursa, insan hafızasını silmek ve yerine birkaç dakika içinde yeni bir hafıza yerleştirmek de ardından gelirdi.

Böylece, bu bilimsel kapasiteyi eline geçiren güç, bütün insanları robot gibi kullanabilirdi.

Aslında insanları robot olarak kullanabilmek için düşüncelerini okumaya veya bilgisayardaki gibi hafızalarını silip yerine başka bilgiler doldurma yeteneğine sahip makinelere gerek de yok. Çünkü günümüzde de tarih bilincini, kimlik bilincini, beynindeki inanç haritasını değiştirdikleri insanları robot olarak kullanabiliyorlar.

Meselâ, bir dinler arası diyalog sloganıyla, Müslüman gençlerin Hıristiyanlığa hizmet etmesini sağlayabiliyorlar!

Hasan Sabah, bu yöntemi herkesten önce keşfetmiş, uyuşturucu verdiği gençleri sahte cennetine sokup, robotlaştırmıştı. Yeniden o cennete girmek isteyen gençler, öl deyince ölüyor, kendisini uçurumdan aşağı atıyor, öldür deyince de öldürüyordu. Çünkü ölümsüz olduklarına inandırılmışlardı.

Büyük Selçuklu İmparatorluğu, işte bu operasyonla sarsıldı. Nizamülmülk öldürüldü, Alparslan’a suikast yapıldı ve o da bir süre sonra öldü. Hülagu Han, gelip de kökünü kazımasaydı, Haşhaşinler insanları robotlaştırmaya devam edecekti!

İşte bugün ise operasyonunu, insanların algılamasını değiştirmekle görevli, bilim adamları, yazarlar, gazeteciler ve televizyoncular yapıyor. Kısacası, devletlere, milletlere hâkim olmak isteyenler, bunu insanları ikna etmek suretiyle ve medya vasıtasıyla başarıyor!

Esasen, insanları medya manyağı, müzik manyağı, spor manyağı haline getirmek, CIA, KGB gibi servislerin kullandığı yöntemlerdir.

İnsan; bilinçaltı, gürültü, ritim ve saldırgan sesleri, renk bakımından zenginleştirilmiş hipno-renk etkilerini, herhangi bir sanatla karşılaştırma yapılamayacak kadar büyük ve inanılmaz bir hızla benimser. Bu tahriklerle manevi zekA körelir, bilinçaltı ve tanımayı sağlayan genetik program bozulur.

Arif Nihat Asya’nın Sansür adlı rubaisi
Sessizce düşünsek, duyacaklar bir gün;
Olmazları olmuş sayacaklar, bir gün…
Onlar, bu vehimle, ellerinden gelse,
Rüyalara sansür koyacaklar, bir gün.

Sahi rüyalarımızı da sansürleyebilirler mi?
Hafızamızı değiştirebildiklerine göre rüyalarımız zaten sansürlüdür. Çünkü rüyalarımız, hafızamızla sınırlıdır.

Toplumu bu KABUSTAN uyandırmak mı? Kim, nasıl uyandıracak?
Önce hafızaları tazelemek gerekiyor. Yoksa, ilkokul hafızasını bile kaybetmiş insan, insan olmak erdemliliğini anlayabilir mi ki?

Günün Sözü: Gerçekleri göremeyen göz, algılamayan beyin, hissetmeyen kalp, insanı insan olmaktan çıkarır.

Nurullah Aydın
Gazi Ü. İletişim Fakültesi Radyo-Televizyon ve Sinema Bölümü Öğr. Gör.

Inal

    Bu yazı yorumlara kapatılmıştır.