YETTİNİZ ARTIK

ABONE OL
18:13 - 01/10/2020 18:13
0

BEĞENDİM

ABONE OL
Kaplan
Best
YETTİNİZ ARTIK


İktidardaki son deminizi belki biraz uzatır umuduyla yurt içindeki savaşı yurt dışına da taşıdınız. 
Bu ipe sapa gelmez aymazlığınız islamcının, salt bir sürecik de olsa iktidarda kalalbilmek için yurdu da, yurttaşı da gözden çıkarmakta zerre kadar ikircikli olmayacağının ak kâğıt üstüne kara harflerle yazılımıdır. 
Ama; bu işin bir de aması var. Unuttunuz. Bunun adı vatana ihanettir. Vatana ihanetin bedelinin ne olacağını bilirsiniz siz! Vatanına ihanet eden ve iktidarını ihanet yoluyla sürdüren tek siyaset, tek siyasetçinin olmadığını yazıyor ak sakallı tarih dede.
„Biz bu ülkeyi herkesten, gelmiş  geçmiş herkesten daha iyi yönetiriz. Gelecek bizdedir.“ dediniz. Benim değerlendirme konusunda pek de umut  vermeyen halkım  inandı sizin bu palavralarınıza. 
2002 – 2015, tam 13 yıldır iktidar sizisiniz. Ülkeyi getirip bıraktığınız yerse  tam bir bataklık. Ülke de, yurttaş da boğazına değin battı bu batağa.
Sizinle geçen bu 13 yılda ülkenin tek sorununu olsun çözemediniz. Bırakın sorun çözmeyi sorunsuz tek alan bırakmadınız.
Yurdu inşaat alanına çevirdiniz, bunu kalkınma olarak yutturdunuz halka.
Sizin bu inşaat tutkunuz yurttaşı boğazına kadar borca soktu. Gün gelecek borcunu ödeyemeyecek yurttaş. İşte o zaman yandı gülüm keten helva!
Yurttaş boğazına kadar borca gömülürken yandaşınız üsleniciler, milletin a…na koya koya dolar milyarderi oldular sizinle birlikte.
Eğitimi içinden çıkılmaz duruma soktunuz. Yemin etsem başım ağrımaz, bu alanda ne yaptğınızı siz de bilmiyorsunuz. Sistemi yaz boz tahtasına çevirdiniz.Amacınızın „dindar ve kindar bir gençlik“ olduğunu birinci ağızdan açıkladınız.
Savunma sisteminde açtığınız delikler nasıl tıkanılırlar acaba?
TSK’nin ne karasında ne havasında ne denizinde kuvvetten eser bıraktınız.
Dışişleri siyaseti sizin elinizde düşmanlık yaratma siyasetine dönüştü.
Vergi sisteminden „Vur abalıya!“ yı anlıyorsunuz. Altta kalanın canı çıktı sizin bu 13 yıllık iktidarınızda.
Türkiye ne üretiyor ve ne satıyor tanrı aşkına?
Tüketime ambarlar dolusu paranız olsa yetmez!
“Yaptık.” dediğiniz her şeyin kaynağı dışarıdan sağlanan borç paradan başka nedir?
İçişleri mi? Yurttaşları karpuz dilimleri gibi ayırdınız. Bu siyasetinizin sonucu bir iç savaş olursa sakın şaşırmayın. Gemlik’e doğru denizi göreceğinizdir işin gerçeği.
Hele sizdeki Osmanlıya öykünme hastalığı yok mu?
İşi; birgün halife olmak sevdasına kadar götürdü sizi. Aç tavuk, buğday ambarı yani…
Saltanat ve halifelik! Sahi ne zaman, hangi düzende kaldırılmışlardı bu kurumlar? Siz; onları kaldıran düzene ve onları kaldıranlara mı karşısınız? Korkmayın, söyleyin! Nasıl olsa mühür sizde, Sülüman da sizisiniz. Maçayı biraz sıktınız mı onu da söyleyebilirsiniz, korkmayın!
Sizin bir ustalığınız da tek ayağınızın üstünde kırk yalanı birden söylemeniz, söyeleyebilmeniz, hem de insanların gözlerinin içine baka baka…
Ama; işte, olmuyor. Yalancının mumu yatsıya kadar… Birileri boş durmuyor ve ipliğinizi pazara çıkarıveriyorlar.
“Çözüm süreci” olarak giriştiğiniz her işi, Kürt sorununda, Alevi sorununda, Roman yurttaşlar sorununda olduğu gibi, elinize yüzünüze bulaştırdınız. “Çözüm” şurda kalsın, tamamını kördüğüm ettiniz. Attınız o kuyulara taşları, bakalım kaç akıllı gerekecek o taşları o dipsiz kuyulardan çıkarmaya.
Rabia’da ölenlere ağıtlar tuttunuz da Gezi’de katledilenlerin analarını yuhalattırdınız müritlerinize.
Önlerine yattığınız altın kaçakçılarının burunlarını uyuşturucu kaçakçılığına da soktukları savı dolaşıyor ortalıkta. Bu kaçakçılıklardan da payınızı alıyorsunuz kuşkusu doğuyor insanda.
9 Eylül 1922 de İzmir’e giren kurtarıcılar Türkiye’nin ilkesinin „Yurtta barış, dünyada barış“ olduğunu haykırdılar tüm dünyaya. Ne yurtta bıraktınız barışı ne dünyada. Orduyu, ağababalarınızın buyrukları doğrultusunda, “Emret komutanım!”  narasyla, topuk vurarak savaşa göndermek üzere olduğunuz günlerdeyiz. 
Sizden alıntı yaparak, sözün özü: “Sizden bir cacık olmaz!”
Tanrı aşkına gidin, kendi isteğinizle gidin! Ülke yönetmek işi size birkaç numara bol…
Yettiniz artık!

Hasan Aslan





Inal

    Bu yazı yorumlara kapatılmıştır.