UMUDA SARILMAK!

ABONE OL
11:43 - 23/10/2020 11:43
0

BEĞENDİM

ABONE OL
Kaplan
Best

İhtilalleri, darbeleri gördüm, yaşadım.

İdamların hepsini, – özellikle üç politikacının idamını- askerlerin idamını, intikam almak için tek kişinin canına kastetmemiş gençlerin idamlarını hiç onaylamadım.

Düşüncelerine karşı olup olmamaları ayırımını yapmadan…

Halkın bilincinin ekonomik gücünün önüne geçmesinden korkan sömürücüler, toplumu- özellikle- çalışan, emeğinin tam karşılığını alamayan halkı kamplara bölerler.

Kendi toplumlarının sömürülmesine karşı çıkan gençlerin karşısına yine sömürülen toplumun parçasının çocuklarını çıkarırlar.

Sivas’ta, Maraş’ta, Çorum’da evler işaretlenerek hedef gösterilerek insanlar öldürülmüş, yakılmıştı

Alevi diye, solcu diye, Atatürkçü diye….

Bütün bunlar; Emperyalizmin oğlanlarına darbe yapma bahanesi olması için yapıldı…

21. Yüzyıl Türkiye’sinde, bir yerel seçim sürecinde aynı oyunların daha çirkinleri oynanıyor.

Birlik olacağımız bir dönemde, toplum ayrıştırılarak iktidarlarını sürdürmek isteyenlerce düşman gruplar yaratılmak isteniyor…

Bu kez toplum, din ve köken üzerinden ayrıştırılarak düşman kamplara böldürülüyor.

AKP Genel Başkanı ve MHP Genel Başkanı kendi geleceklerinin sallantıda olduğu korkusuyla koltuklarını korumak için, karşılarında olanları; ”hain, terör örgütlerinin destekçileri, dinsiz- imansız, adi olarak ilan ediyorlar.

Yakın tarihlerde, Bahçeli ve Erdoğan parti başkanları olarak birbirlerine yüz kızartıcı hakaret etmelerine rağmen, bir-kaç yıldır, hiçbir şey olmamış gibi kanka olmaları kendi özelleri olabilir.

Ama, AKP Genel Başkanı aynı zamanda Türkiye Cumhuriyeti’nin Cumhurbaşkanı ise ”Anayasaya uyacağına namusu ve şerefi üzerine ettiği yemine” uyma zorunluluğu vardır.

İster cumhurbaşkanı, isterse parti başkanı olsun, muhalefet parti liderlerini hapsetmekle tehdit edemez. ”ZİLLET-EDEPSİZ-SOYSUZ-TERÖR ORTAKLARI” Diye hakaretler edemez.

Muhalefeti ve muhalefeti destekleyen halkı ”ZİLLET İTTİFAKI” Diye aşağılayamaz.

Süleyman Soylu, muhalefet partisi başkanıyken Erdoğan için ettiği hakaretleri Erdoğan hoş görebilir.

Ama, İçişleri Bakanı soylu; ‘YSK’yı, Anayasayı, yasaları hiçe sayarak” muhalefet liderlerine terbiye dışı hakaretleri edemez, onları tehdit edemez.

Adalet Bakanı Abdülhamit Gül, kendi partisinden bir milletvekilinin AKP’li seçmenlere ”ÖKÜZ” Demesine kahkaha atamaz.

Tarım Bakanı bütün muhalefet partilerine; ”ADİLER!” Diyemez. Ağabeyinin FETÖ’den tutuklu olmasını unutturmak istese bile bu sözü edemez.

-Hiçbir iktidar oy karşılığı cennetin tapusunu, günahlarının affını verme cüretinde bulunmadı.

Yandaş Sabah Gazetesi ve yeni yandaş Hürriyet Gazetesi, basın ahlakını fütursuzca ayaklar altına alarak, bazı vatandaşların özellikle Kürt kökenli vatandaşlarını fişleyerek hedef göstermeleri ile Sivas’ta, Maraş’ta, Çorum’da Alevi, solcu, Atatürkçü evlerinin işaretlenerek yakılmalarını, katledilmeleri suçunu işleyen katilleri mi örnek almaktadırlar?

Hitler Almanya’sında, Yahudilerin evleri işaretlenmişti!

Her yıl Almanya bu alçaklığı yeni nesil unutmasın diye bütün TV’lerde yayınlarlar…

1950 yılından beri, çok partili sistemde hiçbir dönem seçimleri AKP iktidarı dönemi kadar şaibeli, hileli, seçim dönemi yaşamadık.

-Hiçbir dönemde oyların, Üniversite giriş sınavlarının, devlete eleman alınacak sınav sorularının çalındığına tanık olmadı.

-Hiçbir dönemde YSK, Yargı, Diyanet, güvenlik güçleri, bürokrasi iktidar partisi yandaşı olmamıştı.

-Tavizler verseler de hiçbir iktidar; tarikatları TSK’da, yargıda, bürokraside, eğitimde, dini kurumlarında AKP kadar söz ve yetki sahibi kılmamıştı.

-Hiçbir Türkiye Cumhuriyeti başbakanı, bakanları terör örgütlerini, PKK’yı ve onun başını muhatap almadı. Onların oyunu almak için çadır mahkemeleri kurmadı.

Demokrasi’nin özelliklerinden biri de seçimdir. İktidarlar, yerel yönetimler halkın özgür iradesiyle seçilirler. Baskıyla, devlet gücüyle, korkuyla alınan seçim demokrasiye aykırıdır.

O nedenle kendini insan sayan, bu ülkenin yurttaşı sayan vatandaşlar mutlaka gidip oyunu kullanmak zorundadır. Sandığa gidip oyunu vermek bir görevdir.

Birde muhalefetin favori olduğu yerlerde, muhalefetin oyunu bölmek için seçime giden partilerin taraftarlarına bir önerim olacak; Sandığa gidin, az da olsa oylarınızla muhalefeti cezalandırmak yerine iktidara oy verin. Bu daha dürüst bir tavırdır….

Son söz;

Karamsar olmak için birçok neden var.

Ama, asla umutsuz olmayacağız….

Her gecenin sabahı her karanlığın sonu aydınlıktır….

Türkiye Cumhuriyeti karamsarlıklara rağmen yokluklara rağmen 19 Mayıs 1919’ta Samsun’da doğan güneşin umuduyla, ışığıyla, kararlılığı ile kuruldu.

Sakın unutma!

Yıldız AKALIN

Inal

    En az 10 karakter gerekli
    Gönderdiğiniz yorum moderasyon ekibi tarafından incelendikten sonra yayınlanacaktır.