TUTSAK DEMOKRASİ

ABONE OL
11:47 - 23/10/2020 11:47
0

BEĞENDİM

ABONE OL
Kaplan
Best

TUTSAK DEMOKRASİ

Demokrasinin doğuşundan beri yaşadığı tarihsel süreç iyi anlaşılmazsa, geliştirilemez, kollanamaz savunulamaz. Çağa uydurulamayan demokrasinin oluşturduğu boşluğu Neo-Liberalizm, sürekli kendisini güncellemesiyle dolduruyor.

Faşist, otoriter veya teokratik düzenlerin tek başına iktidarda tutunmalarının modası geçti. Baskıcı rejimler kapitalist veya emperyalist sistemin alt unsurları veya koruyucu argümanları oldular. Dinin güncellenmesinden bahsediliyor…

Alman Teolog Martin Luther, Protestan, 15.yy’da yaşadı. Katolik Kilisesi’nin yozlaşmış Endüljans Belgesi ‚ne karşı (Kilise’nin cennette toprak satan af belgesi.) savaş başlattı, Roma Kilise ’si kendisini aforoz ettiyse de tezi toplumda karşılık buldu, dinde reform hareketi başladı. Martin Luther, dinde dayatılanın vicdanına ters geldiğini, Tanrı’nın sözlerinin aklına uyması gerektiğini savundu. 

Orta çağın Hristiyanlığı Martin Luther öncülüğünde gelişen reform hareketleriyle güncelleniyordu. Diğer taraftan aynı Martin Luther’in başka din ve ırklara karşı fundamentalist ve ırkçı karşıtlığı dörtyüz yıl sonra Hitler’e ilham kaynağı olacaktı. 

İslamiyet güncellenebilir mi? Çağımıza yanıt verebilir mi?

Bilim insani Server Tanıllı aynı adlı kitabında bu sorunun yanıtını araştırıyor:

, Son yıllarda hemen hemen bütün Müslüman ülkeler, şeriatçı akımlarla çalkalanıyor. Kimi yerde iktidara da geçmiş bu akımların mesajında, din ve inanç özgürlüğü ile yetinmeyip, toplumu, devleti, giderek bireyi, İslam’a göre yeniden biçimlendirmek var ve işin gerçeği, İslam da malzeme veriyor onlara.

Çağımızla ilgisi ne bu mesajın?

Aklın ve bilimin öncülüğü, düşünce ve örgütlenme özgürlüğü, başta emekçilerin ve kadınların olmak üzere temel insan hakları, kısacası uygarlığın ulaştığı vazgeçilmez değerler göz önünde tutulduğunda, neyi temsil ediyor bu akımlar? İslam’ın uyanışı mı gördüklerimiz? Yoksa, çağını yakalama yolunda XIX. yüzyıldan bu yana hayli mesafeler almış Müslüman dünyanın ilerleyişini durdurmakla kalmayıp, onu daha da gerilere savıp savuracak gericilik rüzgarları mı?’’

Türkiye demokrasisi aydınlanma yolunda ki gelişiminin anahtarının laiklikte olduğunu görmüş bir ülke. Ne Türkiye’nin ne de başka bir Müslüman ülkenin yeni Martin Luther’lere ihtiyacı yok.

İslam ülkelerinin laikliğe ihtiyacı var. 

Toplumsal yozlaşmayı getiren nedenleri görmezden gelip, aynı nedenler üzerinden çözüm ve yol göstericilik yapmak toplumsal çöküntüyü artırmaktan başka işe yaramadığında bilerek ısrar etmek insanlık için bir ihanettir.

Demokrasinin işlemesi bakımından en önemli unsur olan seçimler; eğer ki demokrasi tüm alanlarda aktif işletilmez olsun, baskıcı rejimlerin kendilerini korumalarının yasallığını sağlamaya dönüşür.

(Türkiye gibi birçok ülkede seçimler demokrasi adı altında baskıcı rejimleri yasalaştıran araç olarak yapılıyor.) 

Bu bağlamda Türkiye’de yaklaşan anti demokratik seçimlere karşı toplumsal uyanış gelişiyor. Örgütlü muhalefet, en başta CHP ve diğerleri yükselen toplumsal tepkiye ayak uydurup öncülük etmelidir. Demokrasi gericiliğin ve neo-liberalizmin tutsağında, kurtarılmalı.

Zekeriye Uçar

Inal

    En az 10 karakter gerekli
    Gönderdiğiniz yorum moderasyon ekibi tarafından incelendikten sonra yayınlanacaktır.