TÜRKİYE GÜNDEMİ

ABONE OL
11:54 - 23/10/2020 11:54
0

BEĞENDİM

ABONE OL
Kaplan
Best

Siz de izliyorsunuzdur; Türkiye’nin gündemi pek karışık ve hızlı.
Son birkaç haftada olup biten çoğu Avrupa ülkesinde inanın bir yılda yaşanmıyor.
Aklıma gelenleri sıralayıvereyim: Libya’dan Türklerin kurtarılması operasyonu, İbrahim Tatlıses suikastı, Milletvekili Genel Seçimleri ile ilgili yoğun ve sert siyasi tartışmalar, yayınlanmayan bir kitabın yasaklanmasıyla ilgili tepkiler, YGS sınavında şifre muamması, sonra cinayetler, cinayetler, cinayetler…
Toplumda cinnet getirmişliğin bir göstergesi sanki bu cinayetler: Hemen her gün bir kadının eşi tarafından hunharca öldürülmesi, Kayseri’de kaybolan ve bir sapık komşu tarafından katledildiği anlaşılan çocuklar, İstanbul’da 9 yaşındaki nüfusa kaydı bile yaptırılmamış bir çocuğun öldürülüp cesedinin parçalanması, Bursa’da, Kütahya’da tecavüz edilip öldürülen genç üniversite öğrencileri.
Arada hepimizin sabahları okullarda tekrarlayarak büyüdüğü ve çocuklarımıza etik değerlerimizi empoze etme amacından başka bir gizli niyet içermeyen “Türküm, doğruyum, çalışkanım” sözlerine karşı inanılmaz derecede nefret duyan ve vatanın birliğine düşmanca bakanlara hak ettikleri cevabı veren son Danıştay kararı.
Birçok can sıkıcı, düşündürücü, üzücü olay.
Liste maalesef uzayıp gidiyor.
Ve sanki önleyici ve caydırıcı olabilirmiş gibi idam cezasının yeniden getirilmesi tartışmaları.
Eşleri tarafından kötü muameleye maruz kalan savunmasız kadınları koruyamıyor Türkiye.
Şimdi bu cinsel sapıklıkla ilgili suçlarla mücadele adına bir de “hadım yasası” hazırlandı.
Bu yasanın etik açıdan sorgulanması bir yana ruhsal bozukluğun bir sonucu olan cinsel suçların bu şekilde önlenebileceği de fevkalade tartışmalı bir konu.
Korkarım teklif yasalaşırsa insan hakları ihlali gerekçesiyle baş ağrıtıcı sonuçlarına da hazırlıklı olunmalı.
Bir kaç gündür de Güneydoğu’dan yeni terör haberleri geliyor.
Bütün bu konulara her gün yenileri ekleniyor.
En son rezalet, İstanbul’daki bir özel hastanede sigortadan para sızdırmak için yeni doğmuş sağlıklı bebekleri ailelerine teslim etmek yerine kuvözlere koyup güya tedavi etme hadisesi.
Gazetelerde bu bebeklerden birine makyaj yapıldığını gösteren fotoğraf yayınlandı.
Çılgınlığın ve ahlaksızlığın demek ki hiç sınırı yok artık.
Böylesine çürümüş bir zihniyete söylenecek söz olabilir mi?
İşte böyle: Her sabah kalkıp da haberlere baktığınızda yüreğinizde bir tedirginlik duyuyorsunuz.
Aslında henüz havalar ısınmamış olsa da yılın en güzel mevsimi geldi çattı.
Serin havaya rağmen Ankara’nın yükseklerinde bile meyve ağaçları çiçek açtı.
Yurdumuzun müthiş güzel doğası hepimizi kucaklamaya hazırlanıyor.
İnsan bu günlerde güzel duygulara kaptırmak istiyor kendini.
Ama televizyonun düğmesine basıp da alttan bir “SON DAKİKA” yazısı geçmeye başlayınca o güzel duygular kararıyor; bakalım bizi üzecek yeni haber nedir, demeye başlıyorsunuz.
Kısacası galiba elbirliğiyle hayatı kendimize zindan etmeye söz vermiş gibi bir halimiz var.
İnsanın insana yaptığı bir zulüm bu, daha ne demeli?

Dr. O. Can Ünver

Inal

    En az 10 karakter gerekli
    Gönderdiğiniz yorum moderasyon ekibi tarafından incelendikten sonra yayınlanacaktır.