TÜRKİYE ARTAN BU YALNZLIĞI HAK ETMİYOR

ABONE OL
11:49 - 23/10/2020 11:49
0

BEĞENDİM

ABONE OL
Kaplan
Best

TÜRKİYE ARTAN BU YALNZLIĞI HAK ETMİYOR

Cumhuriyet gazetesi yazar ve idarecilerine karşı yapılan FETÖ operasyonu, aklıma spontane olarak bu kararı veren savcının, FETÖ’cü olma ihtimalini getirdi. CIA güdümündeki bu terör örgütünün, yurtsever yazar, gazeteci, subayları, hangi akıl almaz iğrenç yöntemlerle suçlayarak hapse attırdığını ve görevlerinden uzaklaştırdığını, biliyoruz. Gülen ile 20-30 yıl birlikte çalışan en yakın arkadaşlarının açıklamaları da bu tüyler ürpertici yöntemleri kanıtlıyor. 15 Temmuz darbe hareketinin önde gelen ismi, eski Hava Kuvvetleri Komutanı Orgeneral Akın Öztürk’ün, bu göreve gelebilmesi için, kendisinden daha kıdemli oldukları için bu göreve gelecek üç orgeneralin, FETÖ’cüler tarafından düzmece ve sahte suçlamalarla nasıl hapse attırıldığı ve böylece Akın Öztürk’ün Hava Kuvvetleri komutanlığına getirilebildiği, bugün biliniyor. 

FETÖ imamlarının buna benzer sayısız kumpas olaylarını nasıl organize ettiklerini, çaldıkları sınav sorularını kendi elemanlarına vererek, harbiyeye, siyasal bilgilere, hukuk fakültelerine ve emniyet birimlerine girmelerini nasıl sağladıklarını ibret ve hayretle öğrenmiş bulunuyoruz. Cumhurbaşkanlığı koruma subayları ve Genel Kurmay Başkanlığı özel kalemine kadar FETÖ elemanlarının nasıl yerleştirildiği ve Genel Kurmay Başkanının odasına yerleştirilen böcekle, konuşmaların yıllarca nasıl dinlendiği, Gülen ve tabii ki bu yoldan da CIA’ye iletilmiş olabileceği, unutulmamalıdır.
Milletvekilleri, bakanlar, üst rütbeli subaylar, savcı ve hakimler ve devletin tüm birimlerinde bulunan bu terör örgütü mensuplarının, şimdi de aynı kumpas yöntemleriyle, FETÖ karşıtı kişilere benzer yöntemleri uygulamaları, son derece normal değil midir?

CUMHURİYET’İ FETÖ’CÜLÜKLE SUÇLAYAN SAVCI FETÖ’CÜLÜKTEN YARGILANIYOR
Ve bugün Odatv haberinden öğreniyoruz ki, Cumhuriyet yöneticilerini ve yazarlarını “FETÖ adına suç işlemekten gözaltına aldıran savcı, Yargıtay 16. Ceza Dairesi’nde görülmekte olan davanın, 28 numaralı sanığı Savcı Murat İnam, “FETÖ’ye üye olmaktan sanık olarak yargılanıyor.”
12 yıl boyunca FETÖ ile içli dışlı olan AKP yöneticileri arasında çok sayıda bu terör örgütü elemanları olduğu, yaygın olarak dillendiriliyor. Bu ortak hareketin siyasi karşıtlarına karşı, ustası oldukları kumpas yöntemlerini, günümüzde de uygulamakta olduklarını, Cumhuriyet gazetesine karşı yapılan operasyon açıkça kanıtlıyor. Tutuklu FETÖ’cülerin verecekleri ifadelerle, henüz bilinmeyen bazı kumpaslar da aydınlığa çıkabilecektir.

KABADAYILIKLA DEVLET YÖNETİLEMEZ
Basın ve ifade özgürlüğü ve de yargı bağımsızlığı, demokrasinin olmazsa olmazıdır. Teröre ve silahlı kalkışmaya açıkça destek olunmadıkça, ifade ve düşüncesi nedeniyle gazeteci ve yazarların yargılanması, demokrasi ile asla bağdaşamaz. Cumhurbaşkanı ve AKP yıllardır, kendilerini eleştirenleri, çoğu kez, “silahlı terör örgütüne üye olmak”la suçlayarak tutuklatmakta ve yargılatmaktadırlar. Ne yazık ki, hükümetin emrine göre davranan çoğu yargı mensubu, Ergenekon ve Balyoz gibi davalarda da gördüğümüz gibi, güdümlü karar verebilmektedirler.

Görüşlerini yakından tanıdığım Avrupa Parlamentosu Başkanı Martin Schulz, “İfade özgürlüğü bizim kırmızı çizgimizdir” diyerek, Cumhuriyet gazetesindeki tutuklamalara tepki gösteriyor. Başbakan Yıldırım ise buna verdiği yanıtta, “Kardeşim, senin çizgine mizgine biz bakmayız. Kırmızı çizgiyi millet çizer bizde, millet” … diyor. Erdoğan benzeri bu kabadayı sözlerle, dış politika yapılamaz. Bu politikalarla Türkiye hızla çok yönlü yalnızlığa sürüklenmektedir.

“Uluslararası Sınırsız Gazeteciler Birliği” Erdoğan`ı, Dünyadaki 35 “Basın Özgürlüğü Düşmanı” listesine aldı. Devlet, hükümet ve istihbarat kurumu başkanı olan bu kişiler, basın ilgililerine sansür, keyfi tutuklama, işkence ve öldürme uygulatanlar olarak tanımlanmaktadır. 

Cumhurbaşkanı ve Başbakanın, iç ve dış politikayı, kendi seçmenlerine yönelik hesaplarla yapma yanlışlığından ivedi olarak vazgeçmeleri gerekir. Bunun için de görüşlerine önem verecekleri, çağdaş danışmanlara gereksinimleri vardır. Türkiye dış politikada artık daha fazla yanlışı ve yalnızlaşmayı taşıyacak durumda değildir!

Hakkı Keskin

Inal

    En az 10 karakter gerekli
    Gönderdiğiniz yorum moderasyon ekibi tarafından incelendikten sonra yayınlanacaktır.