ÖZEL ÖRGÜTLENMELER

ABONE OL
19:02 - 01/10/2020 19:02
0

BEĞENDİM

ABONE OL
Kaplan
Best

Şehit haberleri gelmeye, terör vahşi yüzünü sürdürmeye devam ediyor. PKK terörünü yok sayan her şeyi ergenekona bağlıyan bazı işbirlikçi gazeteci siyasetçi, akademisyen saldırıların yerini, zamanını biliyorlar. Nasıl olur demeyin Burası Türkiye!

Siyasi tartışmalar ise sürüyor. Gündem her gün değişiyor. Halkın gerçek gündemi zaten ortalarda yok. Birileri kafa karışıklığı için topluk mühendisliğini iyi planlıyor ve uyguluyor.

Son günlerin gündemi ise anayasa değişikliği paketi!

Peki ama devletin kurumlarındaki değişim ve dönüşüm neden gündemde yer almıyor?

İktidarı ile muhalefeti ile herkes panik halinde şaşkınlık yaşıyor. Öylesine ki, Türkiye üzerinde ABD’nin ve Avrupa Birliği’nin güler yüzlü önerilerinin, çözülüşe, dağınıklığa yol açan projelerini uygulamaya koyarken, gözlerden kaçırılan yeni yapılanmalar oluyor.

Birçok kişi bazı sorular soruyor.. Ama nedense soruların cevapları verilmiyor.

Bakın; 30 Ocak 2010 tarihinde Resmi Gazete’de yayımlanan bir genelge ile Başbakanlık Baş müşavirliği sorumluluğunda Kamu Diplomasisi Koordinatörlüğü ihdas etmişti.

Konu ile ilgili olarak cevabı aranan sorular var.
1. Milli Güvenlik Kurulu Genel Sekreterliği uhdesinde bulunan ‘Devlet çapında psikolojik harekâtın planlanması, uygulamaların koordine ve kontrol edilmesi görevi’ bir kanunla 2003 yılında neden iptal edilmiştir?
2. Kanunla belirlenmiş bu görev yedi yıl sonra neden bir Başbakanlık genelgesiyle Başbakanlık Başmüşavirine tekrar verilmiştir?
3. Darbe söylentileriyle ilişkilendirilen psikolojik harekât faaliyetlerinin ‘kamu diplomasisi’ adı arkasına gizlenerek yeniden ülke gündemine sokulmasının ve bu maksatla bir koordinatörlük oluşturulmasının gerçek nedenleri nelerdir?
4. Bu faaliyetlerin koordinatörü Başbakanlık Başmüşaviri olacağına göre Başbakan kaynaklı olarak yurt içine yönelik bir psikolojik harekât faaliyeti mi söz konusudur?
5. Başbakana doğrudan bağlı ve telefon dinleme faaliyetleri ile kuşkular uyandıran Telekomünikasyon İletişim Başkanlığı ile bu koordinatörlüğün ortak çalışması düşünülmekte midir?”

Demek ki, Başbakan’a bağlı özel birim yaratılmış durumda..
Bu birimin açıklanan görevler dışında hangi maksatlara hizmet edeceği konusunda ciddi kuşkular var. Ancak bu birimin her çalışmasını dikkatle izleyenler de var…

Jeostratejisi, enerji kaynakları bu kadar önemli ülke, milli mutabakat çivileri yerinden oynatılmış ve yoksulluğun pençesine düşürülmüş bir ahali yapısıyla böyle sersem sepelek edilir işte!..

Geçim derdi peşinde darmadağınık bir sosyal yapının içindeki ahalinin kafası yüksek politik travmalarla alt üst ediliyor.. Vatandaş, şimdi Emaysa denilen şeyin çözüldüğünü sanıyor. Oysa halk, 28 Şubat cuntası istediği için Emasya kıskacı içindeydi..

Emasya protokolü, 28 Şubat’ta Batı Çalışma Grubu’nun resmi hale getirilmesi için Mesut Yılmaz hükümetiyle, dönemin Genelkurmay Başkanı İsmail Hakkı Karadayı işbirliği ile imzalanmıştı..

Şimdi kaldırılarak halka Balyozlu-Çetin Doğan’lı bir tiyatro beraberinde sunuldu!. (Emasya’yı hazırlayan Çetin Doğan şimdi balyoz darbesi muhatabı)

Perdenin arkasına bakıldığında kaldırmanın da nasıl bir kaldırma olduğu konusu kafa karışıklığı yaratıyor…

Kamu Diplomasisi Koordinatörlüğü ile EMASYA, isim farkı ve bazı yeni düzenlemelerle üst üste oturuyor.

Yani askerin elindeki EMASYA adlı Balyoz, Başbakan’ın eline Kamu Düzeni Müsteşarlığı diye verilmiş gibi. İlker Başbuğ, basına verdiği mesajlarında, “EMASYA’nın kalkma zamanı” anlamında konuşmuştu. Yani başbakanın dediği genelkurmay başkanı ile paslaşma devam ediyor. Çankaya köşkündeki üçlü zirveden sonra suskunluk devam ettiğine göre, kim ne bekliyor ki?

GüNüN SöZü: Hiçbir şey göründüğü gibi değildir. Aldanma, dikkat et.

Prof. Dr. Nurullah Aydın
Gazi Ü. İletişim Fakültesi Radyo-Televizyon ve Sinema Bölümü Öğr. Gör.

Inal

    Bu yazı yorumlara kapatılmıştır.