MEDENİYETLER İTTİFAKI NEDİR NE DEĞİLDİR?

ABONE OL
19:03 - 01/10/2020 19:03
0

BEĞENDİM

ABONE OL
Kaplan
Best

Savunanlar; Medeniyetler İttifakı’nın çatışma kültürüne ‘dur’ deme, bu yanlışlığın önüne geçme projesi olduğunu belirtiyorlar.

2006 yılında yayımlanan Medeniyetler İttifakı üst düzey grup raporunda üzerinde durulan en önemli konuların Obama’nın TBMM’deki konuşmasında yer alması ve bunların ifade ve anlam bakımından birbirlerine yakın olması çok dikkat çekiciydi..

6-7 Nisan 2009 tarihinde İstanbul’da Medeniyetler İttifakı İkinci Forumu gerçekleştirilmişti.

Türkiye ve İspanya’nın eş başkanlığında yürütülen Medeniyetler İttifakı projesi, medeniyetler çatışması kavramının nereden doğduğunu iyi değerlendirmek gerekir.

11 Eylül saldırıları medeniyetler çatışması’nın bir sonucu gibi algılandı. Ancak medeniyetler çatışması tezi saldırılardan en az 4-5 yıl önce ortaya çıktı. Saldırıların ardından pek çok olay bu tezle açıklanmaya başlandı, bu ise yanlış, yıkıcı ve dağıtıcı bir gidiş oldu..

Bu yanlışlık aslında gösterilmesi gereken bir yanlışlıktır. Medeniyetler İttifakı projesi, İspanya ve Türkiye’nin girişimiyle başlatılan projedir.

Ortaya çıkış nedenleri farklı konulara göre yorumlanmaktadır.
Genel olarak söylenen şu; ‘Bu bir medeniyet savaşı, kültürler arası savaş değil.
Oysa; menfaatlere, güç kullanımına, enerji kaynaklarıyla, arkasında askeri hakimiyet olan bir savaş yapılmaktadır. bu bugünün savaşı değil yüzyıllardır süren bir savaş.

Dünyaya dair büyük resim açıklanırken inanç, medeniyet ve kültür kavramlarının kullanılmasıyla duygusallık işin içine karıştırılıyor. Bu da sokağı daha çabuk galeyana getiriyor ve karşı argümanları doğuruyor. Çatışma kültürü de böylece güç kazanmış oluyor. Medeniyetler İttifakı evvela buna ‘dur’ deme, bu yanlışlığın önüne geçme projesidir, deniliyor.

Ama gerçekten öyle mi? Irak işgalini başlatan ABD başkanı, bu bir haçlı savaşıdır derken, atılan füzelere dini simgeler konulurken, Camiler yakılıp yıkılırken, çizmelerle kirletilirken, medeniyetler ittifakı deyimi nasıl zemin bulabilir ki?

Proje kapsamında İspanya Hıristiyan, Türkiye de İslam medeniyetini temsil ediyor. Oysa bir medeniyet temsilciliği söz konusu olabilir mi? Zapatero Hıristiyan dünyayı, Erdoğan da İslam dünyasını temsil etmiyor. Böyle bir temsil söz konusu değil. Zaten öyle bir temsil yetkisi kimseye verilmiş de değildir.

Ancak dünya kamuoyuna bu düşünce ısrarla yansıtılmaya çalışılmaktadır.

İttifak dostu ülke sayısı 100’e ulaşmış durumda. Bu ülkelerin ulusal programlarını hazırlamasıyla Brezilya’da 2010 yılında üçüncü forum toplantısı yapılacak.

Hıristiyan batı; Müslümanlarla, İslamla bir savaş oluyormuş izlenimini vermemesine rağmen, ABD-İngiltere tarafından işgal edilen ülkeler, İslam ülkeleri. Batı uygarlığı için tehdit görülen ülkeler İslam ülkeleri, işgal edilen askeri operasyonlar yapılan, iç kargaşalık çıkarılan ülkeler İslam ülkeleri. Gerçekte medeniyetler de kültürler de çatışmaktadır. Bu izlenim dünya kamuoyuna yerleşmiştir.

Obama; Bush’tan farklı olarak ”ABD hiçbir zaman İslam ile savaşta değildir, olmamıştır, olmayacaktır” sözleri yaşanan son Yemen müdahalesi ve Afganistan’a daha fazla asker göndermesiyle anlamını yitirmiştir.

Batıda İslam dendiğinde akla hep terör gelmektedir. Batı için İslam endişesi, batı ülkelerinde yayılmaktadır. Karikatürler yayınlanmakta, İslami simgelere yasaklar konulmaktadır.

Avrupa’da ve İslam dünyasında ittifaktan memnun olan ve olmayan taraflar var. Oysa BM başta olmak üzere uluslararası kuruluşlarda konunun kapsamlı ele alınması ve batının kendisinin oluşturduğu bu imajı değiştirmesi gerekir.

Ancak böyle bir durumda şimdilik görünmemektedir. İran’a askeri müdahalenin konuşulduğu, Yemen ve Somali’nin hedef görüldüğü ortada iken inandırıcı olamıyorlar.

Kaldı ki; ABD’nin son açıkladığı ülkeler zinciri tamamen İslam ülkeleridir. ABD için tehdit İslam ülkeleridir.

O zaman Medeniyetler ittifakından nasıl bahsedilebilir! Batıya tamamen teslim olmuş bir İslam dünyası stratejisi yürürlükte iken, Türkiye’nin rolün sorgulanmalıdır.

GünüN SözÜ: İnsanlığın ortak akılla, insan gerçeğine varması, liderlerin ve aydınların çabası ile mümkün olabilir.

Prof. Dr. Nurullah Aydın
Gazi Ü. İletişim Fakültesi Radyo-Televizyon ve Sinema Bölümü Öğr. Gör.

Inal

    Bu yazı yorumlara kapatılmıştır.