MADIMAĞI YOK ETTİLER

ABONE OL
18:47 - 01/10/2020 18:47
0

BEĞENDİM

ABONE OL
Kaplan
Best

Sivas, hep haksızlığa direnen, direncini şiirlere, türkülere, halaylara nakkaş titizliği ile işleyen, kini, yaşamına, düşüncesine hatta düşlerine bile kondurmayan bir Anadolu bilgeler şehrini hatırlatır.
Yiğidin harman olduğu şehir derler, Sivas’a.
Şairi, ozanı zenginliğidir Sivas’ın.
Pir Sultanların, Âşık Veysellerin, Ruhsatilerin, Ali İzzetlerin ve her beldesinde çiçekler gibi bezenen nice ozanların diyarı Sivas.
Düşünceden, özgürlükten korkanların hedefi Sivas tarih boyunca nice kurbanlar vermiştir.
Yavuz Sultan katliamından sağ kalanlardan İran’a sığınan, orada aradığını bulamayıp tekrar Anadolu’ya dönerek ölmeyi göze alan Türkmenlerin yurdudur Sivas
Pir Sultan’ı asılmaya giderken gül (!)ile yolcu edenlerin şehri Sivas.
Gençliğimin, öğretmenliğimin serpilip geliştiği ve hoşgörüyü yaşayarak öğrendiğim Sivas
Gencecik öğretmen adayı iken bize sevgi demetinden türküler dinletmek için okulumuza gelen, elinden tutup sahneye götürdüğüm Âşık Veysel’in vatanı Sivas.
Bize -çoğu kez- yinelediğim sözünü her dem hatırlar, hatırlatırım.
İnsanlar iki türlü anılırlar. Bir rahmetle, bir nefretle”
Sivas’ın simgesi madımak kendiliğinden yetişen tazesi salata olarak, pişirilerek sıcak yemek olarak, kurutularak çay olarak tüketilen bir sebzedir.
Yoksulun vitamin deposudur.
Madımak düğünlerde, bayramlarda, şölenlerde halay türü olarak coşkuyu simgelerdi.
Madımak toplamasını türküsüyle, halaylarıyla dünyaya tanıtan Sivaslı kızlar yarışmalarda aldıkları ödüllerle Sivas’a hem Türkiye’den hem de dünyadan sevgi ve övgüler kazandırırlardı.
Sivas, çermikleriyle, tarihi yapılarıyla dünyanın her tarafından gelen konuklarını genellikle Sivas’ın simgesi Madımak Otelinde ağırlardı.
Ozanlar şehri Sivas’ta Pir Sultan Şenlikleri ile dünyaya halk ozanlarının katkısıyla barışın, hoşgörünün, sabrın, şiirin, özgürlüğün değerinin sunumu sergilenecekti.
Yurdun dört köşesinden ve dünyanın birçok ülkesinden aydınlar, yazarlar, ozanlar geldiler.
Konukların bir kısmı Sivas’ın simgesi Madımak adı verilen otelde kalacaklardı.
Sivas’ta bir şölen havası, sevinç, coşku ortamı yaratılmıştı.
Sanat etkinlikleri kapsamında ozanlar sazlarıyla, aydınlar sözleriyle koparılmış çiçekler yerine gönül çiçekleri saçacaklardı.
Yıl 1993, aylardan Temmuzun 2’si. Günlerden Cuma.
Masmavi gökyüzü, aydınlık bir yaz mevsiminin Sivas’a özgü sıcak bir günü başlıyordu.
Ozanlar sazlarını, yazarlar kitaplarını, Sivaslılar konukseverliklerini yüklenip şenliğe hazırlandılar.
Cuma namazında, önceden getirilen, yarasa ruhlu yaratıklar ve Sivas’ta kümelendirilmiş yobaz yığınlarının sinsice kulaktan kulağa iletilen yılan ıslıklarıyla beyinlerine üfledikleri kin ve intikam dalgaları aydınlığa salıverildi.
Aydınlığın yerini karanlık alınca, yarasalar kan emmek için saldırıya geçtiler.
Aydınlar, ozanlar, konuklar, Madımak Otelinde endişeli bir bekleyişle devleti beklediler.
Ankara’dan yardım istediler. Ankara, ”Gerekli önlemler alınmıştır, merak etmeyin” güvencesi verince rahatlayıp umutla devlete güvendiler.
Sekiz saat dayandılar, ne devlet geldi, ne yarasalar çekildi.
Sivas Valisi makamında mahsur kaldı.
Dışarıdaki yarasalar haykırıyordu:
”Cumhuriyet burada kuruldu, burada yıkılacak!
Cumhuriyetin polisi, cumhuriyetin savcıları, yargıçları durdular.
Azgın kalabalık tekbir getirerek oteli ablukaya aldılar.
Konuklar çeride birbirlerine sarılıp beklediler.
Onların hep kalemleri, sazları, kitapları vardı ellerinde.
Dertlerini şiirle, ağıtlarını türkülerle, mızraplarını sazın tellerine vurmayı öğrenmişlerdi.
Ne kin tutmayı, ne kırmayı hele cana kıymayı hiç bilmezlerdi.
Ama o yarasaların, o yobazların tek bildikleri kıymak, öldürmekti.
Tarih bir daha tekrarlanıyordu:
Nesimi’nin derisini yüzenler
Pir Sultan’ı asanlar.
Topçu kışlasından çıkıp okullu subayları katledenler.
Menemen’de Kubilay’ı kesenler.
Maraş’ta, Çorum’da canlara kıyanlar.
Sivas’ta 35 aydını diri diri yaktılar.
İstanbul’da Gezi’de, Hatay’da, Ankara’da gençleri acımasızca katledenler bunlardı.
Bunlar Ahmet Arif’in yazdığı; engerekler ve çıyanlardır.
Onlar dün Sivas’ta Madımakta, bugün Ankara’da, Gezi’de, Hatay’da gaz ile Tomalarla, kurşunlarla cana kıyanlardır.
Yirmi yıl geçti üzerinden.
Şimdi Sivas’ta ne madımak halayı çeken kızlar, ne madımak toplayan gelinler kaldı.
Madımak canilerin ellerinden akan kana bulandı.
Artık madımak yetmiyor Sivas’ın topraklarında.
Yobaz sürüsü yalnız canları katletmediler.
Madımağı da yok ettiler…

Yıldız AKALIN

Inal

    Bu yazı yorumlara kapatılmıştır.