KURBANLAR NEDEN TÜRKİYE’DE DEĞİLDE AFRİKA ÜLKELERİNDE KESİLİR HİÇ DÜŞÜNDÜNÜZ MÜ?

ABONE OL
18:07 - 01/10/2020 18:07
0

BEĞENDİM

ABONE OL
Kaplan
Best

KURBANLAR NEDEN TÜRKİYE’DE DEĞİLDE AFRİKA ÜLKELERİNDE KESİLİR HİÇ DÜŞÜNDÜNÜZ MÜ?

Bir Kurban Bayramı’nı daha geride bıraktık. Bayram süresince büyüklerimizi ziyaret ettik, bizleri ziyarete gelenler oldu.  Telefonlarla e-Maillerle uzaktaki yakınlarımıza ulaşmaya çalıştık. Birbirimize ikramlarda bulunduk, güzel giysilerimizi giyerek bayramın farklı olduğunu çocuklarımıza anlatmaya çalıştık. Camilerimiz doldu taştı, değişik etkinlikler yapıldı, kucaklaştık, hediyeleştik, sevinçlerimizi paylaştık. 

Almanya’da yaşayan Müslümanlardan bazıları kurbanlarını Berlin’de kestirdiler. Kurban paylarından Alman dostlarımıza da verdik.  Değişik etkinlikler düzenleyerek kurban paylarımızdan diğer insanların da istifade etmesini sağladık. Allah kabul etsin. 

Kurbanlarını Berlin’in/ Almanya’nın dışında kestirmeyi tercih edenler de oldu. Değişik yardım kuruluşları ve dini cemaatler bu konuda öncülük yaptılar. Allah değişik organizasyonlara kurbanlarını verenlerin kurbanlarını da kabul etsin… 

Bu organizasyonlar kurbanlarını daha ziyade Afrika ülkelerinde kestiklerini söylediler. Bunu niçin böyle yapıyorsunuz diye sorduğumuzda aldığımız cevap; „ hayatlarında hiç et yemeyen insanlara bir lokma et götürdük” şeklinde oldu.  Söylediklerini destekleyici resimler de gösterdiler. Kurban bayramına daha 3 ay varken bazı dini cemaatler camilerinin ilan panolarına Afrikalı insanların bu perişan hallerini gösteren resimlerini astılar.  Ajitasyon.

Kurbanlar neden Almanya’da, Türkiye’de değil de Afrika ülkelerinde kesilir?

Bu sene kurban kesme konusunda organize olan dini cemaatlerin ve diğer organizasyonların aldıkları kurban bedeli 20 Euro ile 100 Euro arasında değişti.  Kurban kesmek isteyenlere bu fiyatlar cazip geldi, çünkü daha az para ile kurban keserek Cenneti garantilemek karlı bir alış-veriştir diye düşünüldü. 

Oysa kurban Türkiye’de ve Almanya’da kesilecek olursa 150-200 Euro arası bir para gerekecektir. 20 Euro’ya Cennet’i garantilemek varken 200 Euro vermek karlı bir alış-veriş değildir. Müslümanın böyle düşünmesine sebep olanlar din baronlarıdır. Kürsüdeki hocalardan bazıları da o baronların temsilcileridir. Yapılan işin anlamı din istismarıdır, insanları Allah ile kandırmaktır. 

İbadetler kişilerin yaşadığı ikamet ettiği yerlerdeki şartlar göz önünde bulundurularak yapılır. Almanya’da bir Müslüman kurban kesecekse buradaki kurbanlıkların fiyatını esas almalıdır. Berlin’de kurbanlık fiyatı 150-200 Euro civarındadır. Kurban kesecek olan kişiden bu para alınmalıdır. Gidilen yerde o miktar kaç kurban ediyorsa o kadar kurban kesilmelidir. Gidilen yerde daha ucuza kurbanlık buluyoruz diye Almanya’daki kurbanlık fiyatının altında para toplamak sahtekarlıktır, din istismarıdır, Allah ile kandırmaktır. 

Dini cemaatler ve yardım kuruluşları, Almanya’da ve Türkiye’de niçin kurban kesmiyorlar? sorusunun cevabını bulmak o kadar da zor değilmiş.  Özellikle Türkiye’nin Güneydoğu’su, Doğusu, diğer bazı bölgeleri ve de Mülteciler, o bir lokma ete muhtaçlarken, Türkiye’nin kurban kesmek için tercih edilmeyişi manidardır. Türkiye’de 4 Milyon Mülteci vardır, evleri, işleri, aşları yoktur bunların, vatanları da yoktur.  Böyle bir fiili durum varken ortada, kurban kesmek için Afrika’nın seçiliyor oluşu manidar değil midir? 

Dini cemaatlerden birisi sosyal medyada kendi teşkilatlarında toplanan kurban paraları ile 100’den fazla ülkede 410 gözlemci nezaretinde kurban kesildiğini yazmış. Yaklaşık 30 seneden beri Berlin Mevlâna Camii’nin inşaatı devam ederken bu 18 Milyon Euro’nun neden Almanya’nın dışına çıkarıldığını anlamak zordur.  

Türkiye’de 4 Milyon Suriyeli Mülteci ve 40 yıldan beri devam eden terör belasından mustarip binlerce insanımız varken, şehit aileleri varken, bu 18 Milyon Türkiye’deki o insanlara niçin gitmiyor, onlara bir lokma et lazım değil mi? Bu soruya yardım kuruluşlarının ve dini cemaatlerin ne cevap vereceklerini merak ediyorum. 

Afrika’daki insanlar senenin 364 gününde bir lokma et yemeden yaşayabiliyorlarsa, 365. gün onlara bir lokma et yedirmenin mantığı nedir? Bu sorunun cevabını da merak ediyorum. 

40 seneden beri Filistin’e, Afganistan’a, Irak’a, Çeçenistan’a bir lokma et yedirmek için gidildiğini biliyoruz, hâlâ da gidiliyor; o bir lokma eti yiyerek o ülkeler bağımsızlıklarını mı kazandılar, işgal edilmekten mi kurtuldular? Aşağılanmaktan mı kurtuldular, dünya çapında ilim adamları yetiştirecek eğitim kurumları mı kurdular?  

55 seneden beri içinde yaşadığımız Almanlar bize neden güvenmiyorlar, hiç düşündünüz mü? İşte bu yaptıklarımız yüzünden, güvenilmez insanlar olduğumuz için. Müslümanız deriz; yalan söyleriz, ticaretimiz hilelidir, sözümüzde durmayız, ilişkilerimizde insani duyarlılık yoktur, zina yaparız, içki içeriz, kumar oynarız, oturduğumuz sokaklar pislik içindedir, yüksek sesle konuşarak insanları rahatsız ederiz, insanları yargılarız. Biraz düşünsek, özeleştiri yapsak sanırım sorunlarımız kendiliğinden çözülecektir. 

Bu dine yazık oluyor, gerçekten yazık oluyor, gerçek Mü’minlere yazık oluyor, Dünya`ya rezil oluyoruz. 

“Adil Olun, İyilik Yapın, Yakınlarınıza Verin”

Allah ve O’nun Peygamberi sadakalarınızı en yakınınıza verin diye ısrar ederken, yakınları bırakıp uzakları tercih etmek doğ değildir. Bu anlayış Allah ile inatlaşmaktır. Buyruklar şöyledir: 

 “Ey Muhammed! Sana nereye infak edeceklerini soruyorlar. De ki: Hayır olarak verdiğiniz nafaka, ana baba, yakınlar, öksüzler, yoksullar ve yolda kalmışlar içindir. Hayır olarak daha ne yaparsanız herhalde Allah onu bilir.” (Bakara, 215)

“Ya Resul Allah! Kime iyilik ve ihsanda bulunayım?” deyince, Resülullah (asm): “Annene, sonra annene, sonra annene, sonra babana ve sonra da sırasıyla yakınlarına” buyurdu. (Ebu Davud, Nesai, Tirmizi)

“Selam vermekle de olsa akrabalarınıza iyiliğiniz dokunsun.” (Taberânî, Beyhâkî)
“Annene, babana, kız ve erkek kardeşlerine iyi muamele et onlardan sonra sırasıyla en yakınlara iyilikte bulun.” (Nesâî, Ahmet bin Hanbel)

“Sevabını Allah’tan umarak insanın nefsine ve ehline harcadığı şeye karşılık, Allah muhakkak ona mükâfat verir. Önce geçimine baktığın kimseye harcayıp işe başla. Eğer fazla (mal) varsa sırasıyla en yakına ve ondan sonraki yakına ver. Eğer daha (artan mal) olursa, dilediğine ver.” (Edebü’l-Müfred)

Rüştü Kam

Inal

    Bu yazı yorumlara kapatılmıştır.