İSVİÇRE BANKALARI

ABONE OL
11:55 - 23/10/2020 11:55
0

BEĞENDİM

ABONE OL
Kaplan
Best

Gözümün önüne bir resim geldi. 2006 Dünya Kupası öncesindeki grup maçlarında Türk Milli Futbol Takımını eledikten sonra İsviçre takımını İstanbul’dan Zürih Havalimanına getiren Swissair uçağını yolcuları inmeden ilaçlı sularla yıkamışlardı. Akıllarınca “mikroplu” Türkiye’yi aşağılamak istemişler. Geçen hafta patlak veren İsviçre bankalarındaki hesaplarla ilgili bilgilerin Alman hükümetine satılmak istenmesi tartışması bu ülkenin illegal kazanılmış veya vergisi ödenmemiş gelirleri yıkama konusunda nasıl da uzman olduğunu bir kez daha tüm dünyaya anımsattı. Bu uçak yıkamaya benzemiyor. Başkalarının alın teridir İsviçre’nin gasp ettiği.

Öyle ya, bizde de biraz şaibeli işlere karışan zengin birinin kirli çamaşırları ortaya döküldü mü, hemen “onun İsviçre bankalarında çok parası var azizim” muhabbeti başlar. Hele kriz dönemlerinde ülke dışına kaçırılan servetler üzerinde yapılan spekülasyonlar dudak uçuklatır. 2001 krizinde en az 49 milyar doların alıp başını İsviçre göllerine nazır anlı şanlı bankaların kasalarına konduğu söyledi hep. Başka ülkelerde şu veya bu şekilde kazanılan, hatta aralarında terör örgütlerinin uyuşturucu gelirleri de olan paraların gittiği adres hep bu müthiş “temiz” İsviçre bankalarıdır. Bazen kızdığımız şu küreselleşme arada bir böyle işlere de yarıyor ve dokunulmaz sanılan “İsviçre bankalarının gizliliği” böylece tartışılmaya başlıyor. Hackerların ele geçirdiği mudi listesiyle vergisi ödenmemiş servetlerin İsviçre’ye kaçırılma devri bitiyor (mu?). Bir şey söylemek belki de erken.

Bugünkü (8 Şubat 2010) Süddeutsche Zeitung’un yazdığına göre İsviçre’deki banka hesaplarının gizli tutulmasının sonuna gelinmekte imiş. İsviçre gibi kaçan paraları toparlayan minik Liechtenstein İngiltere ile yaptığı ve 2015 yılında yürürlüğe girecek bir anlaşmaya göre bu ülke bankalarına para yatıracak İngiliz vatandaşlarından vergilerin ödendiğine ilişkin belge isteyecekmiş. Kendilerinden başkalarına namus, adalet, dürüstlük satan bu ülkelere bir bakınız. Dünyanın çoğunlukla haksız edinilmiş kazançlarına kucak açmışlar. Başka ülkelerin servetlerinin kendi kasalarında durması onları ahlaken hiç rahatsız etmemiş bugüne kadar. Paraları kaçan ülkelerin hükümetlerinin de ne hikmetse çok şikâyetçi olmadığı ortada. Bir tek Amerika Birleşik Devletleri’nin İsviçre hükümetine bu yönde baskı uyguladığı biliniyor. Yani, aslında bir danışıklı dövüş de akla gelmiyor değil. Alanla veren sanki pek razı gibi. Dünyanın her tarafından gelen paraların sermaye olarak kullanılışında paranın kaçtığı ülkelerin de biraz payı var gibi geliyor insana. Ama durumu asıl sarsılacak olan ülkeler bu para depoları. Merak ediyorum, ya o daha önce açılmış yüklü hesaplar boşalıverirse ne olacak? İsviçre yetkililerinin bugünlerde yataklarında rahat uyuyup uyumadıklarını doğrusu bilmek isterdim.

Bu arada, dürüst kazanılan paranın – kara paranın değil – kaçmasını önlemek için ne yapılmalı? Bence öncelikle ciddi vergi reformlarına ihtiyaç var. Paranın ürkütülmeden ülke içinde yatırıma dönüştürülmesini sağlayacak önlemlere ihtiyaç var. Her şeyden önemlisi de para kaçıranların borusunu öttürmeyecek siyasi iradeye ihtiyaç var. Bunu sadece Türkiye için söylemiyorum. Pazar ekonomisine azıcık sosyallik katma iddiasındaki tüm ülkeler için geçerlidir söylediklerim. Yoksa iş kapkaça dönüyor, ceremesini de emeğiyle çalışan halklar ödüyor.

Dr. O. Can Ünver

Inal

    En az 10 karakter gerekli
    Gönderdiğiniz yorum moderasyon ekibi tarafından incelendikten sonra yayınlanacaktır.