HALK İRADESİ

ABONE OL
18:14 - 01/10/2020 18:14
0

BEĞENDİM

ABONE OL
Kaplan
Best

HALK İRADESİ


7 Haziren Genel Seçimleri üzerinden bir hafta geçti.
Türkiye Cumhuriyetini dinci bir parti devletine dönüştürmeyi amaç edinmiş AKP, devletin tüm kaynaklarını valisinden, kaymakamına varıncaya kadar devletin bürokratlarını parti militanı olarak kullandı.
İmamlar sadece camilerde değil, yurtdışında oy hırsızlığına kadar varacak kadar dini kirli siyasetin oyuncuları oldular.
Bir milyon İmam Hatipliyi karşı devrimin askeri olduğunu AKP’li bakanlar kendi başarıları olarak itiraf ediyorlar.
Temel eğitimlerini bilim dışı dogmalarla tamamlamış olan İmam Hatiplilerin bilimi yol gösterici olarak içlerine sindirmelerini beklemek elbette gerçekçi olamaz.
Bir milyon İmam Hatipli militan sadece camilerde eğitimleri gereği dini araç olarak kullanmakla da yetinmeyeceklerdi.
Doktor, hâkim, savcı, vali, kaymakam, asker, (özel) komutan bakan, başbakan, cumhurbaşkanı olarak emperyalizmin savaş meydanlarında engel olamadığı Laik, demokrat, hukuk devleti Türkiye Cumhuriyetini şeyhler, dervişler, müritler, meczuplar ülkesine dönüştürme görevini üstlenmişlerdi. 
AKP, on iki yılın sonunda bu amacına yasaları, anayasayı, çiğneyerek her türlü etik dışı yollardan ulaşmayı denedi.
Tarafsız olacağına namusu ve şerefi üzerine yemin eden Cumhurbaşkanı yeminini çiğneyerek sadece makamının meşrutiyetini değil, namus ve şeref kavramını da tartışmaya açıyordu.
Muhalefet partilerine, liderlerine siyaset terbiye ve edebine sığmayan hakaretlerle AKP’ye oy istedi.
Yüksek yargı organları bu suçlara sessiz kalarak destek suçu işlediler.
Tüm baskılara, tek yanlı yayınlarla medyanın çirkin yalanlarına rağmen seçmenlerin yüzde altmışı AKP’ye iktidar olanağı vermedi.
Kâğıt üzerinde başbakana, AKP Genel Başkanı ve cumhurbaşkanlık makamını üstlenen Erdoğan’a;
”Sen başkan olacak çapta değilsin!” Dedi.
Cumhurbaşkanlığı makamının meşrutiyeti RTE tarafından askıya alındığı için halk çoğunluğu muhalefete:
”Hırsızlığın, yolsuzluğun, yasa tanımazlığın, ülkenin parsel parsel satılmasının, hesabını sormak için benden yetki istediniz.”
Size oylarımızla bu yetkiyi verdik. 
Sözünüzü tutun!” Dedi.
Halk iradesini gösterdi ve AKP yerine CHP, MHP ve HDP’ ye yetkiyi verdi.
Cumhuriyet Halk Partisi bu seçim döneminde bu ülkeyi kuran siyasal kurum sorumluluğu çerçevesinde temiz, gerçekçi, tüm ülke yurttaşlarını kucaklayacak söylemleri ve projeleriyle ön plana çıkmıştı, bugün de ülkenin ve yurttaşların hak ettiği istemlerini sıraladı.
Kifayetsiz Muktedirin seviyesine düşmeyerek özenli ve doğru bir yol izledi.
Bir bilgi toplumu ülkesinde olsaydı tek başına iktidara gelirdi.
CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, koalisyon şartlarını açıkladı.
Bu istemler sadece CHP’nin değil demokrasiye inanan tüm siyasi partilerin olmazsa olmazlarıdır.
Seçmenlerinin bir bölümü ülke geleceği düşüncesiyle HDP’ ye oy vererek AKP iktidarının önünü kesmek istedi.
HDP, seçim sürecinde Türkiye partisi savıyla ödünç oylarla barajı geçti.
Gerçekten bir Türkiye partisi olduğunu kanıtlarsa hem Türkiye hem de HDP kazanır.
MHP, en sert muhalefet partisi olarak AKP asıl genel başkanı Erdoğan’ın her hakaretine misliyle yanıt verdi.
Ama MHP’nin 2002 öncesinden başlayarak çizdiği çizgi tutarlı olmamıştır.
AKP ne zaman tek başına ülkenin başına çorap öremediğinde Bahçeli’nin MHP’si yardıma koşmuş oylarıyla destek vermiştir.
Ecevit hükümetini kriz döneminde sıkı bir ekonomik programının sonuçlarını almadan erken seçime zorlamasının ABD’nin BOP projesine destek amaçlı olduğu gerçeğinin bedelini halk meclise sokmayarak ödetti.
Eğer MHP’nin ve özellikle Bahçeli’nin özel misyonu varsa yine AKP’nin önünü açma yönünde tavrını gösterecektir.
Bu durumda sadece Türkiye değil, MHP’de büyük zarar görür.
Türkiye’yi HDP bölemez ama MHP destekli AKP böler.
Halk muhalefete AKP’yi ülke yönetiminden dışlama görevi verdi.
Her parti, her yurtsever, demokrat ve her temiz insan bu Halk İradesine saygı duymak zorundadır.
Hani bir özdeyiş vardır:
Mazeret bulmayı iyi başaran kişinin, başka bir şeyi iyi başardığı görülemez.”
Türkiye mazeret bulma dönemini çoktan aşmıştır.
Zaman seçim meydanlarında verilen sözlerin tutulma zamanıdır.
Zaman;
Halk iradesine saygılı olarak Türkiye’yi baskı, soygun, ihanet zincirinden kurtarıp saygın bir ülke durumuna getirilmesi zamanıdır.
Zaman namusluların bir araya gelerek halkın emanetine saygılı olma zamanıdır
Eğilmeden, bükülmeden…

Yıldız AKAIN

Inal

    Bu yazı yorumlara kapatılmıştır.