GENÇLER CHP’DE NEDEN YOK?

ABONE OL
18:53 - 01/10/2020 18:53
0

BEĞENDİM

ABONE OL
Kaplan
Best

12 Eylül darbesinden sonra CHP örgütlerinde gençleri daha az görür olduk. Yıllar geçtikçe de gençlerin sayısı gittikçe azalmakta. Tabi, parti örgütünde gençler olmayınca, genç seçmenler arasında CHP desteği de azalıyor.
Gençler CHP’ye soğuk da kimlere sıcak? Şu anda gençlerin en çok rağbet ettiği partiler AKP, BDP, biraz da MHP. Bu durumun oluşmasında 12 Eylül’ün baskıcı, solu ezici, muhafazakârlığı okşayıcı tavrı önemli belirleyicilerdendir. Sovyetler Birliği’nin dağılmasıyla solun gerileyip emperyalist egemenliği daha da pekiştiren küreselleşmeci anlayışın yayılması ülkemizi de etkilemiş ve solun dağılmasına, gerilemesine neden olmuştur. Bu süreçte yolunu şaşıran bazı solcuların “İdeolojiler bitti.” Yalanına inanarak sınıf mücadelesini unutup etnik, dinsel, marjinal konuları siyasetlerinin merkezlerine oturtmaları küreselciliğe, liberalliğe teslimiyeti getirdi. Neredeyse solculuk unutulacak duruma geldi. Bu saydıklarımızın CHP’yi etkilememesi düşünülemez. Ancak burada anlatmak istediğimiz CHP’nin kendi özelinde gençlikle ilgili yaptığı hatalardır.

Yirminci yüzyıl sonunda gerileyen sol, yirmi birinci yüzyılın başlamasıyla özellikle Latin Amerika’da yükselişe geçti. Amerikancı sağ darbelerle yıllarca inim inim inleyen Güney’in mazlum ülkeleri, sol tercihlerle özgürlüğün, gelişmenin, kalkınmanın tadını çıkarmaktalar. Bu sol rüzgâr Atlas Okyanusu’nu aşarak bize neden ulaşamıyor?
Toplumun en dinamik, idealist kesimi neden CHP’ye soğuk? Bu konuda sağlam araştırmalar yok. Özellikle son yıllarda yandaş ve liberal basının yönlendirme, biçimlendirme, yol gösterme çabalarının etkisinde kalan CHP yönetiminin konuya sağlıklı yaklaşımı da söz konusu değil.
Gençlik idealisttir, mükemmele ulaşmak, toplumu değiştirmek için hayalleri ve düşünceleri vardır. Umutlu olmak, hedefe ulaşmadaki savaşçılık, düşünceyi savunmadaki cesaret, insan ilişkilerindeki içtenlik önemlidir gençler için. Onları görmezden gelmek, onlara değer veriyormuş gibi davranmak örgütsel ve siyasal yanlışların ilki.
Günümüzün en dinamik görünen siyasal kuruluşları AKP ve BDP’dir. Nedeni de bu partilerin ideolojilerinin ve neredeyse yüz yıldır gerçekleştirmek için çalıştıkları ideallerinin olmasıdır. İdeoloji ve ideal, bu partileri dinamik tutmakta, çalışkan kılmakta. İdealizm; asıl amacı, kişisel çıkarların önüne geçiriyor. Bu nedenle de parti içi eğitim yoluyla üyelerin, sempatizanların siyasal eğitimi önemlidir bu partiler için. Bu durum, partililerin düşünce, söz, duygu birliğini sağlamakta. Hangi kademede olursa olsun bu partilerin üyeleri kendi düşüncelerini savunmada cesaretli davranmaktalar, kendilerini ifade etmede eksiklik göstermemekteler. İdeolojik, düşünsel donanıma; idealizm de eklenince savunulan görüşe inanç ortaya çıkıyor. Düşüncesine inanan kişi, siyasal cesarete de kavuşuyor. İdealini, düşüncesini cesaretle savunan partiler, gençlerden ilgi görüyor doğal olarak.
Bugünkü CHP’nin bir ideolojisinin olduğu söylenemez. İdeolojisi olmayanın, ideali de olmuyor. Soyut bir “sosyal demokrasi” savunması kitleleri harekete geçirmez. Zaten “sosyal demokrasi” Batılı emperyalist ülkelerin bir ideolojisi. Sömürgecilik yoluyla talan edilenlerden halkın ağzına bir parmak bal çalmayı amaçlar. Ezilen ulusların bedenine uymayan bir gömlek sosyal demokrasi bu haliyle. Ülkemiz koşullarına uydurulması şart.
CHP’nin asıl ideolojisi tam bağımsızlıkta, çağdaşlaşmada, antiemperyalizmde ifadesini bulan Atatürkçülüktür. Bu topraklarda antiemperyalist olmayan bir sol düşünce başarıya ulaşamaz. CHP’nin gençleri kucaklaması için kuruluş ideallerinden taviz vermemesi gerek. Yenileşme, değişme adı altında telkin edilen küreselleşmeciliğe karşı durmalı parti yönetimi. İdeolojisi, rengi, idealleri olmayan bir CHP’nin gençlerde heyecan yaratması olanaklı mıdır? Siyasal özveriler, büyük davalar için olur. Cumhuriyetin kuruluş felsefesi de ulusumuz için büyük davadır.
Atatürk’ü, Cumhuriyet’i, Kurtuluş Savaşı’nı bilmeyen, tarih bilincinden yoksun yöneticilerin gençlere vereceği ne var? CHP yöneticilerine şunu anımsatmalıyım. 2007 seçimleri öncesi milyonların katılımıyla gerçekleşen Cumhuriyet Mitinglerini gözünüzün önüne getirin. Orada her yaştan yurttaşımız vardı. Özellikle gençlerin katılımı gurur vericiydi. Bu mitinglere özveriyle katılan gençler, CHP’de neden yoklar? İşte, sorgulanması gereken budur.
Sınıf mücadelesinden korkan, egemen sınıflara hoş görünmek adına tarihsel misyonuna aykırı söylemlerde bulunan bir partinin kanları deli akan gençleri bağrına basması olası mı?
Burada sözü Atatürk’e verelim: “Efendiler, bizim hükümetimiz demokratik bir hükümet değildir, sosyalist bir hükümet değildir ve gerçekten kitaplardaki hükümetlerin, İslâmî niteliği bakımından, hiç birine benzemeyen bir hükümettir. Fakat millî egemenliği, millî iradeyi belirten bir hükümettir, bu nitelikte bir hükümettir. Sosyal bilim bakımından bizim hükümetimizi ifade etmek gerekirse “halk hükümeti” deriz. Efendiler, biz hakkımızı koruyup gözetmek, bağımsızlığımızı emin bulundurmak için genel kurulumuzca, milletin bütünlüğümüzce bizi mahvetmek isteyen emperyalizme karşı ve bizi yutmak isteyen kapitalizme karşı milletin tümüyle savaşmayı caiz gören bir mesleği izleyen insanlarız. O halde bu ve bu gibi teşviklerle ve izahlarla hükümetimizin dayandığı esasın toplum bilime dayanan bir esas olduğunu açık bir surette görürüz. Fakat ne yapalım ki demokrasiye benzemiyormuş, sosyalizme benzemiyormuş, hiçbir şeye benzemiyormuş! Efendiler, biz benzememekle öğünmeliyiz! Çünkü biz, bize benziyoruz, efendiler! (Atatürk’ün Söylev ve Demeçleri)” Başkalarına benzemek marifet değil. Hele de emperyalist zihniyetlerin kuyrukçusu olmak hiç değil. Marifet, özgün düşüncelerin, uygulamaların izleyicisi, savunucusu olmaktır. İşte, gençliği heyecanlandırıp ülkesi için mücadeleye sevk edecek olan da budur. Taklitçilikten uzak, bizim olanları korumak ve halkın hükümetini kurmak için mücadeleye.

Adil Hacıömeroğlu

Inal

    Bu yazı yorumlara kapatılmıştır.