0

BEĞENDİM

ABONE OL

News

0

Günümüzde sanırım, futbol sporunun popüler olması nedeniyle, hemen hemen, herkesin (ilgi duyduğu oranında) bir takıma sempati duyduğu ve o takımın taraftarı olduğu söz konusudur. Ancak bu tutkunun bu sempatinin esas nedeni acaba; renkleremi, futbolcularamı, yoksa antrenörlere olan sevgiden dolayımı oluşuyor? İşte bazı insanlar, takımlara bağlılıklarını ve taraftar kimliklerini bu şekilde oluştururken, bazıları kendi doğduğu şehrin takımına, bir kısmımız da babamızın, dayımızın, abi ve arkadaşlarımızın etkisinde kalarak bir takım tuttuguda bir gerçektir. Bu durumda acaba, kendi tutugumuz takımın hangisi ve o takımın nasıl taraftarı olduğunuzu hiç düşündünüzmü acaba?

Bu nedenle de bu tutku ve sempati uğruna, zaman içerisinde istenmeyen kavga ve gürültüler, olumsuz olaylar, rant ve çıkarlar, bazan da taraftarlar arası ölümle sonuçlanan vakalara kadar ulaşmaktadır. Taraftarların şiddete yönelik bu davranışları, bireylerdeki bir takım davranış bozukluklarından kaynaklandığını söylemek sanırım yerinde ve doğru bir teşhis olacaktır. Artık bu durumun da oldukça rahatsız edici bir düzeye ulaştığını söylersek pekte yanlış olmayacaktır. Bu nedenlede yetkililerin kısa zaman içerisinde bu durumu düşünerek önlem almaları da gerekmektedir.

Futbol müsabakalarındaki ortalığı gererek, kargaşa ve rahatsızlık yaratan önemli bir kitle olarak hep taraftarlar gösterilmektedir. Oysa, burada tüm bu kargaşanın tek sorumlusu ve nedeni olarak sadece taraftarı göstermek çok yanlış bir yaklaşım olur kanısındayım. Çünkü; yaşanan tüm bu olaylardan, taraftarın yanı sıra; Yeteneksiz sporcular, başarısız bir antrenör, maç esnasında sürekli hata yapan hakemlerle bunların yersiz ve zamansız yaptıkları demeçler, bu kargaşanın diğer önemli paydaşları olarakta gösterebiliriz. Hemen yeri gelmişken belirtmekte yarar görüyorum, bu yanlış ve yersiz demeçleri kamu oyuna düşüncesizce taşıyan medyanında buradaki payını göz ardı etmememiz gerekmektedir!

Diğer bir taraftan, yanlış transferler yaparak şimşekleri üstüne çeken yönetimin, futbol müsabakalarının yapıldığı stadyumların fiziki yapısı, sözüm ona, stadlarda güvenliği sağlamak amacıyla görev yapan güvenlik güçlerinin hatalı tutum ve davranışları; acaba bu kargaşada hiçmi önemli bir yeri yok? Bu kişi ve kuruluşlarıda futboldaki bu düzensizlik ve şiddettin farklı paydaşları olarakta düşünebiliriz!

Gelelim şimdi de şu takım tutma psikolojisine, Taraftar bazen, sahadaki 12.ci güç, bazende önemli bir gelir kaynağı olarak düşünülsede maalesef özellikle ülkemizde yeterli önemi hala tam olarak hak etmemiştir. Bu nedenlede Taraftarların içlerinde var olan şiddetin futbol alanlarındaki dışa vurumu, fanatizm, şiddet ve saldırganlık boyutlarıyla açıklanırken bazende, o ülkenin ekonomik yapısı, eğitim düzeyleri ve sosyal yapısının istikrarından da ayrı düşünülemez. Bir takıma sempati duymak, yaşantısı boyunca başarılı olamamış, kendisine toplumda yer edinememiş bireylerin de genellikle güçlü bir takıma sempati duymasını sosyo-psikolojik olarak ancak bu şekilde açıklayabiliriz.

Peki tüm taraftarlar şiddete yönelik davranışlarmı gösterir? Taraftarlar arasında farklılıklar yokmudur, ya da farklı bir anlatımla her taraftar, tuttuğu takımın kaybetmesi durumunda şiddetemi baş vurur, yoksa futbol sahaları mutlaka şiddeti gerektiren bir arenamıdır? Yoksa insanlar stadlara futbolun güzelliklerini ve hazzını duymak içinmi giderler? Evet bu tür soruları daha da çok sorabiliriz ancak yapılan bilimsel araştırmalar sonucunda; iki tip taraftar profili belirlemiştir. Bu araştırmalara göre;

Birinci grupta olanlar; Futbol sahalarına, temiz futbol seyretmek isteyen, güzel futboldan heyecan duyan ve zevk alan, şiddet olayları olduğunda da stadlardan uzak duran Pozitif taraftar grubudur, İkinci grupta olanlar; Birinci gruptakinin tam tersi olan, maç için satın aldığı biletin karşılığında tarafı olduğu takımın mutlaka kazanması gerektiğine inanan, kazanamadığında, rakibe ve rakibin taraftarına, hakeme, kendi stadyumuna ve hatta zaman zamanda kendi takım elemanlarına ve yöneticilerine zarar veren, kısacası her türlü şiddet ve saldırganlığa eğilimi olan negatif taraftar gurubu olmak üzere iki farklı grupta toplamıştır.

İşte bizlerin asıl sorunumuz; Dünyanın neresinde olursak olalım ve her ne pahasına olursa olsun hiç kuşkusuz 1. Grupta yer alan pozitif taraftar grublarının sayısını artırarak, negatif taraftar grubunu her geçen gün sayısal olarakta azaltmak olmalıdır. Eğer bunu başarabilirsek işte o zaman kadın-erkek, çoluk-çocuk, engelli-engelsiz her kesim stadyumları dolduracaktır. Bunuda sadece ve sadece her ülke kendi programları ve projeleri ile çözüme ulaştırabilir.