0

BEĞENDİM

ABONE OL

News

0

Sevgili ha-ber.com okurlarım,

sporun dünyada en iyi örgütlendiği ve en yaygın uygulandığı yer neresidir diye sorsalar hiç tereddüt etmeden Federal Almanya’dır derim. Bu konuda benim gibi düşünen birçok insanın var olduğunu zannediyorum. Aynı düşüncede olmayanlar için ise söylenecek bazı şeyler vardır; kısaca bir açıklama yapmamız gerekirse; Almanya’daki sporun örgütlenmesi ve uygulamasına ilişkin düşüncelerimi şöyle özetleyebilirim:

Öncelikle, sporun insan yaşamına bu kadar çok girdiği ve böylesine mükemmel bir yapılanma bir başka ülkede yok gibi; Yeni doğan bebekler bile, ilk yaşlarında, daha bezleri kalçasında (kıçında) iken, bebekler için özel hazırlanmış havuzlarda anne ve babası ile yüzerek suyla tanışırlar, (hani sözüm ona ülkemizin üç tarafı denizlerle çevrili olup yüzme bilmeyen bir yığın insanımız geliyor aklıma) Almanya her tarafı denizle çevrili değil ama yüzme bilmeyen çok az insan vardır bu ülkede, bilmeyenlerde genellikle dini vecibeleri nedeniyle havuza gönderilmeyen çocuklarımızdır.

Daha sonra çocuk yine spor salonlarında annesiyle birlikte bebek-anne jimnastiği yaparak; koşmaya, zıplamaya ve hatta kendi başına buyruk olmaya başlar, bu arada düşer kalkar inatla büyüklerinin yaptıklarını yapmaya ve başarmaya çalışır yanındaki gördükçe kendisi de heveslenir motive olur.

3-4 yaşlarında müzikle ilgili her türlü enstrümanı dener ve hemen hemen Almanya`da çocukların büyük bir çoğunluğu en azından flütü eline verdiğinizde notayla müzik çalar. Yani çocuklar sadece sportif değil müzik alanında da yeterli alt yapıyı alırlar.

Koşma atma atlama ve benzeri etkinlikleri zaten anne ve babaları ile her hafta sonu ormanda yapılan uzun yürüyüşler sırasında adeta bir alışkanlık haline getirir ve yetenekli olduğu bir spor dalında şansını denemeye başlar henüz 5-7 yaşlarında! Zaman içerisinde hem antrenörün tutum davranışları ve hem de çocuğun yeteneği bu spor dalında devam edip etmeyeceğine karar verir ve bu kararında çocuğa hiç bir dış etki etmez. Hangi spor dalında devam etmeye karar verdiyse en güzelini uygulamak onun için kaçınılmaz bir prensip haline gelir. Ama devam etmeme kararı aldıysa da hiç bir güç onun bu isteğini değiştiremez.

Bu ülkede insanlar, özellikle sporun her türlüsünü yapma olanağına sahiptirler. Gerek Olimpiyatlarda ve gerekse Dünya şampiyonalarında Federal Almanya’nın her zaman önemli bir yerinin olduğu bir gerçektir.

Bir farklı durum da Almanya’da spor yapan insanlar; Ülkemiz ve sosyo-ekonomik durumu ülkemize benzeyen diğer ülkelerdeki gibi; sporu ev-araba-para kazanmak için yapmazlar, nitekim Almanya bu konuda gerek sporcular ve gerekse spor yöneticileri, başarılı olma durumunda daha önceden saptanan cüzi miktarda saptadıkları standartları vardır bunu önceden bilirler zaten. Bundan daha da önemli olanı ise; bu ülkede başarılı olacağı belirlenen sporculara çok erken yaşlarda gereken yatırımlar yapılır ve yaşamla ilgili kaygıları tamamen ortadan kaldırılır.

Ulusal olimpiyat komiteleri, Spor birliği, Üniversiteleri, Federasyon ve Kulüpleri öylesine iyi bir iletişimle ve bilimsel çalışıyorlar ki; bunu onların içinde yakından yaşayan ve gören birisi olarak gıptayla görüyor ve yazıyorum.

Almanya’da yaşayan biz bir grup Türk spor bilimcisi ve spor adamları olarak kendi ülkemizdeki sporun yeniden yapılandırılması ve daha iyi düzeye ulaştırılmasına ilişkin görüş ve önerilerimizi sürekli yazıp sunuyoruz. Ama hiç bir şekilde dikkate alınmaması bizleri üzüyor.

Evet. Vencover da Federal Almanya Kış Olimpiyatlarında hemen hemen her disiplinde de tüm dünyaya kafa tutuyor. Hem de ne Avusturya ne İsviçre nede İtalya’da ki kadar kayak sporu yapma olanağı olmadığı halde.

Başa dönecek olursak; Sporu böylesine tabana yayılmış ve ülkedeki insanlarının hemen hemen tümüne spor yaptıran, yetenekli olanları da erkenden saptayarak doğru eğiten çok az ülke var. Birçok alanda olduğu gibi sporda da yetenekli olan Türk insanının sağlıklı bir eğitimden geçtikten sonra başarılı düzeylere gelebileceği açık ve nettir.

Almanya Milli Takım Teknik Direktörü Joachim Löw, ”Mesut Özil, Almanya için çok önemli”dir diyor, Werder Bremen’de oynayan Türk kökenli oyuncu Mesut Özil’in Dünya Kupası’nda Alman Milli Takımı için çok önemli bir oyuncu olacağını söyledi. Ama biz kendi ülkemizde sporu yönetenlere sesimizi duyuramadık!

Biz göçmen Türkler neden şu gurbet elinde özellikle ya Futbol sporunu ya da mücadele sporlarını seçiyoruz? Başka bir spor dalı yok mu? hiç düşündünüz mü? Ben düşündüm; Anne ve babalar çocuklarını özellikle futbol sporuna teşvik etmelerinin nedeni, kısa zamanda şöhret ve para kazanmanın en kestirme yolu buradan geçiyor. Yıllarca çektikleri ekonomik sıkıntılardan çocukları sayesinde kurtulabilecekleri düşüncesi var veyahut’ta futbolcu olamayacaksa da bari gurbet elinde dayak yemeden yaşaması, kendini savunması için savunma sanatını öğrensinler bari! demelerinden kaynaklanıyor olsa gerek…

Aslında, Almanya’da yaşayan öylesine yetenekli çocuklarımız var ki! ama ne yazıktır ki başka bir spor dalını teşvik etmek için; ne anne babanın nede çocuklarımızın yeterli bir spor kültürüne ulaşmadıklarını dolayısı ile umurunda bile olmadığı aşina. Buradan yine Ülkemizdeki sporu yönetenlere sesleniyorum Gençliğimizin gelişiminden sorumlulukları sadece ülke sınırları içinde sınırlı olmamalı! Evet, Kış olimpiyatlarını alman sporcuları öylesine heyecan ve hayranlıkla izliyorum ki, bir an keşke bitmeseydi ve bizim Türk sporcularımızda burada olsaydı demek geldi içimden.

Saygılarımla.