ETİ HELAL KILAN NEDİR? (III)

ABONE OL
18:45 - 01/10/2020 18:45
0

BEĞENDİM

ABONE OL
Kaplan
Best

Etin helal olması için hayvanın besmele ile kesilme şartı getirilmemiştir. İnsanların istifadesine sunulan her şey zaten helaldir. Bu ilahî bir kuraldır. Et de bu helallerdendir. Hayvanı besmele ile keserek eti helalleştirmeye çalışmanın mantığı yoktur. Ancak bazı şeyler Yaratıcı tarafından özellikle haram kılınmıştır. Bu konuda sıkıntı çekilmesin diye Yüce Yaratıcı yine kullarını düşünerek En’am suresinin 145’inci ve maide suresinin 3’üncü ayetlerinde haramları tekrarlamış ve bu tekrarlanan haramların dışında herhangi bir şeyin haram olarak bildirilmediğini Peygamber’ini muhatap alarak yüksek sesle ilan etmiştir:

Delil 1:

“De ki: Bana vahyolunanlar içinde, bu haram dediklerinizin, yemek isteyen kimseye haram kılındığını görmüyorum. Ancak leş, yahut akıtılmış kan, yahut pis olduğunda hiç şüphe olmayan domuz eti, veya Allah yolundan çıkarak Allah’tan başkası adına kesilen hayvan olursa başka (bunlar haramdır). Fakat kim çaresiz kalırsa başkasının hakkına tecavüz etmemek ve zaruret sınırını aşmamak üzere bunlardan yiyebilir. Çünkü Rabb’in gafûrdur, rahîmdir (affı ve merhameti boldur).”

“Leş, kan, domuz eti, Allah’tan başkası adına kurban edilenler, boğulmuş, bir yerine vurularak öldürülmüş, düşüp ölmüş, süsülmüş, yırtıcı hayvanlar tarafından yenilmiş olanlar -ölmeden yetişip kestikleriniz hariç- ve dikili taşlar adına kesilen hayvanlar ve fal oklarıyla kısmet aramanız size haram kılınmıştır. Bunlar fâsıklıktır. Bugün kâfirler, sizin dininizden ümitlerini kesmişlerdir. Onlardan korkmayın, benden korkun. Bugün sizin dininizi kemale erdirdim, üzerinizdeki nimetimi tamamladım ve sizin için din olarak İslam’dan razı oldum. Kim, açlık dolayısıyla zorda kalırsa, günaha düşmeye meyilli olmadan (bu hayvanlardan yiyebilir.) Allah, bağışlayandır, merhametlidir.”

Açıklama 1:

Bu ayetlerde besmele çekmeden kesilen hayvanın eti yenmez diye bir hüküm konulmamıştır. Allah’tan başkası adına kesilenlerin eti yenmez diye bir hüküm konmuştur. Yani konu itikadîdir. İnançla ilgilidir. İnançsızlığından dolayı, Allah’ı tanımamadan dolayı, sırf Allah’a muhalefet etmek için yapılan kesimdir konu. Haram olan et bu ettir.

Şoklanarak kesilen hayvanların İslâmî usullere göre kesilen hayvan olduğunu Maide 3’üncü ayetten anlıyoruz. “-ölmeden yetişip kestikleriniz hariç-“deniyor bu ayette. Ben bizzat bu işle uğraşan meslek erbabına sordum ve onlardan şu cevabı aldım; “Şoklanan hayvanları bırakırsanız üç dakika sonra ayağa kalkarlar.” Yani hayvanlar ölmüyorlar, sadece bayılıyorlar. Bu durumda şoklanan hayvan leş değildir. Dolayısıyla haram değildir. Haram kılınan leştir.

Bazı Müslümanlar Yahudilerin kestiği İslâmî kesimdir diyorlar. Onların kesimine İslâmîdir demek yanlıştır. İslâm’ı bilmemektir. Onların kesimi Müslümanlara emsal olamaz. İslâm en son inen dindir, kesim konusundaki hükmü bellidir ve çok açıktır. Haramlar konusundaki hükümleri de tartışmaya açık değildir, hüküm koyucu Allah’tır.(Nahl 116)

Delil 2:

Yine sıkıntı çekilmesin, çıkar çevreleri tarafından istismar edilmesin diye Maide suresinde bir hatırlatma daha yapılmıştır: ” Bugün size temiz ve iyi şeyler helal kılınmıştır. Kendilerine kitap verilenlerin (Yahudi, Hristiyan vb.nin) yiyeceği size helaldir, sizin yiyeceğiniz de onlara helaldir…” (Maide 5)

Açıklama 2:

Eğer, hayvan kesilmeden önce besmele çekme şartı olsaydı, Ehl-i Kitap’ın kestiği hayvanın etinin helal olmaması gerekirdi, yenilmemesi gerekirdi. Çünkü ayette, besmele çekmeleri şartıyla diye bir açıklama konulmamıştır. Onlar da zaten besmele çekerek kesmeyeceklerdir.

Bu ayette Ehl-i Kitap müşriklerden istisna edilmiştir. Allah Müslümanların Ehl-i Kitap’la kavgalı olmalarını istemiyor. Onlarla uzlaşma sağlanmasını istiyor. Bilhassa Avrupa ülkelerinde yaşayan Müslümanlar Ehl-i Kitap’la olan münasebetlerini bu ve benzer ayetlerden istifade ederek konumlarını yeniden gözden geçirmelidirler.

İslâm, kestiğinin yenilmesi konusunda Ehl-i kitap’ı yani Hristiyan ve Yahudileri müşrik ve münkirlerden ayrı tutmuştur, onları istisna etmiştir. Çünkü Ehl-i Kitap temelde vahye, peygamberliğe ve genel anlamda dinin aslına inandıkları için mü’minlere daha yakındır. “Ehl-i Kitap’ın yemeği” ifadesi, onların her türlü yemeğini kapsamına alır. Kestikleri hayvanlar da buna dahildir. Ancak leş, akan kan ve domuz eti gibi bizzat haram olanlar bundan müstesnadır. Bunlar haramkılınmıştır. Diğer yandan kestikleri hayvan üzerine Mesîh, Üzeyir, haç ve benzeri, Allah’tan başkasının ismini zikretmemeleri de gereklidir. (el-Kâsânî, Bedâyîu’s-Sanayî, V, 45; İbn Rüşd, Bidâyetü’l-Müctehid, cz.1, 365 vd; el-Cezîrî, Kitabü’l-Fıkh alel-Mezâhibi’l-Erbaa, 11, 22 vd.; el-Kardâvî, İslâm’da Helal ve Haram, terc. Ramazan Nazlı, İstanbul 1967, s. 64 vd.)

İbni Kesir Maide suresi 5’inci ayetin tefsirini yaparken şunları zikreder: “… Ehl-i Kitap’ın kestikleri Müslümanlara helaldir. Çünkü onlar, Allah’tan başkası adına kesmenin haram olduğunu kabul ederler. Ve kestikleri hayvanların üzerine Allah’ın adını anarlar. Her ne kadar onlar Allah’u Teâla hakkında – ki Allah’u Teâla onların söylediklerinden yüce ve münezzehtir – yanlış inançlara sahip iseler de, kestikleri hayvanlar üzerine Allah’tan başkasının adını anmazlar. ” (İbni Kesir: 5.c.2135.s)

İmam Taberi hayvanı besmele ile kesme konusunda şöyle der: “Kitap ehlinin kestiğinin helal olabilmesi için Allah’ın ismini zikretmeleri şart değildir. Çünkü onlar Allah’ın ismini söyleseler bile, gerçek mâbud olan Allah’ı kastetmezler. Mesih’in babası veya Üzeyr’in babası olduğuna inandıkları Allah’ı kastederler. Gerçek mâbudun ismini kastederek söyleseler bile, ehli kitap kafirlerin besmele çekmesi şart değildir.” (Kurtubi Ahkamu’l-Kur’an c: 6 s: 52)

Delil 3:

Besmele çekmenin zorunlu olmadığı, Peygamber uygulamasıyla da Müslümanlara fiilen açıklanmıştır. Hz. Ayşe’den gelen şöyle bir rivayet vardır: “Rasulullah (s)’a bir grup Müslüman geldi ve dediler ki: “Yeni Müslüman olmuş bir kavim bize et getiriyor. Keserken Allah’ın ismini zikredip zikretmediklerini bilmiyoruz. Ne yapalım?”

Bunun üzerine Rasulullah (s), “Siz Allah’ın adını zikrederek yiyin” buyurdu. (Buhari, Ebu Davud, Nesei, İbni Mace, Malik)

Açıklama 3:

Şayet Allah’ın adını zikretmek şart olsaydı, kesim sırasında üzerine Allah’ın adı zikredilip zikredilmediği şüpheli olan etlerin yenmesine izin verilmez, araştırılması emredilirdi. Bu rivayetlerden de anlaşılacağı gibi kesim işleminde kasıt aranmaktadır. Allah’ı devre dışı bırakmak, inkar etmek veya şirk koşmak anlamında bir kasıttır aranan. Böyle bir kasıt yoksa o hayvanın eti helaldir. İster Müslüman kessin, isterse Ehl-i Kitap kessin.

Delil 4:

Benzer bir uygulama Hayber’in fethinden sonra gerçekleşmiştir: Hayber fethedilmiş, Peygamberimiz ashabıyla birlikte istirahate çekilmişti. Savaşla Rasûl-i Ekrem’i mağlup edemeyen Yahudiler, bu sefer haince bir tertibin içine girdiler: Onu zehirlemeye karar verdiler! Bu vazifeyi, meşhur Yahudi Sellam b. Mişkem’in karısı Zeyneb üzerine aldı. Plân gereği, Zeyneb, bir dişi keçi kızarttı ve her tarafını tesirli bir zehirle zehirledi; ayrıca, Peygamber Efendimizin, davarın kol ve kürek etini daha çok sevdiğini de sorup öğrendiği için, keçinin oralarına daha da çok zehir serpti.

Yahudi kadını Zeynep, kızartılmış, kebap edilmiş zehirli keçiyi alıp getirdi ve, “Ey Ebû’l-Kasım!.. Bunu sana hediye ediyorum!” diyerek Peygamber Efendimizin önüne koydu.

Kadın uzaklaşırken, Peygamber Efendimiz ve orada bulunan sahabîler de ortaya konulan etten yemeye başladılar. Rasûl-i Ekrem, etin sevdiği kürek kısmından bir lokma aldı; fakat yutmadan, sahabîlere, “Ellerinizi çekiniz! Şu kürek, etin zehirlenmiş olduğunu bana haber veriyor!” ( İbn-i Hişam, c. 3, s. 352; Ebû Davud, Sünen, c. 4, s. 175.) diye buyurdu.

Herkes elini çekti. Sâdece Bişr b. Bera Hazretleri, ağzına aldığı lokmayı yutmuştu. Et öylesine kuvvetli zehirliydi ki Hz. Bişr, oturduğu yerde birden morardı ve ânında şehid oldu. (Halebî, İnsanû’l-Uyûn, c. 2, s. 767.)

Açıklama 4:

Eğer besmele çekilmeden kesilen hayvanın eti haram olsaydı peygamberimiz’in Hayber’li kadına “Bu et besmele çekilerek mi kesildi yoksa çekilmeden mi?” diye sorması gerekiyordu.

Delil 5:

Peygamberimiz, sadece fiili olarak değil, sözlü olarak da besmele çekilmeden kesilen hayvanın eti helaldir demiştir: “Kesim sırasında Allah’ın adını zikretse de zikretmese de Müslümanın kestiği helaldir.” (Ebu Davud, Mürsel hadis)

Açıklama 5: Hayvan keserken besmele çekmek farz olsaydı, bizzat Müslümana farz olması gerekirdi. Oysa “Müslüman besmele çekmese de kestiği yenir”, demiştir Peygamberimiz. Hanefi mezhebinin görüşü de bu yöndedir. (Prof. Dr. Seyyit kutup, Fi Zılâl-il Kur’an c.4, s. 161)

Delil 6:

Şâfiî alimlere göre, hayvan kesilirken üzerine besmele çekmek sünnettir: Çünkü, Allah âyette (En’âm, 145, Maide 3), haram kılınan şeyleri saymıştır. Ancak, kesilirken üzerine besmele çekilmeyen hayvanın eti haramlar arasında zikredilmemiştir.

Kesilen bir hayvanın haram olması, üzerine Allah’tan başkasının adını anma yüzündendir (el-Kâsanî, Bedâyîu’s-Sanayî, V, 46, )

İmam Ata: “Üzerine Allah’ın ismi zikredilmeyenleri yemeyin! “(En’am 121) ayetinin manası hakkında şöyle dedi, “Allah bu ayette, Kureyş’in putları için kestiği ve Mecusilerin kestikleri hayvanların etlerinden yemeyi yasaklamaktadır.” (Taberi, İbni Kesir)

Açıklama 6: Eğer Allah hayvan keserken besmeleyi farz kılsaydı. Bu kesin emir olurdu. Kesin emirler mezheplere göre değişmez. Dört hak mezhep vardır deniliyorsa ve 4 mezhepten birisi hayvan keserken besmele çekmek “sünnet” diyorsa, bu besmelenin farz olmadığının delilidir. Kaldı ki, Hanefi mezhebi de Müslümanlar için besmele çekmenin şart olmadığı görüşündedir. .

Delil 7:

Üzerine Allah’ın adı anılmayanlardan yemeyin. Bu, fasıklıktır. Şeytanlar, dostlarına sizinle mücadele etmeleri için fısıldarlar. Onlara uyarsanız, siz de müşriklerden olursunuz.(Enam 121)

Açıklama 7:

Allah bu ayette şöyle buyuruyor: Ey mü’minler! Allah’ın adı dışında, putların, nebilerin, salih kimselerin veya başka varlıkların ismi zikredilerek kesilen hayvanlardan sakın yemeyin! Çünkü bu şekilde kesilmiş hayvanların etlerinden yemek bir fısktır. Yani Allah’ın dosdoğru yolundan, emirlerinden ayrılmak, şerre sapmaktır. Her kim, Allah’ın ismi dışında herhangi bir varlığın ismini zikrederek hayvan keser veya böyle bir kesime rıza gösterir ya da bu yolla kesilmiş hayvanın etinden yemeği kendisine helal görürse dinden çıkar, müşrik ve kâfir olur.

Bu kadar açıklamadan sonra, Prof. Dr. Abdülaziz Bayındır’a sözü bırakarak yazımızı sonlandıralım. Sayın Bayındır konuya iki soru sorarak başlıyor:

Soru 1:

Peki bazı mezhepler bu ayete dayanarak(Enam 121) “Besmelesiz kesilen hayvanın eti haramdır” hükmüne nasıl varıyorlar?

Cevap 1:

Ayetin şeklini bozarak varıyorlar. Bunu Arapça bilenler için kısaca anlatalım: Ayetin “ve innehu fıskun” bölümüne “liennehu fıskun” manası veriyorlar. Vav harfini kaldırıp bir illet lam’ı ekliyorlar ve “çünkü o fısktır” anlamı veriyorlar. Vav harfi kaldırılınca cümle-i ibtidaiye yapılmış oluyor. Halbuki o cümle Arapçada ancak hal cümlesi olabilir. Çünkü birincisi inşa cümlesidir. İkincisi ihbar cümlesidir. Birbirleri üzerine atfedilemezler. Dolayısıyla cümle ancak hal cümlesi olur. İmam Şafi bunu esas alarak demiş ki: “Hayvanı keserken besmele çekmek farz değildir. İster unutarak ister kasten besmele çekmese o hayvanın eti yenir. Ama besmele çekmek sünnettir.”

Şimdi de Arapça bilmeyenler için anlatayım. Arapça bilmeyen kişi de meseleyi çok net bir şekilde anlayabilir. Ayeti bir kez daha okuyalım:

“Fısk olduğu kesin olduğu halde üzerine Allah’ın adının anılmadığı şeylerden yemeyin. Şeytanlar dostlarına sizinle mücadele etsinler diye fısıldarlar. Eğer onlara itaat ederseniz siz de müşrik olursunuz.” (6. En’am 121)

Burada ayetin başıyla sonunu koparmamak çok önemli. Ayetin başında “fısk olarak hayvan kesmekten” bahsediyor, sonunda da şirkten bahsediyor. Demek ki bu fısk olarak kesmenin şirkle bir bağlantısı var. Şimdi aynı surenin 145. ayetine bakalım:

“De ki: Bana vahyolunanlar içinde yiyen bir kimsenin yemesinin haram olduğu bir şey bulamıyorum. Ancak ölü hayvan (leş), akan kan, domuz eti -çünkü domuz eti pisliktir- ya da fısk olarak Allah’tan başkası adına kesilen hayvan hariçtir.”

Demek ki Allah’tan başkası adına hayvan kesmek fıskmış. Zaten bu da şirktir. Şimdi En’am Suresi 121. ayeti tekrar dikkatle okuyalım:

“Fısk olduğu kesin olduğu halde üzerine Allah’ın adının anılmadığı şeylerden yemeyin. Şeytanlar dostlarına sizinle mücadele etsinler diye fısıldarlar. Eğer onlara itaat ederseniz siz de müşrik olursunuz.” (6. En’am 121)

Yani buradaki husus besmele çekilip çekilmemesi değil Allah’tan başkasının adının anılıp anılmaması konusudur. Allah’tan başkası adına hayvan kesmeyi kabul edenler müşrik olur. Yani bir müşrik fısk olduğu kesin olduğu halde putuna hayvan kesecek ve sen bunu normal karşılayıp itaat edeceksin. İşte o zaman sen de müşrik olursun, Allah’ın kesin olarak yasakladığın bir şeyi hoş karşılayan, normal gören kişi müşrik olur. İşte şeytanlar, fısk olan bu işi inananlara da hoş göstersinler diye müşriklere telkinlerde bulunurlar. Zaten bu tür uygulamalar müşriklerin ibadet olarak yaptıkları uygulamalardır. Onların ibadetine iştirak inançlarına da iştiraki beraberinde getirir. Ayette anlatılan ve yasaklanan budur.

Soru 2:

Peki besmelesiz kesilen hayvanın etini yiyen müşrik olur mu?

Cevap 2:

Asla olmaz. Hatta zorda kalan bir kişi, ölmeyecek kadar put adına kesilen etten yese gene müşrik olmaz. Bilmeden yese gene müşrik olmaz. Ayet “fısk olduğu kesinse yemeyin” diyor. Yani Allah’tan başkası adına kesildiği kesinse yemeyin diyor. Sahabeler, Medine çevresinden gelen ve hangi amaçla kesildiği belli olmayan etler hakkında Peygamberimiz’e soru soruyorlar. Peygamberimiz de “Siz Bismillah deyin ve yiyin” buyuruyor.

Yani besmelesiz kesilen hayvanın eti yenmez hükmü aynen müşriğin kestiği hayvanın eti yenmez hükmü gibi hiçbir bilgiye ve delile dayanmayan bir görüştür. Bu görüş sahipleri ayetler arası ilişkiyi kurmadıkları gibi ayetin kendi içindeki bütünlüğünü bile koruyamamışlar, ayeti bölmüşlerdir. Dil kurallarına aykırı anlam vermeleri de yanlışın ayrı bir boyutudur.

Fakat imam Şafii çok isabetli bir şekilde; “Bu ayetten, ‘besmele çekmeden kesilen hayvanın eti yenmez’ şeklinde bir hüküm çıkarılamaz.” demiştir. Çünkü ayette kesenle ilgili hiçbir şey yoktur. Fakat bu doğru hükmü veren imam Şafii nedense “müşriklerin kestiği yenmez” demektedir. Tamam müşriklerin putu adına kestikleri yenmez ama, onlar her hayvanı keserken putları adına kesmiyorlar ki? Yani müşriğin putu adına kestiği yenmez demek doğrudur, ama bunu genelleyerek “müşriklerin her kestiği yenmez” demek doğru değildir.

Sonuç:

1. Hayvanı besmele ile kesmek farz değildir. Eti helaldir. Çünkü, hayvan keserken besmele çekmek farz değil, sünnettir. Yani ister unutarak ister bilerek besmele çekmeyen kişinin kestiği hayvan yenir.

2. Hayvanı Allah’tan başkası adına kesmemek farzdır. Allah’tan başkası adına kesilen hayvanın eti haramdır.(En’am 121, 145. Maide 3)

3. Ehl-i Kitap olan bir ülkede kesilen hayvanların eti helaldir. O ülkede kesilen hayvanlar Allah’tan başkası adına kesiliyorsa, böyle bir adet varsa haramdır. Allah Ehl-i Kitap’ı müşriklerden istisna etmiştir.(Maide 5) Oysa, Müşriklerin Allah’tan başkası adına kestikleri, taptıkları varlıklar için kestikleri yenmez. Müşriklerin normal olarak kestikleri hayvanların eti yenir.

4. Şoklanarak kesilen hayvan İslâmi usullere göre kesilen hayvandır. İslâmî kesimde, hayvanın acı çekmeden kesilmesi esastır. Peygamberimiz hayvanların acı çekmeden kesilmesini buyurur.(Hadis) Ama vurarak sersemleyen hayvan ölmeden kesilirse yenir (Maide 3). Zaten batıda ve dünyanın her yerinde ölü hayvan etini satmak kanunlarca yasaktır. Onun için hayvanı öldürmeyecek şekilde vuruyorlar veya şoke ediyorlar sonra hemen kesiyorlar.

5. Eti yenen hayvanlar ile ilgili hükümler kesindir.(En’am 145) Ayrıca, Maide Suresi’nin 5’inci ayeti Ehl-i Kitap’ı müşriklerden istisna etmiştir. Kestikleri yenir.

6. Sultanı, hakimi, siyasi lideri, şeyhi, efendiyi, abiyi veya hacdan dönen kişiyi karşılamak için Allah’ın ismi zikredilerek kesilen hayvanın eti Şafiilere ve bütün Hanefilere göre, haramdır.

7. Kâfir: Bir şeyin üstünü örten, gizleyen demektir. Yahudilere ve Hristiyanlara bu anlamda kâfir denir. Aynı şekilde İslâm’ın hükümlerini karartan, üzerini örten, gizleyen Müslümanlara da İslâm literatüründe kâfir denir. Bunlar Müslüman kâfirlerdir. Dikkatli olmak lazımdır.

8. Bilhassa Avrupa ülkelerinde Müslümanlara hizmet yaptıklarını söyleyen cemaatler, kendilerine yakın kasapların etlerini helal, diğer cemaatlerin etlerini haram ilan etmemelidirler. Hele hele Ehl-i Kitap’ın kestiği etleri zinhar haram etmemelidirler. Bunlar Ehl-i Kitap değildir diyerek Allah’ın “istisna” ettiği bu insanları müşrik olarak nitelemek hüküm koyuculuk olur. Yanlıştır, Allah’a rağmen hüküm koymak olur. Fevkalade tehlikeli bir yaklaşımdır.

9. Fabrikada sırayla kesilen tavuklara gelince: Onların etleri yenir. Bazıları ‘onu insan kesmiyor alet kesiyor’ diyorlar. Zaten hiçbir hayvanı insan, eliyle öldürmez, dünyada her kesilen hayvanı insan bir aletle keser. Bunun bıçak olmasıyla makine olması arasında fark yoktur. Bazıları İslâmî usul diye makinenin başına bir kişi koyup her geçen tavuk için Bismillah, bismillah dedirtiyorlar. Dakikada 1000 tavuk kesildiği için adam besmele de çekemiyor. İnsanlara bu ıstırabı çektirmenin anlamı yoktur. Sünnete uyulsun deniliyorsa, besmeleyle olsun deniliyorsa makineyi çalıştırırken “Bismillah” demek yeterlidir.

10. Yalnız bir tek yerde hayvanı keserken besmele şartı vardır. O da kurbandadır. Onu da Allah Teâlâ çok açık olarak bildirmiştir. “Her ümmet için, Allah’ın onlara rızık olarak verdiği koyun, keçi, sığır, deve cinsinden hayvanlar üzerine Allah’ın adını ansınlar diye kurban ibadeti koyduk…”(Hac 34)

11. Kurban bir ibadet olduğu için onu keserken de Allah’ın adını anmak farzdır. Bu da kurban bayramı günlerinde olur. Aynı surede Allah Teâlâ biz ümmet-i Muhammed için de şöyle buyuruyor: ” İri gövdeli hayvanları da (koyun, keçi, sığır ve develeri) sizin için Allah’a ibadetin simgelerinden kıldık. Sizin için onlarda hayır vardır. Sıra sıra dizildikleri zaman (kurban bayramında) üzerlerine Allah’ın adını anın.” (Hac 36)

En doğrusunu Allah bilir.

Bitti

Rüştü Kam

Inal

    Bu yazı yorumlara kapatılmıştır.