EŞLERİN BİRBİRLERİNE KARŞI SORUMLULUKLARI

ABONE OL
19:03 - 01/10/2020 19:03
0

BEĞENDİM

ABONE OL
Kaplan
Best

Aile ve Önemi

En küçük insan topluluğuna aile denir. Eşler, ana-baba ve çocuklardan meydana gelir. Bir millet için ailenin önemi çok büyüktür. Çünkü, ailelerin birleşmesinden millet meydana gelir. Aileler mutlu ve huzurlu olursa millet de güçlü ve kuvvetli olur.

Aile, bir okuldur. Milleti millet yapan milli ve manevi değerler, gelenek ve görenekler, Allah’a, vatana ve millete karşı borçlu olduğumuz vazifeler bu okulda öğrenilir.

Küçükler ailede büyüklerin davranışlarını görerek taklit ederler, ailede devamlı olarak gördükleri hareketler ruhlarında iyice yerleşir ve alışkanlık haline gelir. Böylece çocuğun ahlâki yapısı ve kişiliği oluşur.

İnsanların davranışlarını bir fotoğraf makinesi gibi alan çocuğun temiz ruhunda, iyi görüntülerin yer alması için, aile fertlerinin her zaman olumlu hareketlerde bulunması gerekmektedir. Bu sebeple, aile fertlerinin birbirlerine karşı sorumluluklarını yerine getirmeleri büyük önem taşımaktadır. Ailenin mutluluğu ve milletin geleceği iyi eğitimli ailelere bağlıdır.

Eşlerin birbirlerine karşı sorumlulukları

Ailenin temelini karı-koca oluşturur. Aile önce bu iki insan tarafından kurulur. Nûr Suresi 32. ayette Allah, “Aranızdaki bekarları ve hizmetçilerinizden elverişli olanları evlendirin. Eğer bunlar fakir iseler, Allah kendi lütfu ile onları zenginleştirir. Allah, (lütfu) geniş olan ve (her şeyi) bilendir.” buyurmuştur.

Aile mutluluğunu oluşturan en önemli faktörlerden biri, eşlerin karşılıklı sorumluluk duygusuna sahip olmalarıdır. Kadın ve erkek, müşterek bir yaşamı kabullenmekle, birtakım sorumluluklar aldıklarını bilmelidirler. Bu sorumluluklar, kadın ve erkeğin yetenekleri, yetkileri ve özel koşulları dikkate alınarak belirlenir. Geçimi sağlamak, aileyi idare etmek, eşlik görevlerini yapmak, çocukları eğitmek vs. gibi.

Allah sorumluluk konusunda şöyle buyurur: ” Kadınlar erkeklerin velileri, erkekler de kadınların velileridir.” Tevbe-71.

Peygamberimiz de sorumluluk konusunu şu şekilde detaylandırır:

“Dikkat ediniz, sizin kadınlarınız üzerinde, kadınlarınızın da sizin üzerinizde hakları vardır.”

Karı ve kocanın birbirlerine karşı görevleri … diye başlayan görev taksimleri fazla resmîdir. Oysa aile arasındaki resmiyet olmaz. Çünkü, karı-kocanın görevleri olmaz. Karı-kocanın sorumlulukları olur. Meseleye bu açıdan yaklaşmak gerekir.

Eşlere tavsiyelerimiz şöyle olur:

– Her şeyden önce eşler arasında karşılıklı sevgi ve saygı bulunmalı ve bu sevgi ve saygı özenle korunmalı,
– Karı ve koca kazançlarını meşru yollardan elde etmeli,
– Karı ve koca eksikliklerini karşılıklı anlayış içerisinde tamamlamalı,
– Taraflar birbirlerine karşı nazik ve yumuşak davranmalı, kaba ve kırıcı olmamalı,
– Karı koca arasında ki ilişkiler güven esasına dayanmalı,
– “Senin annen senin baban….” diye başlayan cümleler kurulmamalı,
– Taraflar birbirlerinin sırlarını, bilhassa aile ilişkilerini katiyyen başkalarıyla paylaşmamalı,
– Taraflardan birisi sinirli ise öbürü susmalı,
– Suçlu aranmamalı ve mutlaka her konuda orta yol bulunmalı ve karşılıklı özürler dilenmeli,
– Hanım çalışmak istiyorsa çalışması olgunlukla karşılanmalı,
– Evde para kavgası katiyyen yapılmamalı, “Senin paran, Benim param”- diye başlayan konuşmaların sonucunda istenilmeyen kararlar alınabilir.
– Erkek hanımının başında bekçi olmadığını bilmeli,
– Evde alınan kararlar konuşarak alınmalı, “Emrediyorum böyle yapacaksın” gibi kaba sözler asla sarfedilmemeli,
– Taraflar evlerine bağlı olmalı,
– Doğum günü ve evlilik yıl dönümü gibi önemli günlerde karşılıklı hediyeler alınmalı,
– Zaman zaman aile fertleri yemeği dışarda yemeli,
– Erkek hanımı için hanımı da erkeği için her zaman çekici olmaya gayret göstermeli. Bakımsız bir erkek hanımına nasıl çekici gelmez ise, bakımsız bir kadın da aynı şekilde erkeğine çekici gelmeyecektir. Evden dışarı çıkarken giyim kuşamına özen gösteren erkek/kadın evin içerisinde de aynı özeni göstermelidir. Aksi takdirde tarafların gözleri dışarıya kayabilir.
– Eşler ve çocuklar kahvaltılarda ve akşam yameklerinde birlikte yemek yemeye özen gösterilmeli,
– Taraflar birbirlerine iş durumları ile ilgili bilgi vermeli, hal hatır sormalı, biri işe erken gidiyorsa diğeri onu yolcu etmeli ve işten kim erken geldiyse, kendisinden sonra geleni karşılamalı,
– Evlilik yoluyla yabancı iki aile birbirleriyle akraba olmuşlardır. Bu durumda ‘benim annem senin annen’ benim babam senin baban’ gibi hitaplar tarafları rencide eder. Karı koca arasında
“ben ” sözcüğünün yerini “biz” sözcüğünün alması mutluluk açısından daha doğru olur.
– Kadınını döven koca, makbul bir koca değildir. Kadınını aşağılayan, işkence eden, küçük gören koca da makbul bir koca sayılmaz. Aciz olan insanlar böyle davranışlarda bulunurlar.

– Mümkünse evlilikler aynı kültürü paylaşan insanlar arasında yapılmalıdır. Eş seçimine özen gösterilmelidir. Bilhassa Türkiye’den yapılan evlilikler kısa süre sonra boşanmayla sonuçlanmaktadır. Bir şekilde Türkiye’den bir kız/erkek ile evlilik olmuşsa bu evliliği sürdürmek için her iki taraf bir birlerine tahammüllü olmalıdırlar. Bu konuda aile büyüklerine önemli görevler düşer. Bilhassa Türkiye’den gelin ve damat olarak getirilen kişiler burada mağdur edilmemelidirler.

-Hem karı-koca arasında hem de ebeveyn ile çocuklar arasında sevgiye dayanan sıcak ve samimi bir diyalog olmalıdır. İnsan duygu ve düşüncelerini birileriyle paylaşmaya muhtaçtır; karı koca ve çocuklar birbirleriyle duygu ve düşüncelerini paylaşamıyorlarsa ortada bir problem var demektir; yani paylaşmanın faydası vardır, paylaşamamanın, bu ihtiyacı tatmin etmemenin zararı vardır.

Ebeveyn çocuklarını eğitmekle yükümlüdürler, eğitmenin çok önemli bir aracı da konuşmaktır. Konuşmaya baştan sınır koymak konuşmayı engeller, en önemli eğitim aracının elden çıkmasına sebep olur. Evin üyeleri doğru yanlış, iyi kötü, lüzumlu lüzumsuz herşeyi aralarında konuşabilmelidirler; bunları kırıp dökmeden iyiye yöneltmenin usulü vardır, ama bu usulü uygulayabilmek için de konuşmak gerekir.

Konuşmamak, ileride düzeltilebilecek bazı yanlış ve yersiz konuşmalardan daha zararlıdır.

Son sözü Söz’ün Sahibi’ne bırakarak yazıma son vermek isterim:

“Doğrusu mallarınız ve çocuklarınız sizin için bir imtihandır: Büyük mükafat ise Allah’ın yanındadır. ” Teğâbun Suresi 15

“Ey iman edenler! Mallarınız ve çocuklarınız sizi Allah’ı anmaktan alıkoymasın. Kim bunu yaparsa işte onlar ziyana uğrayanlardır.” Münâfikûn Suresi 9

“Biliniz ki, mallarınız ve çocuklarınız birer imtihan sebebidir ve büyük mükafat Allah’ın katındadır.” Enfâl Suresi 28

Rüştü Kam

Inal

    Bu yazı yorumlara kapatılmıştır.