EFENDİ -KÖLE İLİŞKİSİ

ABONE OL
17:57 - 01/10/2020 17:57
0

BEĞENDİM

ABONE OL
Kaplan
Best

”Arslan aç kalmadıkça avlanmaz ve hiçbir hayvana saldırmaz. Köpeğini yani halkını aç tut ki seni takip etsin. ” (Ata Malik Cüveyni)

”Reayamız (halk)bizim sürümüzdür, vergimiz bizim güvenliğimizdir.” (Nizam-ül  Mülk)

”Halk bizim sürümüzdür.”  (İmam Gazali)
 
Bu kişiler, bu sözleri 11. Yüzyılda söylemişler. Şeriatın hüküm sürdüğü Abbasi döneminin kuramcıları ve yöneticileriydiler…
Bugünlerde Türkiye’yi yönetenlerin ve sözcülerinin halka bakış benzerliği de rastlantı değildir.
 
Danıştay’ın, Okullarda ANDIMIZ kararına AKP Genel Başkanı ve AKP Cumhurbaşkanı Erdoğan tepki göstererek;
”2013’ten beri neredeydiniz? Ben yargıdan izin alacaksam, o zaman gelin devleti siz yönetin.” Diye Danıştay gibi yüksek yargıya ”ananı da al git” der gibi azarladı.
 
Danıştay Başkanı Zerrin Güngör’ün; Kaçak Sarayda düzenlenen sempozyumda,
” Danıştay’ın faaliyetlerinde tabi olduğu tek ilke kuşkusuz hukukun üstünlüğüdür.” Yanıtını vermesine öfkelenmişti:
”Benim hukukçularım da var. Onlar öyle söylemiyor!” Diye azarlamıştı.
 
Bilim insanı Emre Kongar’ın:
”Hiçbir köle efendisine kendini beğendiremez!”Sözü, şimdiki Türkiye düzenini gösteriyor.
Danıştay’a Zerrin Güngör atandığında Bülent Arınç kendini ve makamını unutarak;
”Rabbim rahmet gibi verdikçe veriyor!” Diye sevinç çığlıkları atmıştı.
 
Zerrin Güngör, daha sonra Gül ve Erdoğan tarafından atanan HSYK tarafından Danıştay Başkanlığına, AKBİL davasında Erdoğan’a beraat kararı veren İsmail Rüştü Cirit Yargıtay Başkanlığına, Zühtü Arslan, Polis Akademisinde öğreti m üyeliğinden Abdullah Gül tarafından Anayasa Mahkemesi ne atandıktan daha sonra Anayasa Mahkemesi Başkanlığına seçildi.
Üstelik, Zerrin Hanımın kızı yargıç olduğunda yasa gereği atandığı Elağız’dan yasalara aykırı şekilde Yargıtay’a, oradan da jet hızıyla Cumhurbaşkanlığına Daire Başkanı yapıldı.
 
17/24 Aralık soruşturmasında savcı Zekeriya Öz ”Bu soruşturmadan Erdoğan ve ailesini çıkartması için iki yüksek yargıç gelip beni tehdit etti. Bunlardan biri İsmail Rüştü Cirit’ti” İddiasında bulunmuştu.
 
Sonra bu yüksek yargı başkanları Erdoğan’ın isteğiyle Rize’de çay toplama yarışına katıldılar.
Hiçbir demokratik ülkelerde görülmemiş bir uygulama Türkiye’de başlatıldı.
 
Bu Yüksek Yargı Başkanları; Erdoğan emrettiği zaman Kaçak Saray’a koşmaları bir yana, önceden alındıkları salonda -Erdoğan’ın taktiği ile- oturdukları anda salona Erdoğan girdiğinde telaşla ayağa fırlayarak cübbelerinde ilik arama telaşıyla yargıyı karşı devrimcilere teslim ettiler.
 YSK Başkanı; ” AKP iktidarından önce camiye gidemiyorduk.” Dediğinde hukukçu olmak bir yana, adil seçim yaptırır mı?
 
AKP’nin; ”Karşı Devrim Partisi” olduğunu kendi eski milletvekillerinden Şamil Tayyar açıkladı.
 
Okullarda Andımız konusunda AKP kanadı (Erdoğan’dan izinsiz öksüremezler bile) Danıştay’ı tehdit edecek düzeyde saldırıya geçtiler. En sert tavrı da İmam-hukukçu Bekir Bozdağ gösterince, af konusunda, yerel yönetimlerde Bahçeli’yi azarlamalarının acısını fırsatı çıktığını sanan Bahçeli, Bozdağ’ı eleştirince Erdoğan celallenerek Bahçeli’yi ağır dille eleştirdi.
 
Buna öfkelenen Bahçeli, ”Yaş haddinden yaşa takılanların emekli edilmeleri” konusundaki İYİ Parti’nin önergesine destek vererek, MHP-CHP-İYİ Parti-HDP oylarıyla birinci oylamada kabul edilmesi ile çakma kabadayılık gösterisi kısa sürdü.
İkinci oylamada MHP’nin çekimser oy kullanmasıyla önerge reddedildi.
 
MHP Başkan Vekili Bahçeli tarafından görevden alındı.
İşin aslı; birinci oylamadan sonra Bahçeli’ye bir telefon gelir, Bahçeli grubuna emreder o anlı şanlı milletvekilleri sus-pus olup, onurlarını sessizce Bahçeliye feda ederler…
 
Aynı Bahçeli 2002 yılında Ecevit Hükümetindeyken yurtdışından aldığı bir telefonla kendi partisine, yardımcılarına danışmadan erken seçim kararı alarak AKP’yi iktidara getirmişti.
Bir AKP milletvekili; Bahçeli dengesiz biri!”  Dese de Bahçeli Erdoğan’dan kopamaz.
 
Karmaşık gibi görünen bütün bu olanlar aslında EFENDİ-KÖLE ilişkisi kapsamındadır.
”Hiçbir Efendi, kölesini beğendiğini söylemez…”
Şu anda devletin Efendisi Erdoğan görünüyor. CHP, HDP SP dışındaki milletvekilleri, parti başkanları, (özellikle Bahçeli) yüksek yargı, yandaş medya, bürokrasi, bakanlar, bazı ordu komutanları benlikleriyle Efendiye tabidirler.
 
 O Efendi, Almanya için Nazi, AB için hain hatta tutuklu gazeteci Deniz Yücel için; ”Ben bu makamda oldukça bu casus gazeteci hapisten çıkamaz!” Dedi.
Ama, bir baktık Deniz Yücel özel olarak gönderilen Alman uçağıyla Almanya’ya uçuverdi!
 
”Ver papazı al papazı” Diyerek Amerikalı rahibi rehin tutarak ABD’ye meydan okudu.
Yandaşı, yanaşması, AK-İTİ, Sabbahı, Amiral gemisiyken delinmiş tekneye dönüşmüş Hürriyeti, bilumum gönüllü köleler sokaktaki sefil kefenlilerle koro halinde:
”Dik dur eğilme
Bu Millet seninle!”Diye
Yırtınırcasına bağırdılar, tepindiler.
 
Birde uyandık! Aaa! Papaz ABD’ye uçuvermiş. Diklenme, Eyyy! naraları fosmuş!.
Trump: Ne demeye getirdiyse?
”Kimseye fidye ödemedik!” Demesin mi? …Türkiye’yi mi, yoksa Somali Korsanlarını mı kastetti?
Kafamız karıştı;
EFENDİ KİM- KÖLE KİM?
 
Yıldız AKALIN
 

Inal

    Bu yazı yorumlara kapatılmıştır.