DON MU- TÜRBAN MI?

ABONE OL
18:59 - 01/10/2020 18:59
0

BEĞENDİM

ABONE OL
Kaplan
Best

Eğer AKP, bir çıkmaza girip işin içinden çıkamıyorsa gündem değiştirmede üzerlerine yoktur.

Saf insanları kandırmanın en kolay yolu, din olgusunu çıkar aracı olarak kullanmaktır. Bu konuda cinci hoca bile onların yanında yaya kalır.

İşsizlik, yolsuzluk, pahalılık artık tüm kesimlerce dile getirilmeye başlayınca.

Üstelik Hanefi Avcı, cemaat kadrolaşmalarını belgelerle ortaya dökünce, uyuyanlar bile”neler oluyor?” diye sormaya başlayınca, Kılıçdaroğlu’nun ‘’türban sorununu biz çözeriz” sözüne sarılıp, hedef saptırmayı uygulamaya koydular.

Hanefi Avcı’yı susturmak için cemaat savcılarınca derdest edildi, cemaat hâkimlerince tutuklanınca yandaş, emzikli, cumhuriyet karşıtı koro sahne aldı:

‘’Türbana Özgürlük!”

Saptırmada üstlerine yoktur dedik ya. Türban yerine başörtüsü saptırmacısı.

Bu şeriatçılar, cemaatçiler, yirmi yıl öncesine kadar Müslüman olmadıklarından olsa gerek, artık İslam tarihi Türkiye’de; Türbandan önceki İslamiyet, Türbandan sonraki İslamiyet olarak belirlenmeye başlandı.

Ilımlı Şeriat, Atlantik ötesinden konuşlandırıldığından, Türban İslamları da Kâbelerini Washington’a döndürmüş oldular.

‘’Siz, din adamı değil, şeytana biat eden arıyorsunuz” der gibi bir tepkiyle görevini bırakan Diyanet İşleri Başkanı Bardakoğlu: ‘’Başını örtmek, İslam’ın, Müslümanlığın şartı değildir, Müslüman kadınlar tarihsel süreçte dini gereklilik olarak gördükleri için örtünüyor. Öte yandan, tarih boyu, başörtüsü, Müslüman olmanın ön şartı hiç olmamıştır.” Dese de, Kâbelerinin yönünü, Atlantik ötesine döndüren, Türbanın icadıyla oluşan ılımlı şeriatçılar bir kalenin devrilmesi bayramını kutlamaktalar. Başörtüsü başka, Türban başkadır.

Hani başbakan; ‘’Türban velev ki siyasal İslam’ın sembolüdür” deyince kapatılmaktan tarikatçı ama hukukçu olmayan Anayasa Mahkemesi Başkanı’nın çabalarıyla kapatılmamıştı. Yargı kararıyla Türban Siyasi İslam’ın sembolü olarak tescil edildi. AİHM de aynı karara vardı.

Anımsatmakta yarar var. Geçen yıllarda ABD’nin ilgi alanından dışlanmak istenen Recep Beyi, ‘’ lağım çukuruna süpürmeyin, kullanın, işinize çok yarar, onu çıkarlarınız için kullanın” diye ABD’den ricada bulunan Şeyh Sait soyundan Cüneyt Zapsu’yu tanırsınız. AKP’nin kurucularından, başbakanın en yakın danışmanlarından biriydi.

Türban konusunda onunda anlam dolu derin açıklamaları vardı.

‘’Kadınlara türbanını çıkart demek, donunu çıkart demektir”

Saç teliyle karşılaştırdıklarına bakın. Üstelik Zapsu’nun eşinin türbanı da yok. Ne anlama geliyor, anlayan beri gelsin. Zapsu’nun mahremine girmek haddimize değil elbette!

Ardından Recep Beyin fermanı:

‘’Her kadın en az üç çocuk doğuracak!”

İşte cemaat toplumunun, ümmet toplumunun ulaştırılmak istenilen hedef. Kadın, hep doğuracak, evinde çocuk büyütecek, kayıtsız şartsız erkeğin kölesi olacak. Donu başında takılı olacak, erkeğe ıh… Demeyecek. Sadece saçlarını saklayıp, erkeğinin namusunu böyle koruyacak.

Galiba yeni liberaller türbana o kapıdan bakmışlar. Türbanı don olarak algılamışlar.

Ne 1994 yılında Kahire Konferansında alınan karara göre ‘’kimse kadına şu kadar çocuk doğur veya doğurma diyemez” kararlarına Türkiye’nin de imza atmış olması, şeriatçıları bağlamıyor. Onlar, Hıristiyan rahibelerinden uyarladıkları Türbanı Siyasal İslam’ın sembolü olarak kadınların başına geçirmelerini amaç edinmişlerdir. Onlar kadınları kobay olarak cinsellikleriyle şeriat arenasına salmaktan çekinmemektedirler. Siyasi çıkarları uğruna kadını kapatmayı özgürlük olarak tanımlamaktan hicap duymuyorlar.

Televizyonlara çıkardıkları kiralık seksi türbanlılarla, liboşların ortak şovlarından tiksinmemek elde değil. Boyanmış, cilalanmış, ince kaşlar, rujlu dudaklar, daracık elbiseler dinlerine uygun, saçının telini göstermek yasak!

Kadını kapatarak özgürleştirme olmaz. Olsa, olsa tutsaklık olur.

Örtünme nedir? Bikini de örtünme, Türban da örtünmedir.

Yarın birileri de çıkar, inancım gereği çırılçıplak dolaşmak istiyorum, derse ne diyeceksiniz? O inanç özgürlüğü olamaz mı?

Bırakın kadınların saçıyla, başıyla uğraşıp din tüccarlığı yapmayı. İşsizlik en üst sınırda, insanlar açlık sınırında Siz çocuklarınıza gemicikler alıyorsunuz, ergenlik çağına gelmeden işadamı yapıyorsunuz. Ya halk, ya halkın sahipsiz çocukları onlar ne durumdalar biliyor musunuz?

Siyasetine alet ettiğin, saçlarının tellerinden çıkar sağladığın kadınlar, eğitimsiz, işsiz, iş bulurlarsa da asgari ücretin bile altında boğazı tokluğuna çalıştırdığın kadınlar. Uzaktan kumandalı siyasetinle vatani görevini yaparken aymazlığınız yüzünden canlarını azgın teröristlerin kurşunlarıyla veren Mehmetçiklerin dul kalan kadınları. Onlar senden umutlarını çoktan kestiler.

Onların kapatılmaya değil, işe, aşa, huzura gereksinmeleri var.

Türkiye, sayenizde bölünmek üzere.

Terörist başıyla İmralı’da görüşmeler olduğunu söyleyenlere şerefsiz diyordunuz. Ama ortaya çıktı ki görüşmeler yapılmış ve yapılmakta. Onlara yetki veren, görüşen kimler. Şerefin hangi katındalar?

Seçimlerden sonra hangi ödünleri verdiniz ki, seçimlere kadar PKK ateşkes ilan etti. Yedi düvele boyun eğmeyen Türkiye, iki-üç bin teröriste nasıl boyun eğdi?

O kadınlar, dün yalınayak, kocalarına cephane taşıyan, bebesinin örtüsünü cephane ıslanmasın diye sıyıran kadınların kızları, torunlarıdır. O torunlar vatan için Gabar’da vatanı böldürmemek için canlarını veren şehitlerin eli öpülesi eşleri olan kadınlardır.

İstedikleri ise, vatan için canlarını veren kocalarının boşuna öldüğünü yaptıklarınızla yüzlerine haykırmamanızdır.

Cinayetlerini saklamaya çalıştığınız PKK’ı ve uzantılarını ödüllendirmenizi içlerine sindiremiyorlar. Gerçekleri saklamak için Türban’a sarıldığınızı bilmiyorlar mı sanırsınız. Çağdaş Atatürk Türkiye’sini karınızla, kızınızla tesettür sarmalıyla küçültmeye çalıştığınızı biliyorlar artık.

Onlar biliyorlar ki, sizin derdiniz vatan, millet değildir. Sizin istediğiniz kadınları özgürleştirmek değil, köleleştirmektir.

Onlar görmüyorlar mı ki, şeriatla yönetilen kralların, başkanların eşleri, kızları ne karınıza ne kızınıza benziyorlar. Onlar saçlarını açıkta bırakırken, sizinkiler neden tesettürlü? Yoksa siz onlardan daha mı şeriatçısınız?

Sahi siz hangi dine inanıyorsunuz?

Yıldız AKALIN

Inal

    Bu yazı yorumlara kapatılmıştır.