DAYATILAN ADAYLAR

ABONE OL
18:20 - 01/10/2020 18:20
0

BEĞENDİM

ABONE OL
Kaplan
Best

DAYATILAN ADAYLAR

 
 AKP Hükümeti, TBMM Başkanlığı’na ‘Terörün Sona Erdirilmesi ve Toplumsal Bütünleşmenin Güçlendirilmesine Dair Kanun Tasarısı’ verdi. 10 Temmuz 2014 tarihinde TBMM’de kabul edilen AKP’nin bu yasasına MHP karşı çıkarken, HDP ve CHP destek verdi. Toplam altı maddeden oluşan bu yasanın asıl amacı, PKK terör örgütüyle müzakereler için yasal zemin hazırlamaktır.
 
Bu yasayla ülkemizdeki ulusal ve üniter devlet yapılanmasının dağıtılması gündeme gelecektir ve bunun adına da ‘Çözüm Süreci’ denilmektedir. Bu çözüm süreci sonucunda, ülkemizdeki etnik toplulukların ayrışmasına ve mezheplerin kopuşuna yol açılacak bir girişim başlatılmıştır. Bu yasayla, cumhuriyet yönetimi teslim alınarak sona erdirilmeye çalışılacaktır ve buna da ‘kalıcı barış’ adı verilmektedir. Kısacası ülkemiz, bir bütün olarak büyük bir teröre sürüklenmek istenmektedir.
 
Ülkemizin çok büyük sorunları göz ardı edilerek, cumhurbaşkanlığı seçimine kilitlendirilen toplum, ülkemizin başına çuval geçirildiğinin farkında değildir. Bu çuvalın farkına varanların eylem ve söylemleri ise, yurtseverlikleri kuşkulu olanlar tarafından sürekli eleştirilmekte, hatta hainlikle suçlanmaktadır.
 
Adaylardan kendini BOP eşbaşkanı olarak tanımlayan Tayyip Erdoğan, zaten uygulamalarıyla ülkemizin bölünmesine destek vermektedir. Adaylardan PKK terör örgütünün kucağında yetişen Selahattin Demirtaş ise ülkemizin bölünmesi için canla, başla çalışmaktadır. Adaylardan “ekmek için Ekmeleddin” gibi saçma bir sloganla çıkış yapmaya çalışan Ekmeleddin İhsanoğlu da, çözüm sürecinden yana olduğunu söylemektedir. Yeni cumhurbaşkanı seçilecektir ama adaylar yaptıkları konuşmalarda sürekli cumhuriyete ve Atatürk’e saldırmaktadırlar. Cumhuriyeti ve Atatürk’ü savunan bir adayın olmaması, bu seçimin yok hükmünde olmasının başlıca nedenlerindendir.
 
Ülkemizin bölünmesini hedef alan ABD ve AB kaynaklı açılım süreci denilen projeye Ekmeleddin İhsanoğlu destek vererek; “biz bin yıldır beraber yaşıyorduk. Ama ne zaman ulus devleti kurduk o zaman insanları falakaya yatırdık” diyerek, cumhuriyet dönemini suçlamıştır. Ekmeleddin İhsanoğlu, Kurtuluş Savaşı sırasındaki “mandacıların” günümüzdeki temsilcisidir.
 
Adnan Menderes’i demokrasi şehidi, Turgut Özal’ı büyük bir devrimci olarak değerlendiren Ekmeleddin İhsanoğlu, türban konusunda bilinen çarpıtmanın ardına sığınarak; ”başörtüsü haktır, dini vecibedir, gelenektir“ demektedir. Madem dini vecibe, o zaman kendi ailesi neden takmıyor diye sorarlar insana? 28 Şubat döneminde kendisinin başörtülü öğrencilere destek verdiğini ve bu nedenle on yıl erken emekli olduğunu bildirmiştir. “Tayyip Bey’le dostuz” diyerek, aynı onun gibi mağdur edebiyatı yapmaya soyunmuştur.
 
Başbakan Tayyip Erdoğan, 8 Temmuz 2014 tarihindeki TBMM Grup toplantısında “cumhurbaşkanı tarafsız olmaz” söylemiyle bazılarını şaşırttı ama ilk kez doğruyu söyledi. Cumhurbaşkanının tarafsız olmak gibi bir seçeneği bulunmamaktadır. Çünkü Türkiye Cumhuriyeti’nin Cumhurbaşkanı, cumhuriyetten yana, demokrasiden yana, laiklikten yana taraf olmak zorundadır. Aksi halde vatana ihanet etmiş sayılır.
Bu tartışmaların ardında Ekmeleddin İhsanoğlu’nun adaylığı, bizlere şunu öğretmiştir: koyun, itaatkar, biat, bir yerin kılı gibi sıfatların sadece AKP seçmenini değil, toplumun neredeyse her kesimini sardığı belli olmuştur. Şeriatçı, siyasal İslam’ın üretim merkezi El Ezher Üniversitesi’nden doğma, İngiliz istihbaratının Ortadoğu’ya ajan yetiştirme üssü niteliğindeki Exeter Üniversitesi’nden mezun olan birini, sadece eşinin başı açık diye Atatürk Cumhuriyeti’ne sahip çıkacak bir kimlikte görmek yurtseverlikle açıklanamaz.
 
Ülkemizin bölünmez bütünlüğüne karşı olan ve bizlere dayatılan bu üç adayla yapılacak cumhurbaşkanlığı seçimi, bir kandırmacadır. Bunlar ABD’nin maşalarıdır. Türk halkı, kendisine dayatılan bu görevli adayları çok iyi tanımalı ve ülkemizin bölünmesine onay vermemelidir.

Suay Karaman

Inal

    Bu yazı yorumlara kapatılmıştır.