DAYANIŞMA KRİZDE

ABONE OL
18:14 - 01/10/2020 18:14
0

BEĞENDİM

ABONE OL
Kaplan
Best

DAYANIŞMA KRİZDE


Bir dolap devrilmesin, bir duvar yıkılmasın, dayansın diye destek konur. Duygusal davranılırsa ilk kızgınlıkta şefin önüne istifa dilekçesi dayatılır. Babasına güvenen genç arkasını ailesine dayar.

Dayanışmada ise iki yönlüdür, karşılıklı yardımlaşma anlaşılır. Birey veya toplum birbirine, zor duruma düştüğünde yardım eder.

Sel, deprem, yangın, şiddet ve savaş mağdurlarına ilk ihtiyaçları götürülür. Ülkeler arasında, felâketin olduğu mekânda önceden bir düzen yoksa gelen materyal dağıtımında kargaşa yaşanır, ihtiyaç sahiplerine ulaştırmada sorun olabilir. Dayanışmacılık toplumbilim dalıdır. Hangi ortamda kim kime yardımsever davranır, bilimsel olarak inceler.

Scobel, her hafta perşembe günü, saat 20:15 3SAT TV’de güncel bir felsefe konusu ele alır, uzman ve bilim insanlarıyla tartışmada uyarı yapılır, varsa hata dile getirir. Bu yazıma başlığı oradan aldım. Okul gibi, her zaman bu kanalı izleyince, Türk özel televizyon yayın durumuna üzülür, karşılaştırmayı zihnimde geriye iterim. Zira bu kanal üç ülkenin birleşik devlet kanalıdır.

Küresel çağda, iletişimin hızlı olduğu zamanımızda yardımlaşma da gelişti. Nepal’da deprem olmadan Berlin-Potsdam deprem merkezi uyarı yapıyor. Ama ülkeleri idare edenler hazırlık önlemlerini ekonomik nedenlerden dolayı almıyor, alamıyor.
Dayanışma önce çekirdek ailede, akrabada başlar ve daire genişler. Artık fotoğrafımızı bile kendimiz çekiyor, kimseye muhtaç olmadan tek başına bir evde oturup, yaşamı mümkün kılıyoruz. Bilhassa sosyal devlet sisteminde dayanışma duygusu zayıflar. Bu nedenle empati duygusu sürekli etik derslerinde işleniyor. 

Akdeniz, savaştan kaçan sığınmacılara mezar oluyor. Durum, dayanması zor, tahammül edilmez hale geldi. Avrupa topluluğu adeta Berlin duvarını Avrupa sınırında yeniden inşa edemediğine üzülüyor. Türkiye ve diğer komşu ülkeler milyonlarca sığınmacıyı alırken, zengin Avrupa yüzbinleri günlerce konuşuyor. Halkı korkuya, kine, düşmanlık duygularına sürüklüyor, hatta sığınmacılar için açılan sığınaklar yakılıyor. Almanya’da yakma geleneği, Türklere yakılan insanlarıyla çok acılar verdi. Bu nedenle olsa gerek Türk asıllı milletvekilleri yalnız fikirle değil, bizzat sığınma evlerine giderek sığınanlara yardım ediyor.

Göçmenin, yabancının, sığınmacının ve müslümanın olmadığı kentte protesto yürüyüşü yapanlar çok az da olsa, yılanın başını tehlikeden, zehirlemeden önce öldürmeli. 

Bunun bilincinde olan politikacılar, öncü düşünürler karşı yürüyüşe geçip halkı uyarıyor. Açıklayıcı toplantılar yapıyor.
Avrupa dayanışma krizini aşabilirse, içinde yaşayan göçmen kökenli insanların katkısıyla mümkün olacaktır. İstatistikler Almanya’da her dört vatandaştan birinin göçmen kökenli olduğunu gösteriyor. O halde geleceğe karamsar bakmaya gerek. Fransız, İngiliz, Polonya adları din ve alfabe benzerliğinden ve çok eskilere dayandığından dolayı çoğunluk topluma kaynaşmış görülüyor. İçişleri bakanın adı Fransızca da olsa göze batmıyor. Ama kaynaşmayan Türk, Arap, İslâm dininden gelen adlara alışmak oldukça fazla zaman alacağa benziyor.
Bir yandan savaştan kaçıp Avrupa Birliği ülkelerine gelmek için ölümü göze alan sığınmacılar, diğer yandan Avrupa ülkelerinde doğup büyüdüğü halde ölümü göze alarak savaşa giden gençler. Savaşa gidenler için sıkı önemler alınıyor, pasaportları ellerinden alınıp seyahat hürriyetleri kısıtlanıyor. Ama hâlâ okullarda bazı öğretmenler göçmen çocuklarını hor görmeye, sınıf arkadaşları önünde küçük düşürmeye devam ediyor. Başarılı, üniversite bitirmiş göçmenlerin Almanya’yı terk etmesini önlemek için çare aranmıyor, işsizlere iş yeri bulmak için yeterince proje üretilmiyor. 

İşyerlerine, devlet dairelerine, okul ve çocuk yuvalarına orantılı olarak göçmen vatandaşlar göreve alınmıyor. Öne sürülen önyargılarla, tarihte yapılan hatalar tekrarlanıyor, eşit paylaşıma engel olunuyor. Basın ve medyada göçmen kökenli alman vatandaşlara kapılar kapatıldığı için, gücü elinde tutan sorumlular göçmen kökenlilere karşı yapılan önyargıları kışkırtarak besliyor. Televizyonda, film branşında yalnız önyargıyı destekleyecek göçmenlere söz ve rol veriliyor. Göçmenlere, yabancılara karşı fikir yürütenler yanlış dayanışma ile toplumda kin ve nefret tohumları atıyor.
Türk işçileri yıllarca Müslümanlara karşı yürüyüşe katılan Doğu Almanya kökenliler için dayanışma parası ödedi. Göçmenlerin doğuda bulunan kentlere seyahat ve yerleşme özgürlüğü için projeler üretmeli ki onları tanımadan sokağa çıkıp protesto yürüyüşlerine katılmasınlar.

Geçenlerde bir veli, oğlumun öğretmeni hep doğu kentlere sınıf gezisi yapıyor, deyince olsun diye cevap veriyorum. 
Dayanışma olumsuz yönde olursa tarihte büyük felâketler yaratmıştır. 

Aynı grup, parti, inisiyatifte başkan ve yönetim hataları hoş görülüp, alkışlanırsa dayanışma olmaz. Bu kendi çıkarları için susmak ve taraf tutma anlamına gelir, ayrı bir yazı konusudur.

Hoşça kalın!
İlter Gözkaya-Holzhey                       


Not:
Okul gibi bir TV kanalı, 3SAT’ı izlemenizi tavsiye ediyorum.

Inal

    Bu yazı yorumlara kapatılmıştır.