DATÇA

ABONE OL
11:55 - 23/10/2020 11:55
0

BEĞENDİM

ABONE OL
Kaplan
Best

Okurlarımız hatırlarlar. Geçenlerde Uluslararası Turizm Borsası (ITB) nedeniyle Berlin’e gelen Muğla’nın Datça ilçesinin Belediye Başkanı Şener Tokcan’la yapılan bir röportaj yayınlanmıştı. Bu röportajda Datça’nın güzelliklerinden söz edilmiş, diğer kıyı kentlerimizden farklı olduğu vurgulanmıştı. Ben bu inanılmaz güzellikteki yurt köşemizi daha önce hiç görmemiştim. Geçtiğimiz hafta sonu Datça’daydım ve adeta büyülendim.

Datça’nın çok belirgin özellikleri var. Temiz ve güzel doğası bu özelliklerin başında geliyor. Fakat bir coğrafyayı aslında güzel yapan orada yaşayanlardır. Datça’da doğan veya sonradan Datçalı olan her kim varsa hepsi de bu cennet kentin doğasından geldiğine inandığım hoşgörü ve açık fikirlilikle yoğrulmuş gibi geldi bana. Yani Datça sadece gidip denizinde, güneşinden, ören yerlerinden yararlanacağınız bir yer olmaktan öte içinde – veya yakın çevresinde – doyasıya yaşanacak bir coğrafya.

Bu satırları yazarken diğer tatil yörelerimizin başına gelenleri düşünmeden edemiyorum. Yıllar önce turizm ha patladı ha patlayacak tartışmaları yapılırken kitle turizmine açık ülkelerin yaptığı hataları biz yapmayalım diyenlerimiz çok yoktu. İspanya başta olmak üzere turizm gelirine önem veren pek çok ülke kıyı şeritlerine beş yıldızlı beton blokları dikip çok sayıda turist çekme amacıyla doğa cinayetleri işlemişti. Bu hatayı biz yapmamalıydık. Ne oldu sonra? O ülkelerin yanlış yolundan ilerleyip turistik yörelerimizi çirkinleştirdik. İşte Datça geçmişte yapılan bazı hatalara karşın o çirkinliğe teslim olmayan ender kıyı kentlerimizden biri. Böyle kalması için de çalışkan ve başarılı Belediye Başkanı Şener Tokcan’ın elinden geleni yaptığı anlaşılıyor. Datçalıların hem kentlerinin hem de aydın Belediye Başkanlarının değerini bilmesi gerekir diye düşünüyorum.

Dedim ya, bir coğrafyayı güzelleştiren onun insanlarıdır. Datça’da geçen Pazar günü Datça Çevre Derneği’nin düzenlediği “Akdeniz’den Ege’ye Dostluk ve Doğa Yürüyüşü” yapıldı. Benim de katıldığım bu yürüyüşte Datçalı olan olmayan yüzlerce kişi muhteşem bir doğal cümbüş içinden geçerek yaklaşık 15 kilometrelik bir yolu geride bıraktık. Yürüyüş Akdeniz’den testilere doldurulan suyun Ege’ye boşaltılması ve çevre köylerin sakinlerinin de katıldığı bir şenlikle son buldu. Köylü kadınların İstanbul’dan Ankara’dan gelen genç kız ve kadınlarla birlikte oynadığı zeybekler bu yurt köşesindeki toplumsal bütünleşme duygusunun tılsımlı gücünü hissettirdi bana. Güzel insanlarımızı bu güzel kentte daha bir sevdim.
Sevgili okurlarım. Önümüzdeki tatil aylarında yolunuz Datça’ya düşerse duygularımı daha iyi anlayacağınızı umar, herkese iyi bir hafta dilerim.

Dr. O. Can Ünver

Inal

    En az 10 karakter gerekli
    Gönderdiğiniz yorum moderasyon ekibi tarafından incelendikten sonra yayınlanacaktır.