ÇOK EŞLİLİĞE KUR’AN ONAY VERİR Mİ? (IV)

ABONE OL
19:03 - 01/10/2020 19:03
0

BEĞENDİM

ABONE OL
Kaplan
Best

Erkeğin birden fazla eşle evlenmesi, eşine de ikinci bir erkekle evlilik hakkını doğurur.

İslâm’da değişmez kurallar vardır. Ancak hangi kural olursa olsun uygulama alanına konduğunda olumsuz sonuçlar doğuruyorsa uygulamayı durdurmak imkân dahilindedir. Birden fazla eşliliği bu açıdan değerlendirirsek, fazla eşliliğin kötüye kullanılmasıyla olumsuz sonuçlar doğmaya başladığında, bu uygulama İslam bilginleri tarafından muhakkak yeniden değerlendirme kapsamına girmektedir. Böyle bir uygulama kanunun değiştirilmesi manasına gelmez, şartlara göre düzenleme anlamına gelir.

Günümüzde bizde ve bize benzer toplumlarda tek kadınla evlilik örf ve âdet haline geldiği için bir kimsenin hanımının üzerine kuma alması, birinci hanımını, ondan olma çocukları ve çevresini, başka çağ ve toplumlarda olandan daha ziyade etkilemekte, üzmekte ve perişan etmektedir. Mümin olan birisinin, insanları bu kadar üzüntüye sokacak bir davranışta bulunabilmesi için iki dakikalık zevkten daha önemli ve geçerli sebepleri olmalıdır.

İslâm, duyguyu dışlamamakla beraber aileyi duygu temeli üzerine değil, mantık ve fayda temeli üzerine oturtmuştur. Bu tercih insanların duygularını öldürmeye değil, ikinci plana itmeye, aklın ve inancın kontrolüne vermeye yöneliktir. Duygular, meyiller ve psikolojik tavırların çoğu telkin ve eğitim ile oluşur ve değişirler. Birden fazla kadınla eşliliğin yaygın olduğu bir toplumda, İslâm kadınının duyguları ile tek kadınla evliliğin geçerli olduğu toplumlardaki kadınların duygu ve eğilimleri aynı değildir.

İslâm’ın kadına nasıl değer verdiği, onun haklarının korunmasına nasıl itina gösterdiği hem Kur’an-da, hem de örnek devirlere ait uygulamalarda açıkça görülmektedir. Birden fazla kadınla şartlara bağlı olarak evlenme izninin, kadınların hakları ve değerleri ile olumsuz bir ilgisi yoktur; bu iznin gerekçesi içtimaî, iktisadî, ahlâkî, sosyal zaruretlere dayanmaktadır.

Erkek veya kadının evlenme hakkı aynı olmalıdır. Bu aile yapısının sıhhat ve selameti için şarttır. İslam hukuku bu yönü ile yeniden yorumlanmalı ve kurala bağlanmalıdır.

Müslüman erkeklerin birden fazla evlilik için ruhsat olarak gösterdikleri ayetler incelendiği zaman görürüz ki, günümüz dünyasında bir erkeğin eşi var iken onun üzerine tekrar evlenmesinin kesinlikle mümkün olamayacağı anlaşılmaktadır.

Ayet-i Kerime’nin meali; “Eğer yetim (kız)lar konusunda adaleti yerine getiremeyeceğinizden korkarsanız, bu durumda, (onlarla değil) size helal olan (başka) kadınlardan ikişer, üçer, dörder olmak üzere nikâhlayın. Şayet adaleti sağlayamayacağınızdan korkarsanız, o zaman bir (eş) ya da sağ ellerinizin malik olduğu (cariye) ile (yetinin). Bu, sapmamanıza daha yakındır”.

Dikkat edilirse ayette “yetim” kelimesi vardır. Ayrıca “adaleti sağlayamayacağınızdan korkarsanız” cümlesi, ayetin esas ana fikrini ortaya koymaktadır. Ve birden fazla evliliğin insanı sapıklığa götürme ihtimalinden söz edilir.

Demek ki ikinci ve üçüncü, dördüncü evliliklerin yapılması “adaleti sağlayamayacağınızdan korkarsanız bir eşle yetinin” şartına ve emrine bağlıdır. Nisa suresinin 3. Ayeti “adaletten ayrılmayacak” bir kimseden bahsetmektedir.

Nisa suresinin 129. ayetinde de “Ne kadar da isteseniz kadınlar arasında adaletli davranmaya güç yetiremezsiniz. O halde büsbütün birine meyledip, ötekini duvara asılı bir meta gibi kullanmayın” buyrularak adaleti sağlamanın mümkün olamayacağı vurgulanmaktadır.

Burada, ” … ne kadarda isteseniz/uğraşsanız adaleti sağlayamazsınız…” diyen Allahtır. Yani kabul edilebilir bir gerekçesi olmadan birden fazla eşle evlenmek isteyene, yol kapalıdır.

O halde bütün erkekler dörde kadar evlenebilirler demek ve de bu izni Allah vermiştir diyerek Allah’ı da töhmet altında bırakmak Müslüman`a yakışmaz.
Hiçbir sebep yokken erkeğin canının istemesi ile ikinci veya üçüncü eşle evlenmesi yukarıdaki ayetlerle hiçbir şekilde bağdaşmamaktadır.

Bazı din adamları ve şeyhler birden fazla evliliği teşvik etmektedirler. Hatta kendileri de bu uygulamayı yaparak örnek olmaktadırlar. Bu insanlar dini istismar etmektedirler. Dini kendi heva ve heveslerine alet etmektedirler. Birden fazla eşliliği hiçbir şarta bağlamadan meşru olarak görmek dini anlamamak demektir. Böyle bir anlayışın sahibi hangi sıfatı taşırsa taşısın Allah’a iftira atmaktadır.

Sözüm ona bazı din adamlarının, kızların okula gönderilmelerine yıllarca karşı çıkmalarının asıl amacı; erkeklerin İslam dinini kendi duyguları ve menfaatleri doğrultusunda diledikleri gibi yorumlamalarını sağlamak içindir.

Kadınlar da okula gidip okuma yazma öğrenirse, onlar da kitapları okuyacak ve bazı gerçeklerin farkına varacaklardır. Bu da başta din adamları olmak üzere erkeklerin işine gelmemektedir. Yukarda da belirttiğim gibi, bugün birçok din adamı, şeyh, mürşid, efendi ve ağabey olarak geçinen insanların birden fazla evlilik yapması bu düşüncemizi doğrulamaktadır.

Peygamberimizin kızı Hz. Fatıma, kocası Hz. Ali’nin ikinci bir kadınla evlenmek istemesine karşı çıkmıştır. Peygamberimizin terbiyesinde büyüyen Hz. Fatıma’nın, kocasının ikinci evliliğine karşı çıkması caiz olmasaydı, Allah Resulü onu ikaz eder, kocasının arzusuna boyun eğmesini emrederdi.

Hâlbuki durum öyle olmamış, bilakis kızının üzüldüğünü gören Allah Resulü, damadı Hz. Ali’nin bu arzusundan vazgeçmesini istemiş, eğer vazgeçmezse ancak Fatıma’yı boşadıktan sonra evlenebileceğini bildirmiştir. Yüce Peygamberin kendi kızı için istemediği bir durumu ümmetinin kadınları ve kızları için istediğini veya tasvip ettiğini düşünmek dahi büyük bir gaflet olur. Bu durumda peygamber Nisa suresine rağmen hüküm vermiş olur ki, bunu düşünmek bile mümine ürküntü verir.

İnsanların mutlu bir hayat yaşamaları için gayret sarf eden ve insan olmalarından doğan haklarına saygı gösteren, insan onur ve şerefini korumayı amaçlayan bütün dini ve beşeri sistemler, bir eşle evliliği insan psikolojisi açısından uygun görmektedirler.

Ancak, vahşi hayatın içinde olan insanlar, bedeviler, yontulmamış kalas gibi kaba saba insanlar, insanlıktan nasibi olmayan bencil asosyal yaratıklar, kargadan başka kuş tanımayan cahiller birden fazla eşliliği savunabilirler.

Hiçbir haklı sebebi olmadan sadece, iki dakikalık zevk için, aile ocağının sönmesine, çocuklarının psikolojisinin bozulmasına, hanımının depresyona girmesine sebep olan bu insan görünümlü egoist yaratıkların yaptıkları ikinci evlilikler gayri meşrudur. İmam nikâhı adı altında yapılan nikâhlar geçersizdir. Böyle bir nikâh gayri meşru bir nikâhtır. Herhangi bir hukuk siteminin onaylamadığı nikâhı Allah onaylamaz, kabul etmez.

Bir erkeğin birden fazla eşle evli bulunması her şeyden evvel eşine de ikinci bir evlilik hakkı doğurur. Adaletli olan da budur. Erkek çocuğu olmadığı için tekrar evlenen erkek gibi, kadının da erkek evlat sahibi olma isteği olamaz mı? Bunu böyle dile getirince bazı suratların nasıl asıldığını görür gibi oluyorum.

Velhasıl İslâm’da, normal şartlarda çok eşlilik yoktur. Çok eşlilik, ancak olağanüstü durumlarda; yetimlerin himayesi için uygulanan sosyal bir kampanyadır. Bu kampanya kararını da şartlara bağlı olarak kamu otoritesi verir, kişisel olarak uygulanamaz. Bu kampanyanın dışındaki fazla eşliliğe giden bütün yolları Yüce Yaratıcı kapatmıştır:

“Ne kadar da isteseniz kadınlar arasında adaletli davranmaya güç yetiremezsiniz. O halde büsbütün birine meyledip, ötekini duvara asılı bir meta gibi kullanmayın.” (Nisa 3 ve 129)

Rüştü Kam

Inal

    Bu yazı yorumlara kapatılmıştır.