CHP’NİN BAŞARISI

ABONE OL
18:57 - 01/10/2020 18:57
0

BEĞENDİM

ABONE OL
Kaplan
Best

12 Haziran 2011 tarihinde yapılan genel seçimlerden başarılı çıkan parti AKP’dir. Genel seçimlerdeki başarı, iktidar olmaktır. AKP, üç seçimdir hem de oy oranını arttırarak, seçimlerin galibidir ve bu yüzden başarılıdır.

Cumhuriyet Halk Partisi’nin başta genel başkanı olmak üzere bazı yöneticileri de başarılı olduklarını söylemektedirler. %50 oranında oy almış bir partinin yanında, oy oranını ve milletvekili sayısını arttırarak %26 oy almayı başarı olarak göstermek, ‘gaflet ve dalâletle’ bile açıklanamaz.

9 Eylül 1992 tarihinde yeniden kurulan Cumhuriyet Halk Partisi’nin 1995,1999, 2002, 2007 ve 2011 genel seçimlerindeki aldığı oy oranları şöyledir: %4.7, %8.7, %19.5, %20.6 ve %25.9.

1994, 1999, 2004 ve 2009 yerel seçimleri, il genel meclisi seçimlerindeki aldığı oy oranları da şöyledir: %4.7, %11.1, %18.2 ve %23.1.

Bu oranlara bakıldığında, CHP sürekli oy oranını arttırmaktadır. Ancak 2002 yılından beri hep ana muhalefet partisi konumunda kalmıştır. Üstelik yıllardır yıpranan iktidar partisi de, 2002’de %34, 2007’de %47, 2011’de %50 oy oranına ulaşmıştır. Bu tabloya bakıldığında CHP’nin başarılı olduğunu söylemek olanaksızdır.

CHP’nin eski genel başkanı da, artan oy oranlarını başarı olarak sunmuştu topluma. Aynı gelenek devam ediyor ve yeni genel başkanı da aynı söylemde bulunmaktadır. Üstelik yeni genel başkan “%40 alamazsak başımızı alır gideriz”, “%30′un altına düşersek istifa ederim” gibi çok iddialı söylemlerde bulunmuştu.

CHP’nin yıllardır neden oy oranını yükseltemediğini ve iktidar olamadığını bütün detaylarıyla araştırmak gerekir. Kendilerine yeni CHP diyen yeni yöneticiler ve bazı milletvekili adaylarının söylemleri, CHP ilkeleriyle örtüşmemektedir. Siyasete karışmadıkları sürece tarikatlara saygılı olmak, laiklik tehlikede değildir demek, Fethullah Gülen’i bir fenomen olarak görmek, “Atatürk ilkelerinin ve Cumhuriyetin bekçisi değilim, olmak da istemiyorum” demek, “Kürtler de gün gelecek kucağımıza oturacak” demek, tekke ve zaviyelerin açılmasını istemek, anayasadan Türklük kelimesinin çıkarılmasını savunmak, KCK tutuklularının serbest bırakılmasını ve genel af çıkartılmasını istemek, hakikatleri araştırma komisyonu kurulmasını istemek, Avrupa Yerel Yönetimler Özerklik Şartı’nı kabul etmek gibi eylem ve söylemler CHP tabanında rahatsızlık yaratmıştır.

CHP, kendi tabanını küstürecek derecede yanlış söylem ve yanlış kişilerle seçime katılmıştır. Partinin ilkelerinden uzak ve hayatında hiç CHP’ye oy vermemiş adaylarla girilen seçimde alınan %26 oy oranının başarı olarak görülmesi inandırıcı değildir. CHP gibi bir partinin, Kürt ırkçılığı yapanlarla, tarikat destekçileriyle, Fettullahçı olduğunu açıkça söyleyenlerle, küreselleşme yanlılarıyla, numaracı cumhuriyetçilerle, liberallerle alacağı oy oranı bundan daha yüksek olamaz.

Ancak yeni CHP yöneticilerinin bu yanlışları varken, eski yöneticiler de bunun gibi yanlışları çok yapmışlardı zamanında. Deniz Baykal’ın başkanlığındaki CHP, 18 Nisan 1999 seçimlerindeki ne olduğu anlaşılmayan “Yeni Sol” söylemi ile baraj altında kalmıştı. Daha sonra içi boş “Anadolu Solu” ve “Şeyh Edebali” söylemleriyle iktidara geleceklerini sandılar. Bir ara demokrasiyi “Allah’a isyan” sayan bir meczup olan Seyyid Kutb’a bile sarılmışlardı. Sağdan dönekleri ve numaracı cumhuriyetçileri milletvekili yapmakta sakınca görmemişlerdi. Gürsel Tekin’in büyük buluşu olarak, kara çarşafa, rozet açılımı yapmışlardı. Yeni CHP yönetimi ise, bunu daha da geliştirerek, partinin ilkelerini benimsemeyen, dinci ve ırkçı kişileri de milletvekili yapmak için yarıştı.

Yeni CHP’nin genel başkanı, başbakana “anayasa konusunda kapımız kendisine önkoşulsuz açık olacaktır, gelsin konuşalım” demiştir. AKP ile konuşarak, başkanlık sistemi ve özerklik dışında hangi maddeler görüşülecektir? Anayasadan Atatürk’ün adının ve Türklük ifadesinin kaldırılması konusu mu görüşülecektir? Medya tarafından desteklenen CHP Genel Başkanı, ne söylediğinin ve ne yaptığının farkında değildir. Yaptığı çelişkili açıklamalar ve tutarsızlıklar CHP tabanından da tepki almaya başlamıştır.

CHP’nin bulunduğu konuma baktığımız zaman eski genel başkan Deniz Baykal ve ekibi de başarısızdır, büyük umutlarla göreve getirilen yeni genel başkan Kemal Kılıçdaroğlu ve ekibi de başarısızdır. Mustafa Kemal Atatürk ile gerçek sol düşünceye ve düşünürlere sırt çeviren CHP yöneticileri, ne yazık ki CHP’yi, AKP çizgisine oturtarak iyice kimliksizleştirmiştir.

CHP yöneticileri tam bağımsızlıktan ve anti emperyalizmden yana tavır koyarak, Kemalist Devrimleri ve o eşsiz altı oku benimseyerek ilkeli politika üretebilseler, oy oranlarını da artırırlar, iktidar alternatifi de olabilirler. Atatürk’ün partisinin, ‘Atatürkçü Parti’ olduğu zaman iktidara geleceği kesindir.

Suay Karaman
Tüm Öğretim Elemanları Derneği (TÜMÖD) Genel Sekreteri

Inal

    Bu yazı yorumlara kapatılmıştır.