BÖYLE BAŞA, BÖYLE TARAK…

ABONE OL
11:54 - 23/10/2020 11:54
0

BEĞENDİM

ABONE OL
Kaplan
Best

 Kemikleşmiş muhaliflere söyleyecek sözüm yok. Onlar, iktidar ağzı ile kuş tutsa yine de muhaliftirler. İktidar yalakalarını ise hiç dikkate almayın. Ülke batsa onlar ” Ne batış ama..! Oldu mu şimdiye kadar hiç böyle güzel ülke batıran iktidar..?” diye sorarlar etraflarına..

Doğrudur..! Böylesi şimdiye kadar gerçekten hiç görülmedi. Ne siyasi üslup kaldı, ne demokrasinin olmazsa, olmazı, uzlaşma kültürü kaldı. Ne iç politikada güçlü ve tarafsız devlet kaldı, ne vatandaşlarına eşit mesafede durması gereken adalet kaldı..
Gerek içte biz, gerekse dışta tüm ülkeler her fırsatta Türk ordusunun gücünden ve özellikle yüksek moral, disiplin ve vurucu gücünden bahseder, böylesi bir coğrafyada Türkiye’nin varlığını ve bağımsızlığını ancak böyle güçlü bir ordu ile sağlayabileceği gerçeğinin altını çizerdik. Neymiş efendim..? Dünyanın en büyük ve etkili askeri gücü olan ABD’den sonra NATO’nun ikinci büyük ve güçlü ordusu Türk Silahlı Kuvvetleri imiş..!
Vay be..!
O NATO’da İngiltere var, son şapşallığımızdan, beceriksizliğimizden ve ne yazık ki ağırlıklı olarak, hükümetin ideolojik tutukluğundan dolayı, NATO’nun askeri kanadına dönüşüne veto koyamadığımız Fransa var..
Hangi Fransa..?
1950’lilerin başında Tükiye’nin NATO üyeliğini iki defa veto etmiş bir Fransa..! 2005’den beri AB ortaklık müzakereleri için açılması gereken başlıkları hem kendisi, hem de kendi dümen suyunda olan, Güney Kıbrıs gibi ülkelere bloke ettiren bir Fransa..! Yine Fransa’nın önderliğinde adamlar, ” Avrupa ordusu kuracağız ve NATO’nun bütün imkânları bu ordunun emrinde olacak ancak, karar mekanizmalarında sadece AB’ye tam üye ülkeler olacak ” diyebilme ve böylesi hayalî taleplerde bulunabilme şımarıklığını gösterebiliyor. Bükreş’te Türkiye’nin eline altın bir fırsat geçmiş. Fransa’nın bileği Bükreş’teki NATO toplantısında büküleceği, canının acıtılacağı, karşılığında, başta AB konusu olmak üzere, çeşitli tavizler alınacağı yerde, Türkiye tutuyor, karikatür krizine ” Basın Özgürlüğü ” diyerek, yeşil ışık yakan Danimarka Başbakanının NATO Genel Sekreterliğine veto koyuyor. Adam NATO Genel Sekreteri oluyor ve ardından ” Nanik ” yapar gibi Türkiye’yi, yeni kimliği ile ziyaret ediyor. Yalaka basın ne diyor..?
Dik durduk ama kırılmadık..! Güler misin, ağlar mısın..?
Neyse..! Dönelim şu ordu konusuna.2007-2008’den beri sürekli olarak üst düzey komutanlar tutuklanıyor.
Orgeneraller, kuvvet komutanları ve ordu komutanları içerde..Kor, Tüm ve Tuğgeneraller içerde..Albaylar içerde..Kara, Hava ve Deniz Kuvvetleri işin içinde. Aralarında intihar eden subaylar var.. Peki; gerekçe..?
Hükümete karşı darbe planlamak..!
Vay be..! Ne zaman olmuş bu iş..? 2003’de..! Yani bu iktidarın henüz, bu günkü gibi, tam olarak ayağını sağlam basamadığı bir dönemde..! Arkasında; başta İşçi Partisi olmak üzere, tüm muhalefet partileri var. Başta Cumhuriyet gazetesi tüm muhalif basın var. Üniversite hocaları ve profesörler var. Elinde; başta MİT olmak üzere, JİTEM ve diğer askeri istihbarat teşkilatları var.. Üstüne üstlük, geçmişinde iki buçuk darbe tecrübesi de var..( 27 Mayıs 1960, 12 Eylül 1980 ve buçuk olarak da 12 Mart 1971 ) Ama bütün bunlara rağmen bir darbe yapmayı beceremiyor ve enseleniyor..! Ne diyor yalaka basın..?
Demokrasi işliyor..! Güler misin, ağlar mısın..?
Anayasada önemli değişiklikler yapılabilmesi için referanduma gidiliyor..26 önemli değişiklik maddesinin sadece bir, iki tanesi kamuoyunda tartışılıyor, gerisini ne yalaka basın doğru dürüst biliyor, ne de referandumda oy kullanacak olan vatandaş. Ne diyor yalaka basın..?
Yetersiz ama EVET..! Ne demek şimdi bu..? Güler misin, ağlar mısın..?
Kıbrıs’ta Annan Planına Evet dedirtebilmek için, hayatını bu davaya admış devlet adamı Rauf Denktaş alaşağı edilip yerine hükümetin istekleri doğrultusunda politikalar oluşturacak Talat getiriliyor ve sonuç olarak Kuzey Kıbrıs halkı referandumda Evet diyor. Ne diyor yalaka basın..?
Barış galip geldi..! Güney Kıbrıs Hayır demiş, AB buna rağmen onu tam üye yapmış ve AB’nin verdiği sözlerin hiç biri tutulmamış. Barışa bak… Güler misin, ağlar mısın..?
Ermeni, Kürt, Alevi, Roman açılımları yapılıyor..! Ne diyor yalaka basın..?
Türkiye normalleşiyor, sivilleşiyor..!
Açılımların, istisnasız hepsi geri tepiyor. Ermeni açılımı, kardeş Azerbaycan ile aramızı açıyor, Kürt açılımı, diğer açılımların hepsinde olduğu gibi, saçılıma dönüşerek duruyor..
Komşularla ” Sıfır Sorun ” politikalarına geçiliyor. Önce Yunanistan başbakanı Erzurum’da ” Türk askeri Kıbrıs’ta işgalcidir ” diyor. Tunus’ta olaylar başlıyor ve bizim hükümet hiçbir şey demiyor. Olaylar Mısır’a sıçrıyor, yüzlerce insan hayatını kaybettikten sonra bizim hükümet Hüsnü Mübarek’e Halkın sesine kulak ver diyebiliyor. Libya patlıyor. Önce sessizlik ve ardından, orada çalışan Türk işçileri tahliye ediliyor. Olaylar Suriye’ye sıçradığı zaman da önce sessizlik. Ardından reform tavsiyeleri. Türkiye’ye göç anormal boyutlara ulaşınca hükümet sertleşiyor. Âmâ bu sefer de, nükleer santraller ve uranyum zenginleştirme konusunda, tüm dünyayı karşımıza alarak, Brezilya ile birlikte koruduğumuz İran ile aramız açılıyor..
Değerli okurlar..
Bütün bu olumsuzluklar yaşanırken, atılan her adımda dünya kadar ve telafisi mümkün olmayan hatalar yapılıp, ülkenin geleceği ipotek altına sokulurken ne diyor yalaka basın..?
Papağan gibi hep aynı şeyleri tekrarlıyor. Demokrasi, Barış, Sivilleşme, Normalleşme..!
Bu laflar da Kabak Tadı verince, yalakalığının gereğini yerine getiriyor ve..!
Sadece SUSUYOR..!
Biliyorum; ülkesini seven her insan gibi bu olumsuzluklara üzülüyorsunuz ama fala üzülmeyin. Unutmayın ki, bu hükümet son seçimlerde % 47 olan oyunu % 50’ye yükseltti ve Her Toplum layık olduğu yönetimle yönetilir..!
Kalın sağlıcakla efendim..
M. Deniz Olcayto   

Inal

    En az 10 karakter gerekli
    Gönderdiğiniz yorum moderasyon ekibi tarafından incelendikten sonra yayınlanacaktır.