0

BEĞENDİM

ABONE OL

News

0

BİLİM ADAMI, ASLAN YAVRUSU

(-Nuh’un Gemisinin Uzay Yolculuğu!)

Hocamız uçmuş…
Derin konuların içinde.
Konu, Peygamber Nuh ve onun yüksek teknolojik donanımlı gemisi!
Nükleer enerji kullanıyor gemi.
Dalgalar yükseliyor, iniyor, kabarıyor, alçalıyor; her biri bir dağ, maşallah!
Ve gemisinin içinde Nuh Aleyhiselam, sular arasında kalmış oğluyla konuşuyor:
-Ey oğul, çabuk yetiş!”.
Oğlan bu sesi işitiyor.
Ve onca mesafe, onca gürültü patırtı arasında nasıl duyabilir bu sesi?
Bu çok kıymetli soruyu soruyor aslan parçamız; kendinin bilim adamı olduğunu üstüne basa basa, yumruğunu masaya vura vura:
-“Bilim adına konuşuyorum, ben bilim adamıyım!” diyor.
O bunu dedi ya; derhal ayağa kalkıp, saygıyla ceketimizi iliklememiz iktiza ediyor.
Hamiyetten gözlerimiz sulanıyor neredeyse; hocamız bilimin onurunu, bilim adamının gururunu koruyor.
Ay bizden bir parça, sanki içimizden, örneğin yan odamızdan çıkmış da ekranlara fırlamış gibi…
Ve devletin televizyonundan aslan parçası dehşet bilimsel yorumlar yapıyor:
Nuh oğluna niçin iki elini ağzına götürüp, boru gibi yaparak seslensin. 
Deli mi?
Teknoloji gani…
Çevirmiş android telefonunu, oğlu çanga müziği eşliğinde çalan görüntülü androit telefonunu kaldırmış,
-“Alo” demiş, “Alo babacım, buyur!”
Ve işte oğluna yetiş, gemi kalkıyor, bak geç kalacaksın, suya düşeceksin diye cep telefonuyla haber vermiş Nuh, iyi mi?
Kanıt ne?
Çünkü o zaman teknoloji çok ileriydi.
Niçin Nuh, o denli teknoloji ilerideyken, sağa sola güvercin yollasın… 
Gemiden seç, beğen birini al; insansız uçan araçlar varmış; ve bunları sağa sola yollamış….
Oğlan da deli mi kulaç sallasın derin sulara; atlamış bir uzay gemisine babacına yetişivermiş…
Ve aslan parçası, derin konuların içine giriyor:
Bu gemi çelik levhalardan yapılmış. Sonra Nuh, gemisine çifter çifter canlı hayvan da almamış; tam tersine döllenmiş bir dişi bir erkek cinsiyeti taşıyan iki yumurta sipariş etmiş; Amerika’dan, Fransa’dan döllenmiş yumurta gelmiş.
Gözleri parlıyor arslan parçasının; yürü seni kim tutar!
Öyle ya!
Nuh, neden canlı hayvan yüklesin gemisine, yemi var, suyu var, bakımı var; tezeği var, deli mi?
Döllenmiş yumurtayı alır, 21 gün koltuk altlarında taşır, sonra da yumurta çatlar, içinden kuş çıkar, civciv çıkar…
Ve….
Sunucu soruyor:
-Bunun kanıtı var mı hocam? 
Parlıyor yeniden gözleri:
-“Ben bilim adamıyın, bilim adına konuşuyorum!”
Bilim adına söyledi ya bunları aslan parçam, parça parça olası geliyor insanın.
Zaten olası gelmesine de gerek yok; zaten parçalaya parçalaya yanlış bilinenleri ilerliyor. 
Bilim bu, kolay mı? 
Devlet televizyonu, milyonların gözünün içine bakarak bunları yayınlıyor.
Güzel Anadolumun dağlarına, ovalarına, altın gibi sularına yansıya yansıya görsel titreşimler, en ıssız yerdeki evlere, odalara kadar giriyor; insanlarımız aslan parçasının engin fikirlerinden, derin biliminden istifade ediyorlar, aydınlanıyorlar.
Adam bilim yapıyor!
Bilim deyince susacaksın, kalkıp önünü ilikleyeceksin.
Aslan parçası konuşuyor, sanki yeleleri kabarmış:
Neden diyor, neden, o denli teknoloji ileri olsun da Nuh, tutsun sağa sola güvercin yollasın, avucunu yumruk yapıp boğazı yırtılırcasına bağırsın; oğlu nasıl ışınlanıp uçmak varken, nefes nefese kulaç atarak babacının gemisine yetişsin…
Bilim bu bilim!
Kafayı yedi millet…
Aslan parçasının üstü başı düzgün, gözlerine bakıyorum, fıldır fıldır…
Her hangi bir semptom da fark edemiyorum.
Yoksa hepimiz mi delirdik?
Hep birlikte mi üfürüyor artık beynimiz.
Pardon, bilim mi dediniz?
Ben, komedi filmi izliyoruz sandım da bir an!
Hayal mi görüyorum yoksa, tövbe, tövbe, tövbe…
Seni hiç unutmayacağım aslan yavrusu…
Hiç olmazsa dokuz yaşında kız hamile kalır, hamile kalabileceğine göre dokuz yaşında kıza nikah da düşer diyen zihniyeten daha masumsun… 
En azından insanın yüzünü gülümsetiyorsun…
Trt de hiç konuk nereden bulurum derdine düşmesin, çok var bunlardan çoook! Bakırköy’de, Manisa’da..
Yahu ne oldu bize?
Eskiden “deliye” “deli” denirdi.
Ne oldu da şimdi deliler “veli” oldu, televizyon ekranlarında boş gösterir oldular? 
Bu gidiş nasıl gidiş ey ümmeti Müslimin?
Yanıtını gene de ben vereyim:
-Topluca tımarhaneye, tımarhaneye… 
Önlüklü, önlüksüz, hiç fark etmez hem de…

Prof. Dr. Kemal ARI