BESLE KARGAYI, OYSUN GÖZÜNÜ

ABONE OL
18:51 - 01/10/2020 18:51
0

BEĞENDİM

ABONE OL
Kaplan
Best

AKP hükümetinin özendirip kışkırtmasıyla ülkemiz Suriyeli mültecilerle(!) doldu. Şam yönetimini insan haklarına aykırı davranıyormuş gibi göstermek için ve kendilerince insani yardım(?) koridoru açmak için Suriye’den ülkemize bir göç dalgası başlatıldı.
Ülkemize gelen Suriyeliler gerçekten mülteci mi? Mülteciler; sıkıntılar, öldürmeler yüzünden ülkelerinde yaşama olanağı bulamayan sivil kişilerden oluşur. Dünyanın neresinde olursa olsun komşu ülkelere göçen mülteciler, BM’nin de gözetim ve denetiminde can güvenlikleri sağlanır. Mültecilerin yaşama hakları BM sözleşmeleriyle güvence altına alınır.

Türkiye’ye gelen Suriyeliler, başta AKP olmak üzere ABD güdümlü bölge ülkelerinin teşvikiyle, kışkırtmalarıyla göç ettiler. Güvenli yaşadıkları ülkelerinden türlü vaatlerle koparıldılar. Çoğunluğu silahlandırıldılar. Muhalif bir ordunun işbirlikçi askerleri olarak kullanılmak üzere sınır kapılarında hazır bekletildiler. Sabahleyin işe gider gibi mülteci kamplarından ayrılıp sınırı geçerek çatışmalara katılıyorlar, akşam eve dönüyorlar. Kendilerini izleyen Suriyeli devlet güçleri ateş edince de RTE, sınır ihlali var, diyerek kışkırtıcılığını sürdürüyor. Mülteci kılıklı teröristler hem BAAS yönetiminin yıkılması için kullanılıyor hem de sınırda kışkırtmalar yaparak Suriye’ye dış müdahalenin yolunu açıyorlar.
Gerçek mülteci, kendilerine kucak açarak canını kurtaran, karnını doyuran, barındıran, günlük gereksinmelerini sağlayana ancak minnet duyar. Van depremzedeleri yazlık çadırlarda dondurucu kışı geçirirken Suriyeli mültecilerin konforlu taşımalık evlerde yaşaması düşündürücüdür. Kendilerine verilen eşyaları apar topar Suriye’deki evlerine götüren mültecilerin(!) iyi niyetli oldukları söylenebilir mi?
Yaşadıkları kamplardaki su kesintilerine, buzdolabı eksikliğine, klima yokluğuna isyan ediyor Suriyeli mülteciler. Oysa ülkemiz kentlerinin çoğunda su kesintisi olur. Ülkemizi dolaşsak buzdolabı olmayan evlere rastlayabiliriz. Klimasız evlerse çoğunlukta. Bu arada ”Misafir umduğunu değil, bulduğunu yer.” atasözünü de anımsatmak gerekli. Şımartılmış, kendisine vaatlerde bulunulmuş mülteci kılıklı terörist, kendi ülkesinde bulamadığı konforu istiyor konuk olduğu ülkede. Kamplardaki Türk bayrakları indirilip kendilerinin bayrak dedikleri bez parçalarını göndere çekiyorlar. AKP hükümeti ne yapıyor bu durumda? Açılımdan sorumlu başbakan yardımcısı, olanları küçük olaylarmış gibi göstermeye çalışıyor. Kamplara tankerle su götürüleceğini, isyankârlara küçük buzdolabı verileceğini müjdeliyor(!). Klima mı? Tabi ki bu gereksinim de karşılanacak. Rahat etmeliler ki Suriye’deki terörist faaliyetlerini yaparken kafaları rahat, bedenleri dinlenmiş olsun. Türk bayrağını gönderden indirmek mi? Konuklarımız küçük bir hata yapmışlar… Askerle polisle çatışmak mı? Çatışmayan mı var? Her gün verilen şehitler yüreğimizi yakarken RTE Suriye çöllerinde dolaşmıyor mu? Kendi söküğünü dikemeyen ”usta”, komşuların üstünü başını yırtmıyor mu?
AKP hükümetinin beslediği kargalar önce kendi ülkelerinin başına bela oldular, şimdi de kendilerine kucak açanların gözlerini oymaktalar. Yarına Allah kerim! Kimin başına bela olacaklarını bilemeyiz.
RTE’nin hesapsız kitapsız politikaları yüzünden ülkemizin itibarı sarsılmakta, güvenliği tehlikeye düşmekte. Türkiye emperyalistlerin çıkarları yüzünden sonu karanlık bir maceraya sürüklenmekte. Bu kötü durumdan kurtulmanın tek yolu, AKP’yi hükümetten uzaklaştırmakla olur.

Adil Hacıömeroğlu

Inal

    Bu yazı yorumlara kapatılmıştır.