BAŞARIYMIŞ

ABONE OL
18:23 - 01/10/2020 18:23
0

BEĞENDİM

ABONE OL
Kaplan
Best

BAŞARIYMIŞ


10 Ağustos 2014 tarihinde yapılan cumhurbaşkanlığı seçiminden hem katılanlar, hem de siyasi partiler başarıyla çıktıklarını söylemektedirler. Seçimin sonucu zaten önceden biliniyordu; tüm veriler, tüm yapılanlar, tüm hukuk dışı işlemlerin sonucunda Tayyip Erdoğan’ın kazanacağı belliydi.

BOP eş başkanı olmakla övünen Tayyip Erdoğan’ın seçilmesinden sonra Ekmeleddin İhsanoğlu, sonuçtan çok mutlu olduğunu açıklamıştır. Selahattin Demirtaş’a ise, geçmişi unutturulmak istenerek, sol bir partiye liderlik hayali sunulmaktadır. Çatı adaya destek veren CHP ve MHP ise, seçimden başarıyla çıktıklarını açıklamışlardır. Seçimden tüm kişi ve kuruluşlar başarıyla çıktıklarını söylediklerine göre, asıl yitirenin Türkiye ve Türk halkı olduğu çok açık bir gerçektir.
ABD yönetimiyle yakın ilişkisi bulunan Amerikan İlerleme Merkezi (Center for American Progress – CAP) adlı düşünce kuruluşunun Temmuz ayında yayımladığı rapor çok önemlidir ve ülkemize biçilen durumu anlatmaktadır. Bu düşünce kuruluşunun ”ABD, Türkiye ve Kürt Bölgeleri; Barış Sürecinin Durumu” adı verilen raporu, ülkemizin geleceğini ilgilendirmektedir ancak, siyasi partilerin ilgilerini çekememiştir.
CAP adlı düşünce kuruluşunun ‘Türkiye uzmanı’ Michael Werz ile ‘Ortadoğu ve Kürt uzmanı’ Max Hoffman’ın birlikte yazdıkları raporda, Birinci Dünya Savaşı’nın dörde böldüğü Kürtleri birleştirip, bir devlete kavuşturma önerisi sunulmaktadır. Özetle bu rapor aynen Büyük Ortadoğu Projesi’nde olduğu gibi, ABD’nin Türkiye’yi, İran’ı, Suriye’yi ve Irak’ı bölmesini öneriyor. Rapordaki şu cümle çok ilgi çekicidir: “Bu raporda daha önce de altı çizildiği gibi, Kürt siyasi aktörler, bölgesel gelişmenin yörüngesini etkileyebilir. ABD, istikrar için işbirliği karşısında Kürtlere daha fazlasını sunmalıdır.”

Raporun 39. sayfası gelecek için bilgi sunmaktadır: “ABD, on beş yıl sonra, iki silahlı Kürt grubu Türkiye’deki PKK ve PKK’nin Suriye Kolu PYD konusunda karar vermek zorundadır.  ABD, PKK’yı terör listesinden çıkarmayı açık koşullara bağlayarak, bu kaldıracı kullanabilir. Bu Ankara ile eşgüdüm içinde yapılmalıdır.”
Raporun 35. sayfası da ilgi çekicidir: “Başbakan Erdoğan, PKK ile müzakereleri ileri götürmenin lideridir. AKP’nin zaferi ve taze siyasi kredi, Erdoğan-Öcalan diyaloğunun Türk siyasetinin bir olgusu olma şansını artırdı. Dahası, Mart seçimlerinin sonuçları, Başbakan Erdoğan’ın, Türkiye’nin ilk doğrudan cumhurbaşkanı olmak istiyorsa, Kürt desteğinin sürmesine mecbur olduğunu açıkça gösterdi. Mart seçimlerinde AKP’ye verilen Kürt desteği, Erdoğan’ın barış görüşmelerini bitirebilecek yenilgisi olasılığını ortadan kaldırdı. Bu da AKP’nin hareket alanını Kürt anlaşmasıyla sınırladı.”
Temmuz ayında hazırlanan bu raporu, ABD yönetiminin 10 Ağustos cumhurbaşkanlığı seçimi öncesinde Tayyip Erdoğan’a açık bir desteği olarak değerlendirmek gerekir. Bu rapordan haberi olmayan aymazlar ise, bilinçsiz tercihleriyle, ülkemizi karanlıklara sürüklediklerinin bile farkında değillerdir.
15 Ağustos 1984 tarihinde Eruh ve Şemdinli’yi basarak, bir askeri şehit eden PKK terör örgütü, kanlı olayları başlatmıştı. Geçen yıl Lice’de PKK teröristlerinin gömüldüğü şehitlik adını verilen bir mezarlık yapılmıştı. İşte bu mezarlığın girişinde, 15 Ağustos 2014 tarihinde, Eruh ve Şemdinli baskınlarını yapanların başı terörist Mahsun Korkmaz için Lice’de heykel yapıldı. 

Bu yapılanlara tepkisiz kalanlar ve ses çıkarmayanlar, ülkemizin bölünmesine göz yumanlardır. Bunlar emperyalizmin güdümünde ihanete ortak olanlardır. İktidar ve muhalefet ortak bir oyun sergilemektedir ve hepsi “başarılı” olduklarını söylemektedirler. Başarılı oldukları tek nokta vardır: o da ihanettir. Bu ihanetlere tepki vermeyenler, “Atatürk’ü ağzına almasın.” 



Suay Karaman

Inal

    Bu yazı yorumlara kapatılmıştır.