BABALIK VE KOCALIK HAKLARI

ABONE OL
18:51 - 01/10/2020 18:51
0

BEĞENDİM

ABONE OL
Kaplan
Best

Balyoz davası; sahte cd’leri, uydurma iddiaları ve sonuçları itibarıyla uzun süre konuşulacağa benziyor. 10.Ağır Ceza Mahkemesinin bir kararı var ki üzerinde durmadan geçmek ayıp olur.
Üç yüz yirmi beş sanık ”babalık ve kocalık haklarından men” edilmekte mahkemece. Ne yazık ki sanıkların üçü de kadın. Bir yıldan daha çok ceza alan kişilere uygulanan bir yaptırım bu. Yani 2003’te geçerli olan 765 sayılı TCK’nin 33. maddesi.

Mahkemenin bu kararı yasalara aykırı mıdır? Değil. Ancak bugüne kadar hiçbir mahkeme kararında bu madde açıkça yazılmadı. Balyoz’da ise açık açık yazılamakta. Neden mi? Sanıkları rencide etmek amaç, onlara itibar yitirtmek.
Daha önce ilgili ceza maddesinin yalnızca adının yazılmasının nedeni, aile kurumuna gösterilen saygı.
Dünyanın her yerinde aile korunup saygı görür. Ailelerin parçalanıp dağılmasını, aklı başında kimse istemez. Sağlam aile kurumu demek, sağlıklı toplumsal doku demek. Hele aileye dışarıdan müdahale, hiçbir ahlak kuralına uymaz, doğru da bulunmaz.
Mahkemenin bunu açıkça yazması aile kurumuna karşı olumsuz bir davranıştır. Bununla sanıkları babalık ve kocalık yapamayan adamlar pozisyonuna düşürmek istemekteler. Kamuoyunda yeni bir linç kampanyasıdır bu. Çok yazık! Bir kişiyi, aile gibi en duyarlı noktadan vurmak hangi toplumsal yasayla açıklanabilir? Hem ulusal geleneklerimize hem de İslam öğretilerine böyle bir davranış uyar mı? Bir kişi, babasıyla ilişkisini sana mı soracak? Bir kadın kocasıyla evliliğini sürdürmek için senin kararına mı gereksinim duyacak?
Kocası ceza aldı diye eşini boşayıp ailesini dağıtacak ahlaki zayıflıkta mı görmektesiniz Türk kadınını? Bir evladın, cezaevindeki babasından vazgeçerek onu babalıktan reddedebileceğini nasıl düşünebilirsiniz?
Son on yılda toplumumuzu bir arada tutan değerler bilinçli ellerce aşındırılıp yok edilmekte. Şimdi sırada aile var. Zaten yıllardır aile şefkatine muhtaç çocuklar, tarikat yurtlarında devşirilmiyor mu? Devşirilen kişi, acımasız olur; toplumsal değerler yerine, devşirmeci dar kalıplara hapsolur.
Ulusal değerler de insanlık erdemleri de aile toprağının sevgiyle beslendiği, saygıyla kişiliğin oluşturulduğu kutsal toprağında boy atmaz mı?

Adil Hacıömeroğlu

Inal

    Bu yazı yorumlara kapatılmıştır.