ATATÜRK’E SALDIRMAK

ABONE OL
18:57 - 01/10/2020 18:57
0

BEĞENDİM

ABONE OL
Kaplan
Best

Geçtiğimiz günlerde İstanbul’da yapılan bir protesto gösterisinde Türk bayrağı indirilerek, yerlerde çiğnendi, Diyarbakır’da Atatürk heykeline PKK terör örgütü öncüsünün posteri takıldı. Yapılan bu çirkin saldırılara tepki vermesi gereken kurum ve kuruluşlardan ses çıkmadı. 1 Mayıs Pazar günü İstanbul Taksim Meydanı’ndaki bayram kutlamalarında, Cumhuriyet Anıtı’na ve Atatürk’ün manevi şahsına çok büyük saygısızlık yapıldı. Emperyalizme karşı ilk kez zafer kazanan büyük önder Mustafa Kemal Atatürk’e karşı yapılan saldırılara toplum alıştırıldı ve hiç kimseden ses çıkmıyor, hiçbir kurumdan tepki verilmiyor.

Anlaşılıyor ki, toplum emperyalist baskılar sonucunda iyice kimliksizleştirildi. Ülkeyi kuran büyük insana yapılan hakaretlere karşı duyarsız kalan bir toplumda, artık çürüme ve kokuşma başlamıştır. Sinmiş, korkmuş, soluğu kesilmiş, sanki teslim olmuş bir toplum, Atatürk’ünü, Atasını koruyamıyorsa, neyi koruyabilir ki? Bu sessizlik Atatürk’e karşı yapılacak yeni saldırılar için, yol açmaktadır. Toplumu televizyon dizileriyle, evlilik ve yemek programlarıyla, yarışma adı altındaki şarlatanlıklarla uyuşturanlar, meyvelerini toplamaktadırlar.

Atatürk’e karşı bilinçli olarak içten ve dıştan yapılan saldırıların, ardı arkası kesilmemektedir. Uzun yıllardan beri Atatürk’ün ilkelerine ve devrimlerine karşı çıkılmış, heykellerine saldırılar düzenlenmiştir. 12 Mayıs 1994 tarihili Hürriyet Gazetesi’nin haberine göre İstanbul Anakent Belediye Başkanı; “Ata’ya saygı duruşunda sap gibi ayakta durmaya gerek yok.” demiştir. Aynı kişi, 14 Kasım 1994 tarihli Hürriyet Gazetesi’nin haberine göre de; “10 Kasım’da yaygara kopartıldı.” demiştir. 2005 yılının sonlarında Kara Kuvvetleri Komutanlığı’nın brövesinden Atatürk’ün Kocatepe figürünün çıkarılması gündeme getirilmiştir. Ancak gelen tepkiler üzerine, Türk Silahlı Kuvvetleri bu projeyi durdurmuştur.

İngiliz parlamenter Andrew Duff; “resmi dairelerden Atatürk’ün resimlerini kaldırın” buyruğu vermişti. Avrupa Parlamentosu’nun Hollandalı Hıristiyan Demokrat parlamenteri Arie Oostlander; “Kemalizm, Türkiye’nin Avrupa Birliği önündeki en büyük engeldir” demişti. İsveç’in İstanbul Başkonsolosu Ingmar Karlsson, 28 Eylül 2005 tarihinde İsveç Radyosunda, Kemalizm’in muhafazakarlık olduğunu söylemişti.

Söylenen sözlerin ve yapılanların amacı yavaş yavaş Atatürk’ün terk edilmesi içindir. Çünkü Atatürkçülüğün temelinde tam bağımsızlık ve emperyalizm karşıtlığı vardır. Kemalizm’in Altı Ok’u, ülke sınırları içinde herkesin barış ortamında, eşit olarak yaşamasını ve paylaşmasını sağlamaktadır. Bu ilkeler olduğu sürece ve bu ilkelere sahip çıkan toplum varken, ülkenin sömürülmesi olanaksızdır. Sömüremeyecekleri ülkeyi bölüp, parçalamak da kolay değildir.

Atatürk’ün tam bağımsız ülkesini parçalamak için mücadele edenler, kendi toprak bütünlüklerine karşı her türlü önlemleri almaktadırlar. PKK terör örgütünü kollayıp, koruyanlar, kendi yarattıkları teröristleri kullandıktan sonra, işleri bitince öldürmüşlerdir. Ancak bizim PKK terör örgütü ile mücadelemizi engellemek için her yola başvurmaktan çekinmemektedirler. ABD’nin yarattığı, “USAme” adı bile kendilerini çağrıştıran terörist Bin Ladin, ABD’nin Afganistan’a müdahale edebilmesi için gerekli zemini hazırlamıştır. Ardından Pentagon ve İkiz Kulelere yapılan saldırının sorumlusu olarak suçlanan terörist Bin Ladin, aradan on yıl geçtikten sonra ortadan kaldırılabilmiştir. USAme Bin Ladin, ABD tarafından yazılan senaryolar içinde, diğer ülkeleri aldatmaya yönelik olarak önemli rol verilen bir karakter oyuncusuydu. Kanada’lı Profesör Michel Chossudovsky tarafından kaleme alınan “Amerika’nın ‘Terörizme Karşı’ Savaşı” adlı kitapta, Pentagon ve İkiz Kulelere yapılan saldırılar sırasında Bin Ladin’in Pakistan’da bir hastanede diyaliz tedavisi gördüğü ve bu sırada bazı CIA görevlileri tarafından ziyaret edildiği yazılmaktadır. Zaten bu konuda çok büyük tutarsızlıkların olduğu bilinmektedir.

Abdullah Gül, Usame Bin Ladin’in öldürülmesini büyük bir mutlulukla karşılamış ve “dünyanın en tehlikeli terör örgütünün başının, bu şekilde ele geçirilmiş olması herkese ibret vesilesi olmalı” demiştir. Ancak Afganistan’da Hizb-i İslami adı verilen bir hareketin lideri Gülbeddin Hikmetyar isimli, İslamcı teröristlerinden birinin dizinin dibinde resim çektirenler, Birleşmiş Milletler tarafından teröre destek vermekle suçlanan Yasin El Kadı’ya kefil olduklarını söylemekte ve Filistin’deki Hamas’ı terör örgütü olarak görmeyip, sahip çıkmaktadırlar. Her türlü teröre karşı olmadan, insanlık onurunun korunamayacağını bilmeyenlerin ülke yönetiminde olmaları talihsizliktir.

Atatürk’e saldırıların ardında, emperyalizmin kirli oyunları vardır. Bu oyunlara gelmeden ülkemize, vatan topraklarımıza sahip çıkmak için, Atatürk’ün ilkelerine sıkı sıkı sarılmalıyız. Gençliğe Hitabe ile Bursa Nutku’nu yeniden ve tekrar tekrar okumalıyız. Ülkemizin aydınlık geleceği için, güzel günlerimiz için, emperyalistleri ve yerli işbirlikçilerini kovmak için bilinçlenmeli ve örgütlenmeliyiz. Bunu başaramazsak, Atatürk’e olan görevimizi yerine getiremeyiz ve bu utançla yaşamanın onursuzluğu içinde kalabiliriz. Haydi hep birlikte Mustafa Kemal Atatürk için ileri, tam bağımsız Türkiye için ileri…

Suay Karaman
Tüm Öğretim Elemanları Derneği (TÜMÖD) Genel Sekreteri

Inal

    Bu yazı yorumlara kapatılmıştır.