ATATÜRK TÜRKİYESİ’Mİ, TÜRKİYENİN ATATÜRK’Ü MÜ?

ABONE OL
18:44 - 01/10/2020 18:44
0

BEĞENDİM

ABONE OL
Kaplan
Best
ATATÜRK TÜRKİYESİ’Mİ, TÜRKİYENİN ATATÜRK’Ü MÜ?


Bu sıralarda Atatürk ile ilgili yazdığım yazılardan ötürü eleştiriliyorum.


Yürekli dostların katkıları, eleştirileri saf dışı ediyor. Yüreğime su serpiyor.


Türkiye Cumhuriyeti devlet olarak kurulduğundan beri asla rahat bırakılmadı. İç ve dış güçler bir şekilde kendi menfaalitleri doğrultusunda yönetimi ele geçirme ve Atatürk’ün Cumhur eli ile Cumhuriyeti idare etme ilkesini bertaraf etmeye çalıştılar.


Şimdi seçimden seçime oy kullanan, bunun dışında köşesine çekilen bir halk isteniyor… Alınan yanlış kararlara karşı uyarı niteliğindeki protesto ve gösteri haklarını kullanan kişiler hemen fişleniyor, potansiyel suçlu muamelesine maruz bırakılıyor.  Türkiye’de yaşayacaksan suya sabuna dokunmadan yaşamak zorundasınız… Yoksa ucuz kahramanlığın bedelini sana ödetiriz mantığı hakim.


İsrail’e gidenler bilir. Müslüman iseniz işiniz çok zordur. Zorluklar, sınır kapısında başlar ve dönüş için uçağa bindiğiniz ana kadar sürer… Güvenlik prosedürleri tam bir korku paranoyasına dönüşmüştür. Her müslüman tehlikelidir,  her müslüman potansiyel suçludur. Her an takip edilmeli, en küçük şüphede götürülmelidir…
Türkiyede de; Atatürkçü, Ulusalcı ve Cumhuriyetçi olarake kendini niteleyen kesimlere karşı ayni paranoyanın yaratılmaya çalışıldığı bir gerçek.


Ancak geçtiğimiz günlerde bir mucize oldu. Uzun bir süredir Atatürkçü kesime karşı ön yargılı davranan ve adeta bir cadı avı sürdüren iktidar erki topluma değil, Atatürk’le ilgili yeni bir planı yürürlüğe koydu. Tutumunu değiştirmeye başladı.


Yok etmek yerine Atatürk’e sahip çıkmayı, bunu yaparken de TBMM’ce verilmiş soyadının yerine Gazi ünvanını bile çok görerek Mustafa Kemal demeye başladılar.


Düne kadar resminin önünde fotoğraf bile çektirmeyenler, Anıtkabirdeki resmi törenlere çıkmamak için bahaneler uyduranlar çark etti.

Peki Neden?


Yıllara mal olmuş ve bütün dünya’da Marka olmuş bir şahsiyeti yok edemeyeceklerini, yerine bir başkasını koyamayacaklarını anladılar.


Peki bu iyi bir şey mi?


Hayır. “Yok edemiyorsan, sahip çık, kendine malet…” politikası yürürlüğe kondu.
Kısacası Atatürk el değiştirmeye başladı.  Önce yalnızlaştırılacak ve yalınlaştırılacak. Sonra sıradanlaştırılacak. Daha sonra diğere milli kahramanlarımız gibi düzleştirilecek…
Bu plan tutarmı? Bence tutmaz.
Başka bir çalışma da da, Prof.Dr.
Haydar Baş, Atatürk’ün peygamber soyundan geldiğini iddia etti ve bunu delilleri ile yakında ispatlayacağını söyledi.


Düne kadar dinsiz, selanikli, alkolik, balolarda başı açık kadınlarla danseden Atatürkün yerine Yemen cephesindeki giysileri ile dindar bir Atatürk konulmaya çalışılıyor.  Bu gidişle Anıtkabir türbe, sütunları çaput bağlanan dilek yeri olabilir.


Anlayacağınız Türkiye’de Atatürk’e  imaj tazeletip, el değiştirme çabası var. Ulusalcıların, Cumhuriyetçilerin, iktidar karşıtı muhaliflerin, Gezi Parkı hareketinin elindeki tek ideolojik silah Atatürk’ü  ellerinden alma ve onun devrimlerini yoketmek için plan yapma çabaları sürüyor.
Tutarmı?


Sanmam. Bu ülke insanından ve özellikle orta yaş ve üstünden ben ümitliyim… Gençler konusunda  ise açıkçası şüphem var. Bir yanda sağcısı, öteki yanda solcusu kendi Milli liderlerinin yerine bir başkasını koyma yarışındalar… Oysa her iki kesiminde ortak manifestosu Atatürk ilkeleri olmalı…
Beş yılda bir yapılan seçimle,  bir kere oy ver sonra sus diyen,  azınlık demokrasisi ile güç gösterisi yapan iktidarın yeterli olacağına ben inanmıyorum.


Türkiye’de bazı değerlerin değişmesi mümkün olmaz.  Kırmızı-beyaz bayrak gidip, padişah sancağı gelmez. Atatürk sevgisi tükenmez. Vatan sevgisi ile eş değerdir. Bugün farklı dillerde konuşmak isteyenler dertlerini Türkçe olmadan anlatamazlar. Farklı ırklardan ve dinlerden, mezheplerden oluşmuş olmak bir fakirlik değil, aksine kültürel zenginlik göstergesidir.   


Bir şeyi unutmayalım. Bu topraklarda Alparslan anadoluyu fethettikten sonra pek çok Türk devleti kurulmuştur. Çoğu; yayılmacı ve içine yeni hısımlar ilave etmeye çalışması sonunda hasım olanlar tarafından yıkılmış, ancak her seferinde yerine bir yenisi kurulmuştur.

O nedenle, şu başlığı bir daha irdeleyelim ve gerçeği korumak adına;


Atatürk Türkiyesi’mi, yoksa Türkiye’nin Atatürkü’mü  cevabında arayalım.


Kalın sağlıcakla,
 

Taner TÜMERDİRİM 

Inal

    Bu yazı yorumlara kapatılmıştır.