APO MİT AJANI MIYDI?

ABONE OL
18:49 - 01/10/2020 18:49
0

BEĞENDİM

ABONE OL
Kaplan
Best

24 Ocak 1993 tarihi, yurdumuzun en yürekli gazetecisi, kalpaksız kuvva-i milliye Uğur Mumcu’nun sinsice kurulan bir tuzakta, hunharca katledildiği gündür. Tarihimizin karanlık lekeleri arasında en koyu karanlık olanıdır bugün.
“Son çalışmaları sırasında, izin alarak valilik ve genelkurmay arşivlerinde araştırma yaparken, 70 li yıllarda, Baki Tuğ’un savcısı olduğu bir davada, Abdullah Öcalan’ın (nam-ı diğer Apo – HA) aynı suçtan yargılanan sanıklardan daha hafif bir ceza almasının ve onlardan daha kısa bir sürede serbest bırakılmasının nedenini öğrenmeye çalışıyordu. O sırada Baki Tuğ da DYP (Doğru Yol Partisi) milletvekiliydi. Uğur, birkaç kez gidip Tuğ’la görüşmüş, bu konuda yazılar da yazmıştı. Terörist olarak nitelenen Öcalan’ın Maliye Bakanlığı’ndan aldığı bursun, kesilmesi gerektiği halde 80 li yılların ortasına kadar devam ettiğini yazmıştı. Daha başka ne şekilde korunduğunu merak ediyordu.

Bunları anlatınca Tuğ, “Bana onun MİT görevlisi olduğuna dair bir yazı gelmişti. Arşivimde olma olasılığı yüksek. Arşivime bir bakayım. Çarşamba günü gelin, bulmuşsam belgeyi size veririm.” demişti. Bu görüşme gerçekleşemedi. Çünkü; o gün, Uğur’u toprağa verdik.
Ama Tuğ, gazetelere yaptığı açıklamalarda önce bütün bunları doğrulaycak, Uğur’la bu görüşmesini ve randevusunu kabul edecek, birkaç gün sonra da bunun tersini söyleyip reddecekti.
Uğur’sa Türkiyede yaşanan terör olaylarının, Kürt isyanlarının karmaşık arka planını araştırdıkça, tahmin edilemeyecek birçok ilişkiye, ilginç bağlantılara, CIA, MOSSAD ve MİT ile emniyet ve askeri istihbarat dahil birçok ülkenin istihbarat örgütünün varlığına ve bu arada Barzani’nin MOSSAD ve CIA ile ilişkilerinin ortaya konduğu yayınlara ulaşıyordu.”
Yukarıdaki alıntıyı Güldal Mumcu’nun kaleme aldığı, um:ag yayınları arasında çıkan “İÇİMDEN GEÇEN ZAMAN” adlı kitabından aldım.
Bunları okuduktan sonra – aslında Sevgili Uğur Mumcu’nun bu konuyu araştırdığını ve bulduklarını açıklama noktasına geldiğini o zamandan beri biliyoruz – ben; MİT Müsteşarı Hakan Fidan’ın ne PKK yöneticileriyle orada burada ne de Apo’yla İmralı’da yaptığı görüşmeleri yadırgıyorum. İşin gerçeği, müsteşar elemanlarıyla görüşüyor. Bunda yadırganacak ya da gizlenecek ne var? Birbirlerini karşılıklı olarak bilgilendiriyor ve bir çalışma planını günü gününe uyguluyorlar.
Bu planın içinde, Obama’nın İsrail gezisi ve Netanyahu’unun özürü, akil insanlar görevlendirerek milletin aklını çelmek de varmış ki; zamanı gelince gerçekleştirildiler.
Bizim Badem de, sesini özlediği BOP’tan kankası Obama’ya zamanlaması için müteşekkür olduğunu münasip bir bel kıvırmasıyla söylemiştir artık telefonda.
Obama biliyor, Netanyahu biliyor, Badem biliyor, eh MİT müsteşarı da biliyor. Bütün bunlar, bu arkadaşların arasında… BDP ve PKK de bilmeleri gerktiği kadarını biliyorlar…
Akil insanlar yukarıda saydıklarımızın bildiklerini bilmiyorlar. Badem çalacak, onlar oynayacaklar.
Kılıçdaroğlu ve Bahçeli’ye neler oluyor. Bilmek istiyorlarmış!
Adam iyi ki; “Bunlar bizim aramızda. Üçüncü kişilere … yemek düşer!” demiyor.
Hele biraz daha sıkıştırsınlar. Görecekler Hanya’yı Konya’yı.
Gelsin fezlekeler. Özellikle Bahçeli ayağını denk alsın! Ne diyor Badem?
“Sıra Bahçeli’nin devleti uğrattığı katrilyonluk zararlara da gelecek. Araştırıyoruz.”
Abanın altından sopa göründü.
Kılıçdaroğlu ve CHP Milletvekilleri Badem’den “işgalci” damgasını yediler zaten.
Şimdilik…
Planda bir de harita var. Hani şu NATO’nun İtalya’daki karargâhının duvarında asılı olan. Kürdistanlı yeni Ortadoğu haritası.
Sıra ona da gelecek.
Beklersek böyle koyunlar gibi, görürüz. Kuşkunuz olmasın!

Hasan Arslan
Türkçe Öğretmeni

Inal

    Bu yazı yorumlara kapatılmıştır.