ANALAR NASIL AĞLAMASIN?

ABONE OL
18:12 - 01/10/2020 18:12
0

BEĞENDİM

ABONE OL
Kaplan
Best

ANALAR NASIL AĞLAMASIN?

Bu hafta yazımın konusunu üçüncü kez değiştirdim.
Bugün Anneler Günü.
Annelere yazılmış duygulu şiirler, çiçeklerle bezenmiş kutlamalar, sevinçli yüzler, hüzünlü gözler…
Yani acısıyla, hüznüyle, sevinciyle annelere sevgiler, saygılar, göçüp gidenlere rahmetlerin dilendiği önemli bir gün.
Çocuklarımız annelerini kutlamak için kahvaltıya geldiler.
Anne mutlu, çocuklar mutlu.
Hepimiz mutluyuz diyemiyoruz açıkçası.
Başka anneleri düşünüyoruz ister istemez.
Bir hüzün kaplıyor yüreğimizi
Acıyor kanatırcasına.
Televizyonlar şehit cenazelerini gösteriyor.
Hepsinin amacı değişik.
Kimi vicdanını, kalemini satmış, sesinde ve yüzlerinde sahtelik akarak şehitlik mertebesinin kutsallığını anlatıyorlar.
Çoğu sattığı kalemi ve vicdanı sayesinde çocuklarını ya askerlik yapmaktan kurtarıyorlar.
Ya da testisinde arızadan (sanki askerlikte damızlık gerekir gibi) sahte raporlarla çürüğe çıkarıyorlar, akranları cephede can verirken o çocuklar servet üstüne servet, gemi üstüne gemi sahibi oluyorlar.
Babaları yüzlerindeki sahte hüzünle ”şehitlik mertebesine erişmenin sevaplarından” dem vuruyorlar.
Kimileri şehit cenazelerini bahane ederek Türkiye Cumhuriyetinin temellerinin atıldığı 23 Nisan Ulusal Egemenlik ve Çocuk Bayramının devletçe kutlamasını yasaklarken, aynı gün düğünlerde davul zurna ile göbek atarak eğlenmeyi yeğlediler.
Gencecik polisler askerler kundaktaki bebelerini öksüz, evliliklerinin yılı geçmeden eşlerini dul bırakıp ölüme koşarken kendileri çocuklarının nişanlarını yapacak kadar umursamazlık duyuyorlar.
Ülkenin her tarafında sivili, askeri, polisi üçer-beşer katledilirken, onları ölüme yollayanlar çocuklarının düğününe on binleri davet edecek kadar bencil olabiliyorlar..
Çocuklarımı alıp Frankfurt’ta Main Irmağının kıyısında kifayetsiz muktedirin emriyle Gezi Direnişinde katlettirdiği gençlerin anısına diktiğimiz ağacı ziyaret ettik
Yeşermiş, her bir dalında yapraklarıyla sarıp sarmaladığı:
Mehmet Ayvalıtaş, Berkin Elvan, Abdullah Cömert, Ahmet Atakan, Ethem Sarısülük, İrfan Tuna, Ali İsmail Korkmaz ile özlem giderdik.
Ağacın gövdesindeki tabelada şu sözler yazıyordu.

Dieser Baum ist vom Verein der SozialdemokretInnen aus der Türkei e.V.        (TSD) am 23 Maerz 2015 gestiftet worden
Er soll an die Proteste im
Gezi Park in İstanbul im Jahre 2013 erinnern

Frankfurt Belediye Başkanı Peter Feldmann ve bazı dernek temsilcileri, SPD yöneticilerinin katılımıyla diktiğimiz ağaç hep orada kalacak o yiğitlerin adı unutulmayacak.
Ama onları katledenler, katline fetva verenler nefretle lanet edilerek anılacaklar.
Onların analarının acısını duyduk yüreğimizin derinliğinde.
Gençlere kıyanlar, anaların gözyaşından haz duyanlar, çocuk yaşta çocuğunu yitirmiş anaları yuhalatanlar korku içinde oldukları için saldırgan, acımasız oluyorlar.
Bunlar kitap okuyan gençlerden, bilimden, işçi haklarını savunan sendikalardan hep korkmuşlardır.
17 Haziran 1970’te hükümet ve sermeye sendikal hakları kısıtlamak istediklerinde sendikaların tepkisi sert olmuştu.
Türkiye’de işçilerin en büyük ve kararlı eylemleri sonucu birçok işadamı yurtdışına kaçınca, hükümet çıkar yol olarak sıkıyönetim ilan etmek zorunda kalmışlardı.
Baskılara karşı işçilerin yanında yer alan Türk Gençliği, Bağımsız Türkiye için Altıncı Filoyu protesto ederken;
23 Nisan Bayramını kutlatmayan AKP’li Meclis Başkanı İsmail Kahraman MTTB yöneticisi olarak 6. Filoyu Kıble yapıp Protesto Namazı kılarak ABD’ye bağlılıklarını göstermişlerdi.

Main Irmağı üzerinde köprü bağlantısındaki duvara Suriyeli Aylin Bebeğin kıyıya vurmuş cesedinin sembol resmi yapılmış, sonra kimliği bilinmeyen kişilerce silinmiş.
Oğuz Şen ve Justus Becker tarafından resim yeniden renkli olarak oraya yapılmış.
Aylin Bebeğin annesinin gözyaşını, acılarını belki göremeyecekler ama o resim oradaki insanlara:
”Sizin silahlarınız o IŞİD canilerine Erdoğan tarafından gönderilmeseydi, ülkesi caniler tarafından yaşanmaz duruma getirildiğinde neden olduğunuz savaştan kaçarken sınırlarınızı kapatmasaydınız
ben ölmeyecektim. Annem sizin yüzünüzden hep ağlayacak” Diye haykıracak.
Ve acımasız kifayetsiz politikacılar sığınmacının canını kifayetsiz politikacılara rüşvet vererek yine ölüme gönderecekler.
Türkiye’de Padişah Başkan olma hırsıyla gencecik insanların canına kıydıranlarda acıma duyguları körelmiştir.
Eğer insanlar bu gaflet uykusundan uyanmazlarsa daha çok analar ağlayacaktır.
Onlarsa saraylarında servetlerine servet ekleyecekler.
Siz yığınlar, umursamazlar, ölümleri korkuyla seyredenler sustukça
Sıra size de gelecek
Bilesiniz!

Yıldız AKALIN

Inal

    Bu yazı yorumlara kapatılmıştır.