1987 – 2010

ABONE OL
11:54 - 23/10/2020 11:54
0

BEĞENDİM

ABONE OL
Kaplan
Best

 Bilmem bu yazıyı okuyanların arasından kaç kişi 1987 yılını ve o günün Türkiye’sinin gündemi hatırlar..? O yıl Türkiye’de yine bir referandum söz konusuydu…12 Eylül 1980 müdahalesi ile siyaset yapması yasaklananların, bu yasakları, 1982 Anayasasının onaylanması ile devreye girmiş ve böylece, daha sonra Türk siyasetine damgalarını vuracak olan siyasi kadrolar, 1992 yılına kadar siyaset dışı kalmışlardı.1983 yılında seçimlere çeyrek kala hiç bilinmeyen ve beklenmeyen bir gelişme yaşandı ve Süleyman Demirel’in Başbakanlık Müsteşarı ve daha sonra Bülent Ulusu hükümetinin Başbakan Yardımcısı, rahmetli Turgut Özal, Türk siyaset yelpazesinde ağırlık çeken dört eğilimi birleştirerek, Anavatan ( ANAP ) adlı bir parti kurup seçimlere girdi ve aynı 2002 seçimlerinde AKP’nin aldığı kadar oy alarak tek başına iktidara geldi… Turgut Özal tüm plan ve projelerini on yıllık bir süreci göz önüne alarak yapmıştı…1984 yılından itibaren de Türkiye’de, o güne kadar düşünülmesi bile zor olan konular konuşulmaya, hatta hayata geçirilmeye başlandı… GAP Projesi, akıllara durgunluk veren bir hızla yeniden başladı ve müthiş bir ivme kazandı… 

Gariptir..! Hemen birkaç ay sonra, sanki bir yerlerden düğmeye basılmış gibi, Eruh baskını ile PKK terörü başladı ve hemen ardından eylemlerini GAP bölgesinde yoğunlaştırdı… 1934’den kalma Türk Parasını Koruma Kanun kaldırıldı, ticaretin, ithalat ve ihracatın önü açıldı… TRT önce renkli ve sonra da çok kanallı hale geldi… İlk Türk uydusu Türk sat uzaya fırladı ve telekomünikasyon alanında inanılmaz bir gelişme yaşandı… Turizm çağ atladı… Otoyol projeleri falan filan… Gelişmelerin hepsini burada yazarsak ana konuya yer kalmayacak…1987 yılının başlarında AET’ye ( Avrupa Ekonomik Topluluğu) resmen tam üyelik başvurusu yapıldı… Gariptir..! Hemen ardından, sanki bir yerlerden düğmeye basılmış gibi, müthiş bir kamuoyu baskısı ile yasaklı siyasetçilerin, yasaklarının kaldırılması gündeme geldi… Böyle bir olayın gerçekleşmesi ise ancak Anayasa değişikliği ile söz konusu olabileceğinden dolayı ve geçerli Anayasa bir referandum ile kabul edildiğinden ötürü, yine bir referandum söz konusu oldu…
EVET, – HAYIR kampanyaları, ekonomiden sorumlu Devlet Bakanı Güneş Taner’in vahim bir hatası sonucunda, Amerikanvari bir hal alarak YES – NO kampanyasına dönüştü… Tek parti iktidarının kalmasını ve icraatlarına devamını isteyenlerle, demokratik hakların verilmesini isteyenler ikiye bölündü… Sonucunda; sözüm ona demokrasi kazandı ama Türkiye allak, bullak oldu, gelişme hız kesti… Sonucunda baskın seçim… Seçim kanununda değişiklik, (yani bugünkü şekli) ve derken yine Anavatan’ın tek parti iktidarı… Ama artık bir defa Türkiye’nin çivisi gevşemişti… 
23 yıl sonra Türkiye yine kritik bir referanduma gidiyor… CHP Kılıçdaroğlu’nun Genel Başkan olması ile bir rüzgâr yakaladı ama o günden bu yana öylesine hatalar yaptı ki..! İlk hata, Sarıgül’ün parti kurmaktan vazgeçip CHP’yi destekleyeceğini açıklamasının ardından, kendisini ve çevresindeki tanınmış, halkın güvenini kazanmış kişileri partiye davet etmemekle yaptı… Ardından,  referandum sürecinde AKP’nin rüzgârına kapılıp bunu bir AKP’ye EVET’mi HAYIR’mı şekline dönüştürmekle yaptı… Oysa; öncelikle yapılması gereken, meydanlarda ve eldeki tüm olanaklarla, halka bu Anayasa’ya neden HAYIR denmesi gerektiğini, sade vatandaşın anlayacağı bir lisan ile anlatmak olmalıydı… Hoş… Anlatılmasına anlatılıyor ama etkili değil ve ne yazık ki; Kılıçdaroğlu da Başbakan’ın provokasyonuna gelip, işi bir meydan öbür meydana laf yetiştirmek şekline dönüştürdü… AKP’nin yıllardır uyguladığı ” Hedef Saptırma ” tuzağına düştü… Oysa; Başbakan hemen her konuşmasında, CHP’ye laf atayım derken çok büyük tarihi hatalar yapıyor… Arada dağlar kadar fark olmasına rağmen kendisini rahmetli Adnan Menderes ile kıyaslıyor… Pokerdeki ” Beş Benzemez ” gibi, hiç bir benzerlikleri olmamasına rağmen kendisini rahmetli Turgut Özal ile kıyaslıyor… En fecisi ise, rahmetli İnönü’ye Hitler’i benzetmesi yapılmaya çalışılması… Ama en sonuncusu adeta komik ama son derece düşündürücü… Düşüne biliyor musunuz..? CHP’ye laf atacağım ve oy kapacağım diye Dersim konusunda söyledikleri… Bir başbakan 7 yıldır tek başına yönettiği ülkenin yakın tarihinden bu kadar habersiz olabilir mi veya oy uğruna tarihi bu kadar tahrif edebilir mi…? 
Bütün bunlara rağmen, çok büyük bir farkla olmasa bile, bu referandumdan EVET çıkacağını söylemek, falcılık olmaz diye düşünüyorum…
Şimdi gelelim 1987 ile 2010’un kıyaslamasına… O gün daha fazla demokrasi isteyenler muhalefet yanlısı idi… Bu gün aynı slogana sarılan AKP 8 yıldır tek başına iktidar…Adama sorarlar..! Demokrasi isteyen bir tek parti iktidarı, aslında demokrasiyi tabana yayacak olan Siyasi Partiler Yasası, Seçim yasası, Dokunulmazlıklarla ilgili hükümleri, Anayasa’ya aykırı oldukları için mi değiştiremedi de, şimdi onları gerçekleştirebilmek ve demokrasi adına Anayasa değişikliğine gidiyor..? Rahmetli Özal, onca icraatını, işte bu 1982 Anayasa’sı ile gerçekleştirdi… Siz de yapın..! Elinizi tutan mı var..?  
Ama ortada bir başka gerçek daha var ki, Türkiye’ye için en acısı o…Halkın gözünde AKP’ye alternatif olabilecek bir CHP veya CHP ile olumlu bir koalisyona gidebilecekleri hisseni yatan bir MHP yok ortalıklarda… Bunca yıllık kötü yönetim, anormal boyutlara ulaşan dış borçlar, kadrolaşmalar, yolsuzluklar, toplumun canını son derece yakan işsizlik ve komik durumlara düşen dış politikaya rağmen bu referandumda EVET oyları fazla çıkarsa, bilin ki halk, AKP’nin ciddi bir alternatifini göremediği için EVET demiştir… Yani; durumu 1987 sloganları ile ifade etmek gerekirse, sokakta sorulan soru şudur…”  
AKP’ye HAYIR..! Ama kime EVET..? “ 
Bana gelince..!  
Hoş; kimse benim oyumun renginden etkilenmez ama ben yine de,  okura olan saygımdan dolayı yazmayacağım ancak www.ha-ber.com sitesi kurulduğundan bu yana, köşemi okuyanlar, oyumun rengini çok iyi tahmin edeceklerdir… 
Kalın sağlıcakla efendim… 
 
M. Deniz Olcayto   

Inal

    En az 10 karakter gerekli
    Gönderdiğiniz yorum moderasyon ekibi tarafından incelendikten sonra yayınlanacaktır.