12 EYLÜLLE HESAPLAŞMA(MA)

ABONE OL
18:52 - 01/10/2020 18:52
0

BEĞENDİM

ABONE OL
Kaplan
Best

Bu AKP kurmaylarının, danışmanlarının işlerine şeytan bile şapka çıkarır.
Olayları öyle ters yüz edip olduğundan başka göstermeleri konusunda onlarla yarışmak olası değil.
Kayserililerin cinlik kitabına yazdırdığı cingözlük bile bunların yaptıkları karşısında çocuk oyuncağı kalır.

Hani bilirsiniz, Kayserili bir genç paraya sıkışır. Ne yaptıysa, nereye başvurduysa bir türlü bir yolunu bulup para sorununu çözemez. Sonunda şeytan yol gösterir ve o ünlü üçkâğıdı uygular:
Ahırlarındaki boz eşeği siyaha boyar, babasına satar.
O gün bugündür, bu şeytanca zekâ, sayılı bir cingözlük olarak üçkâğıtçılık rekoru olarak söylenir (di).
AKP’nin akıl hocaları, başbakana yazıp aynada okuttukları nutukları, zamanlama cingözlüklerini yaşadıkça, eşeği boyayıp babasına satma cinliği onların yanında çocuk oyuncağı kalır.
AKP, bu cinlikleri çoğu zaman gizli emellerini hedef saptırarak uygulamaya koymak için yapıyor.
Ortaya, içtenlikten uzak bir konu veya bir balon salıyor, önce yandaşlar, emzikli beslemeler önden, onların arkasından da saf insanlar bu pis gaz doldurulmuş balonu yakalamak için koşturup duruyor. Balon ya uçup kayboluyor, ya da patlayıp kokusuyla insanları kusturuyor.
Sonra pişkinlikle yaptıkları bu madrabazlıklara temiz siyaset diyebiliyorlar.
AKP’in, bu cinliklerinden birisi; 12 Eylül Darbesi’nin Yargıya Taşınma Komedisi.
AKP, 12 Eylül’le hesaplaşmak ister mi?
Bu Tanrıya inanan birinin Tanrıyı inkâr etmesi gibi olmazın kendisidir.
AKP, kendisini yaratan 12 Eylül Darbesini niçin yargılasın?
‘’Beni yaratıp bu ülkenin başına bela ettiğin için seni yargılayıp bu nedenle cezanı vereceğim.” der mi?
12 Eylül darbesinin tüm antidemokratik uygulamalarından yararlanacaksın, on yıldır tek başına iktidarda olacaksın, darbecileri önünü ilikleyerek karşılayacaksın, sonra hesap sorma cingözlüğüne soyunacaksın.
Bugünün özel yetkili mahkemeleri 12 Eylül darbesinin mahkemeleri değil mi? Asker yargıçların yerini cemaat yargıçları almadı mı?
O rejimin yasalarından yararlanan AKP iktidarının o rejimin baskıcı yasalarını tıka- basa kullanırken üstelik ileri demokrasi diye allayıp pullarken, 12 Eylül rejimini yargılayacağına inanmak boyalı eşeğe inanmaktan daha safdillik değil mi?
Geçici 15. Maddenin kaldırılmasına karşı duran AKP Hükümeti birden bire 12 Eylülün hangi yaptırımlarından mağdur oldu da müdahil oluyorlar?
Türk-İslam sentezi doğrultusunda yol haritası çizen 12 Eylül darbesinden siyasal İslamcılar ve AKP en kazançlı çıkan kesimdir.
Siyasal İslamcılar, yüzde on oyu bile bulamazken 12 Eylülden sonra şansının açılması Kenan Evren ve beşibiryerdelerin sayesinde olmuştur.
AKP ve Kurmayları, hele Recep Tayyip Erdoğan o dönemde neredeydi?
Hangi karşı duruşu sergiledi?
Kenan Evren’e saygılarını belirten ve önünde eğilen Erdoğan’ın fotoğrafını görmediniz mi?
Gülen medyası 12 Eylülden hesap sorulması tiyatrosunda başrol alırken, Kenan Evren’e cennet müjdesi veren Fetullah Gülen’in methiyelerini kitaplara koyanlar hangi ahlaktan dem vuracaklar?
Kafese koyma ilkelliğini, müdahil olma yarışını buruk bir gülümsemeyle izleyen 12 Eylül mağdurları bu çirkin ve içtensiz tuzağa düşmediler.
12 Eylülde işkence görenler, hapiste yatanlar, işinden atılanlar ömrünün son demlerini geçiren iki yaşlı darbeciyle hesaplaşmanın 12 Eylülle hesaplaşma olmadığını bildikleri için müdahil olmadılar.
Onların bilinçleri sizin şeytana taş çıkartan danışmanlarınızdan daha fazla, zekâları döneklerden daha üstündür. Üstelik bu devirde yok olma sürecine girmiş dürüstlük melekesini inatla taşıyan onlar kalmıştır. Bu yüzden bu ikiyüzlülük soytarılığından uzak duruyorlar.
O dönemin yargıçlarından, bürokratlarından, işkencecilerinden, emeği, emekçiyi ezdirmek, sermayeyi semirtmek için ekonominin dümenine geçirilen Turgut Özal’dan, bugün AKP kadrolarında, mecliste bulunan o dönemin artıklarından hesap sormadan 12 Eylülle hesaplaşma olur mu?
12 Eylülün bilimi, bilimselliği kışla disiplinine sokmak, düşünemeyen okumuşlar yetiştirmek için üniversitelere bela ettiği YÖK ucubesinden hoşnut olacaksın ve o kadarı yetmez diye daha ileriye taşıyıp daha dindar, çağdaşlara kindar nesil yetiştirmek için ilköğretime kadar ineceksin, sonra karşıya geçip 12 Eylülle hesaplaşacağım diye ortaya çıkacaksın. Onların bitiremediğini sen tamamlıyorsun.
On yıllık iktidarında 12 Eylülün getirdiği hangi antidemokratik yasaları değiştirdin.
Onlar tıkanmış liberal sermayenin önünü açmak için darbe yaptılar, sendikaları kapattılar, grevleri yasakladılar. Sen bırak grev iznini, yasal mitinglerini bile coplarla, gazlarla, tazyikli sularla bastıracak kadar acımasız oldun.
Tüm gücünle tarikat holdingleri yarattın.
Her türlü devlet desteğiyle devletten güçlü yandaş sermaye baronları yarattın.
Kahramanlara çamur atacağına; Libya’da Kaddafi, Suriye’de Esad, Sudan’da El Beşir, ABD’de Siyonizm Hahamlarıyla yanak yanağa çektirdiğin resimlere bak.
Hikmetyar’ın dizi dibinde oturacak, El Kadı’ya baba diyecek kadar diktatör yanlısı oldun.
Obama’nın beş adamımdan biri dediği Recep Tayyip Erdoğan Türkiye Cumhuriyetinin Başbakanıdır.
12 Eylül Darbesine CHP ve onun genel başkanı Ecevit ile malum gazete dediğin Cumhuriyet Gazetesi karşı durdu. Biri defalarca hapislere girdi, o gazete defalarca kapatıldı, yazarları hapsedildi.
Siz neredeydiniz?
Siz, Kurucu üye olsun İnönü’nün torunu Hayri İnönü’yü, Çankaya Belediye Başkanlığı için Gülsün Bigehan’ı AKP’den aday göstermek için aracılar gönderirken, sonra neler oldu da dedelerine ahlakla bağdaşmayan hakaretler etme cüretini gösteriyorsun.
Yandaş medyanız darbecilere alkış tutarken, asılan gençler için oley çekiyordunuz.
Aldığınız oylarla kasılırken, ‘’halkın oylarına mazhar oldum” diye caka satarken unuttuğunuz bir gerçek var:
O hesap sormak istediğiniz Kenan Evren halkın yüzde doksan iki oyunu alarak cumhurbaşkanı seçildi.
O tepe kullandığın 12 Eylül Anayasasını halkımız yüzde doksan iki oy oranı ile evet dedi.
Eğer demokratlığın ölçüsü oy oranı ise, Kenan Evren halkımızın gözünde senden daha değerli daha halkçı, daha demokrat sayılmakta. Üstelik onlar makarna kolisi, kömür rüşveti de dağıtmadılar.
Kenan Evren’le ortak yanınız ikinizde ABD’nin sadık yandaşlarısınız.
Kenan Evren’i; ‘’ bizim oğlan” diyen Carter.
Senin için: ‘’ beş adamımdan biri” diyen Obama ABD’nin başkanlarıdır.
Adını duyunca hiddetlendiğin İsmet Paşa o Carter’lerin Obama’ların işgal ordularına karşı Türkiye’nin bağımsızlığı için savaşan kahramandır.
O Silivri Toplama Kampındaki subayların, generallerin asıl suçları, ABD’nin yenidünya düzeni adını verdiği emperyalist planlarına karşı durmalarıdır.
Gerek Başbakan’ın Harbiye’de Harp Okulu öğrencileriyle basına kapalı konuşması, gerekse Abdullah Gül’ün Harp Akademileri Komutanlığı’ndaki konferansı Türk Ordusunun ABD’nin emirleri doğrultusunda Suriye’ye saldırması için beyin yıkama manevrası olmasın?
Türkiye asıl tehlikenin farkında değil.
Eğer TSK ile önce Suriye’ye, sonra İran’a saldırmayı kotarırsa asıl plan ortaya konacak:
Savaş Hali nedeniyle; olağanüstü hal ya da sıkıyönetim.
Ve sıra direnen muhalefette.
Yani Kuvayı Milliye ile Misaki Milli’de.
12 Eylülle hesaplaşma bahane.
Ortaya hedef saptırmak için bir balon uçurulur, millet onunla becelleşirken, diğer tarafta asıl darbe vurulur.
Bu cinliklere Anadolu’da:
İt dalaşı, derler…

Yıldız AKALIN

Inal

    Bu yazı yorumlara kapatılmıştır.