DÜNYANIN TÜM SAĞLIK ÇALIŞANLARI SİZ BİZİM KAHRAMANLARIMIZSINIZ

ABONE OL
14:28 - 06/12/2020 14:28
0

BEĞENDİM

ABONE OL
Kaplan
Best

Bir haber okudum dünyam karardı.

Koskoca evren, hanidiyse, bir yıldan bu yana, öldürücü bir salgınla boğuşuyor.

“Boğuşuyor” dememi hoş görün. İnsanlığın, özellikle de sağlık çalışanlarının bu öldürücü salgına karşı verdikleri savaşımı tam olarak anlatabilecek başka bir sözcük bulamadım.

Bunca savaşıma, bunca boğuşmaya karşın arpa boyu bir gerileme yok bu virüsün öldüren saldırısında.

Bulunan aşıların ne derece yarar sağlayacakları konusu da yeterince açık ve anlaşılır değil.

İşte; tam da bu virüse karşı verilen savaşım ve boğuşma sırasında bir haber okudum.

Haberde bu boğuşmanın kahramanlarından biri olan bir hemşirenin çığlığı var.

Ankara’da, bir hastanede bu salgınla boğuşan ekipte yer alan bir yoğun bakım hemşiresinin çığlığı.

20 yaşındaki bir Covid-19 hastasını yitirmesi üzerine duygularını sosyal medyada paylaşmış bu hemşire hanım.

Hemşiremiz; “Yüreğim bu ölümlere dayanmıyor.” diyor.

“Öldürmeyen acı güçlendiriyor. Ama ben de mesleğimin daha 8. ayında tükeniyorum.”  diyen hemşire hanım; bu sözleriyle tüm sağlık çalışanların duygu dünyasını yansıtıyor işin gerçeği.

20 yaşında covid pozitif, ciddi solunum güçlüğü olan, „Abla; ne olur yanımda dur, gitme, öleceğim.” diye yalvaran bir hastayı getirdim gözlerimin önüne.

Hemşirenin elini bir saniye olsun bırakmayan, yaşlı gözleriyle hemşiresine bakan bir hasta!

Bu hastanın o sağlık çalışanın duygu dünyasında ne denli derin yaralar açtığını hayâl bile edemiyorum.

Hele; tüm çabalara karşın, bu hasta yaşamdan kopmuşsa, kendimi o sağlık çalışanının yerine koyuyorum.

Buna yürek dayanmaz!

Biliyorum ki; tüm sağlık çalışanları için, her kim ve dünyanın neresinde iseler; yaşam onlar için hastaneler ve bu türlü ölümlerdir.

İnsan, mezarlıkların yanından geçerken bile ürker, korkar ölümden, her ne kadar “Ne ölümden korkmak ayıp, ne de düşünmek ölümü” gerçeğini bilse de.

Çalıştıkları her gün, öleceğini bildikleri hastalara can vermeye çalışmak durumunda olan bu kahramanların, sağlık çalışanlarının yerine koyabiliyor musunuz kendinizi?

Bunu yapabiliyorsanız, “Ben olsaydım…” noktasına geliyor musunuz?

Ne yapardık, biz olsaydık ne yapardık?

Can vermek için didindiğiniz bu insanları ceset torbalarına koymak, kim bilir nasıl bir duygudur? Bunu yaşayan insan ne yapar?

Öleceklerini bildiğiniz hastalarla günün 20 saatinde aynı odada kaldığınız düşünün bir!

Onların yaşamda kalmak için verdikleri savaşıma tanık olduğunuzu, bütün bu savaşımın onları yaşamda tutmaya yetmeyeceğini bildiğinizi düşünün bir!

Bu durum insanın duygu dünyasında ne derin yaralar açar kim bilir.

Günde yedi saat uykunun yetmediği insanların, yarım saatlik uykuyla iki gün ayakta kalma çabalarını bir düşünün!

Üstüne üstlük, hemşire hanımların bu insanüstü çabaları sırasında son derece saygısız mobbingler yaşadıklarını getirin bir gözlerinizin önüne!

Bütün bu olumsuzluklara karşın hastalarından gülümsemeyi esirgemeyen, onlara yaşam desteği vermeye çalışan sağlık çalışanlarımızı, bu kahramanlarımızı daha iyi anlayacak ve önlerinde en derin saygılarımızla eğileceğiz.

Son söz; haberde adı geçen hemşire kardeşimizin olsun.

Yazımın başında da yazmıştım ama, yineyelelim.

Bakın ne diyor?

“Evet, öldürmeyen acı güçlendiriyor.

Ama ben; mesleğimin daha 8. yılında tükeniyorum.”

DÜNYANIN TÜM SAĞLIK ÇALIŞANLARI!

HER KİMSENİZ VE HER NEREDEYSENİZ, SİZ BİZİM KAHRAMANLARIMIZSINIZ.

Inal

    En az 10 karakter gerekli
    Gönderdiğiniz yorum moderasyon ekibi tarafından incelendikten sonra yayınlanacaktır.