“Demokrasiye ve çocuklarınıza sahip çıkın, Anayasa yoksa herkes tehdit altındadır”

“Demokrasiye ve çocuklarınıza sahip çıkın, Anayasa yoksa herkes tehdit altındadır”

ABONE OL
21:39 - 01/02/2024 21:39
“Demokrasiye ve çocuklarınıza sahip çıkın, Anayasa yoksa herkes tehdit altındadır”
0

BEĞENDİM

ABONE OL
Kaplan
Best

İstanbul Çağlayan’daki Adalet Sarayı Perşembe günü soğuk havaya rağmen küçük bir kalabalığa evsahipliği yaptı.

Önlerindeki pankartta “Can Atalay Meclis’e, Can Atalay’a özgürlük” yazan çoğu avukat yaklaşık 60 kişi “susmuyoruz, korkmuyoruz, itaat etmiyoruz” diye haykırdı.

Ardından avukatlar sırayla önceki gün TBMM Genel Kurulu’nda milletvekilliği düşürülen Türkiye İşçi Partisi Hatay milletvekili Can Atalay’ın haksızlığa uğradığını, Anayasa Mahkemesi’nin Atalay verdiği ihlal kararının uygulanmamasının Anayasa’ya aykırı olduğunu söyledi.

Alp Selek: “Gezi bu memleketin yaptığı en şerefli şeydir”

Eline mikrofonu alan son isim 70 yıldır avukatlık yapan Alp Selek oldu.

93 yaşındaki İstanbul Barosu avukatı, “Can’ın çocukluğunu bilirim. Babasını, annesini, amcasını tanırım. Hepsi bu memleket için büyük fedakârlık yapan insanlardı. Can, Gezi olayına yardım eden bir insandı, ondan dolayı mahkûm ettiler. Gezi bu memleketin yaptığı en şerefli şeydir, onları mahkûm edenler nokta noktadır” dedi.

Can Atalay’la ilgili eylemlere çoğunlukla eşi Mustafa Atalay ile birlikte katılan anne Şükran Atalay, konuşma sırası kendisine geldiğinde bazen telefonundan bazı notları okudu bazen de irticalen konuştu. Anne Atalay’ın yer yer duygusallaştığı konuşmasında altını çizdiği talep Gezi davasına bakan 13. Ağır Ceza Mahkemesi’nin Anayasa Mahkemesi kararına uyarak Can Atalay hakkındaki ihlal kararını uygulayarak yargı krizine bir son vermesiydi.

Anne Atalay: “Tüm annelere sesleniyorum: Anayasa olmadığı sürece herkes tehlikededir”

Eylemden sonra evine dönmeden önce VOA Türkçe’ye konuşan Şükran Atalay, Türkiye Cumhuriyeti yurttaşlarına, özellikle de annelere seslendi.

Atalay, “Gezi davası, kurgu davaydı. Hazırlayanları biliyorsunuz Fethullahçılar. O kavgaları esnasında malı paylaşırken o dosyaları rafa kaldırıyorlar ve de sonradan kıymetlendiriyorlar. Gezi’yi kimse organize edemez. Orada kardeşlik vardı, güzellik vardı. Halkın bir kısmını iyi, bir kısmını kötü görmek olur mu?” diye konuştu.

Anne Atalay, ”Cumhurbaşkanımız baba olarak düşünsün, evlatlarını ayırıyor mu acaba? Kurgu davadan olay geldi buraya. Biz hukuk zemininde gideceğiz. Lütfen hukukun arkasından dolanmaya kalkmasınlar. Tüm annelere söylüyorum, çocuklarınıza sahip çıkın, demokrasiye sahip çıkın, anayasaya sahip çıkın. Kimse sanmasın ki ben köşede dururum, gelip bir gün beni bulmaz. Anayasa olmadığı sürece herkes tehlikededir” dedi.

“Hukuk bir gün herkese lazım olabilir”

Şükran Atalay, VOA Türkçe aracılığıyla Silivri Cezaevi’nde bulunan Can Atalay’a da kısa bir mesaj gönderirken, onun annesi olduğu için gurur duyduğunu da söyledi.

Şükran Atalay mesajında, “En önemlisi sağlığın, sağlığına dikkat et, ondan ötesi önemli değil. Arkadaşın Tayfun’la (Kahraman) birbirinize sarılın. Hiç üzülmez benim oğlum. Bu bitecek ama bu mücadele devam edecek. Ben sokakta herkese söylüyorum, ‘Can Atalay’ın annesiyim’ diyorum. Çok güzel tepkiler alıyorum. Çok seviliyor. Hukuktan başka bir yol yok. Anayasa Mahkemesi’nin kararına ihlal edenlere de söylüyorum. Hukuk bir gün herkese lazım olabilir” ifadelerini kullandı.

Avukat Akçay Taşçı: “Milletvekilliğinin düşürülmesine ilişkin Meclis kararının iptali için bir başvuru yapıp, sonucunu bekleyeceğiz”

Şükran Atalay’a eşlik eden Can Atalay’ın avukatı Akçay Taşçı ise TBMM Genel Kurulu’nda alınan kararın iptali için bir kez daha Anayasa Mahkemesi’ne başvuracaklarını söyledi.

VOA Türkçe’nin sorularını yanıtlayan Taşçı, “Açıkçası sürecin nasıl işleyeceği konusunda bir öngörümüz yok. Çünkü Türkiye tarihinde ilk olan şeyler yaşıyoruz. Can Atalay’ın hukuken düştüğü pozisyon Anayasa Mahkemesi kararına rağmen çıkarılmamış olması, tahliye edilmemiş olması, Yargıtay’ın bu kararı uygulamamış olması, bunlar bir ilk. Hukukun öngörülebilir olması gerekir ki vatandaş hukuk sistemine saygı duyabilsin. Bunun içerisinde davranabilsin. Milletvekilliğinin düşürülmesine ilişkin Meclis kararının iptali için bir başvuru yapıp, sonucunu bekleyeceğiz” ifadelerini kullandı.

Numan Kurtulmuş: “Biz bu hafta Ankara’da olsaydık dahi kararı yine Sayın Bozdağ okutacaktı”

Salı günü Can Atalay’ın milletvekilliği düşürülürken Birleşik Arap Emirlikleri’nde olan Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanı Numan Kurtulmuş da dönüşünde gazetecilerin sorularına verdiği yanıtta Bekir Bozdağ’ın Yargıtay 3. Ceza Dairesi kararını okutacağından haberi olduğunu söyledi.

Kurtulmuş, “Biz bu hafta Ankara’da olsaydık dahi kararı yine Sayın Bozdağ okutacaktı. Çünkü Meclis’in çalışmalarında Genel Kurul yönetimi nöbetçi başkanvekili tarafından deruhte edilmektedir. Dolayısıyla bu süreci, hele hele buradan doğacak siyasi tartışmaları sokakta halletmeye kalkmak doğru değildir” dedi.

“Bizim yerel mahkeme adına karar verip Meclis olarak Atalay’ın tutukluluk halini kaldırmak gibi bir yetkimiz yok”

Kendi yokluğunda kararın okutulmasını tercih ettiği iddialarını reddeden Numan Kurtulmuş, kendi başkanlığındaki Meclis’in Can Atalay’la ilgili tarafsız davrandığını savundu.

TBMM Başkanı, “Bu süreçte Meclis’in taraf olmaması için de özel bir özen gösterdik. En başta, Meclis’in ilk açıldığı gün Atalay’ın ismi okundu, davet edildi. Tabii tutuklu olduğu için gelemedi. Arkasından özlük hakları verildi, danışmanları atandı. Başkanlık Divanı’nda Can Atalay’ın olmasıyla ilgili ortak bir yaklaşım sergilendi. Bu süreçte Meclis’in tavrı bellidir. Bizim yerel mahkeme adına karar verip Meclis olarak Atalay’ın tutukluluk halini kaldırmak gibi bir yetkimiz yok. Yüksek yargı birbirleriyle çelişen, kararları farklılaşan kurumlar olmanın ötesine geçmelidir. Her birisinin fonksiyonu bellidir. Anayasa’nın 153. ve 138. maddelerin yeniden düzenlenmesi ve 14. Maddesi’nde devlete karşı işlenen suçları belirleyen faaliyetlerin daha sarih, daha açık bir hale getirilmesi için bazı değişikliklerin yapılması gerekir” dedi.

Meclis Bakanı, Can Atalay’la ilgili Yargıtay kararlarının bugüne kadar okutulmamasını “hukuki yolların tüketilmesi ve yüksek mahkemelere aralarındaki içtihat farklılıklarını hal yoluna koyması” beklentisinden kaynaklandığından söylese de avukatların başvurusu hukuki sürecin tüketilmiş olmadığını ortaya koyuyor.

Anayasa Mahkemesi ile Yargıtay 3. Ceza Dairesi arasındaki görüş farkı da giderilmiş değil.

VOA tarafından geçilen “Demokrasiye ve çocuklarınıza sahip çıkın, Anayasa yoksa herkes tehdit altındadır” haberinde ha-ber.com editörlerinin hiçbir editoryal müdahalesi yoktur. “Demokrasiye ve çocuklarınıza sahip çıkın, Anayasa yoksa herkes tehdit altındadır” haberi web sayfamıza otomatik olarak VOA sitesinden geldiği şekliyle yer almaktadır. Bu alanda yer alan “Demokrasiye ve çocuklarınıza sahip çıkın, Anayasa yoksa herkes tehdit altındadır” haberinin hukuki muhatabı haberi geçen web siteleri ve ajanslardır.

Inal

En az 10 karakter gerekli
Gönderdiğiniz yorum moderasyon ekibi tarafından incelendikten sonra yayınlanacaktır.
Tüm Yorumlar (1)
  • Yunus Uslu

    “Aglarsa anam aglar gerisi yalan aglar”deyisini hatirlatti bana Can Atalayin annesi. Birlesik Krallik’ta Yuksek mahkeme kararlari Gazetelerde rapor olarak yazilir. Yuksek mahkemeye ulasmis davalar en ciddi ve yasal usullere gore rapor edilir. Bu haberi bayagi bir zamandir goruyorum ha-ber.com da. Hic bir muhabir veya avukat bu haberi hukuk usul ve yonetmeligine gore rapor etmedi. Buguku haber basligi, Turkiye’de anayasa yokmus gibi. Anayasanin varligini ve muhteviyatini hic aliyan yok mu Turkiye’de acaba. Konusma ve yazma hurriyetini hala yeterince anlayip kullanamiyor bu arkadaslar galiba. Yasalari anlayip yasal konusmadikca hic bir problem cozemeyiz. Lutfen olaylari guzelce anlatin ve halki dogru bilgilendirin. Daha adil bir dunyada yasama ozlemlerimle, Selamlarimla,

    Yanıtla
    +0
    -0