İKİNCİ YÜZYILA GİRERKEN CUMHURİYET VE TÜRKİYE GERÇEĞİ

3

BEĞENDİM

ABONE OL

Cumhuriyetin yüzüncü yılı üzerine değerlendirme yaparken, Cumhuriyetin ne anlama geldiğini yazmıştım: Cumhuriyet, laikliktir, demokrasidir, akıldır, bilimdir, yurttaş olmaktır, çağdaşlıktır kısaca aydınlanmanın adıdır. Cumhuriyet ilkelerinin temelini laiklik oluşturur, laikliği yok saymak, cumhuriyeti yok saymaktır, yıkmaktır.’’

Siyasal İslamcılar laikliği yok etmeye çalışıyorlar, cumhuriyet düşmanlığı yapıyorlar.

Cumhuriyetin yüzüncü yıl kutlamalarında altı çizilecek bir gerçeği görmek gerekiyor: Cumhuriyeti neden korumamız, geliştirmemiz ileriye taşımamız gerektiği bağlamında Cumhuriyete inanan büyük bir potansiyel kitle var. Bu kitle laik ve demokratik bir Cumhuriyette yaşamak istiyor. Bu çok önemli bir tespit, çok önemli bir olgu.

Diğer tarafta Cumhuriyet düşmanları da açık açık meydan okumaktan geri durmuyorlar. Devlet siyasal İslamcıların elinde kurumları ile gittikçe gericileştiriliyor, yozlaştırılıyor.

Siyasal İslamcılar tarikatlar, dinci vakıflar, dinci dernekler ile örgütlü bir şekilde devleti yönetiyorlar ve kendilerini resmileştirebiliyorlar.

4+4+4 sistemi ile eğitime vurulan darbe engellenemedi. Eğitim gittikçe tarikatlara teslim edilmeye başlandı. Devletin bütün kurumları şeriatla sıyor. Laiklik yok edildi. Laikliğin olmadığı bir Cumhuriyet olmaz.

İŞTE TÜRKİYE GERÇEĞİ

Bir tarafta örgütsüz kalmış, Cumhuriyeti kutlayan yığınlar.

Diğer tarafta örgütlü devleti yöneten siyasal İslamcılar; Karşı devrimciler.

Cumhuriyetçiler neden örgütlenemiyor?

12 Eylül askeri darbesi demokrasiyi geliştirecek her türlü örgütlenmeyi yasakladı, engelledi, sadece siyasal İslamcı örgütlenmenin önünü açtı, destekledi. Siyasal partiler yasası ile partilerin demokratikleşmesi yok edildi. Siyasi partilerin demokratikleşmesini sağlayacak ve besleyecek tüm yan yollar kapatıldı.

AKP iktidarı 12 Eylül’ün ürünüdür. 12 Eylül darbesinin sonucu olarak siyasal partiler otokratikleşmeden, lider hegemonyasına dönüşmekten kurtulamamıştır.

Şimdi AKP’nin önünde iki önemli hedefi daha var: Yeni anayasa ve yerel yönetim seçimleri.

-Yeni anayasa ile laikliğe anayasal darbe indirmek.

-Yerel yönetim seçimlerinde büyük şehir belediyelerini tekrar kazanarak özellikle tarikatların rant kapısını sonuna kadar açmak.

Hız kesmeden şeriatlaşan ülke nasıl kurtulacak?

Örgütsüz kalmış Cumhuriyetçilerin devrimci, güven veren bir lidere ihtiyacı var. Ve Cumhuriyeti ve devrimlerini yeniden hayata döndürmek ancak ortak bir kabul gören lider ve kadrosu ile yani öncü bir güç oluşturmakla mümkün.

Cumhuriyetçileri harekete geçirecek güç doğacaktır.

CHP KURULTAYI

Bu satırları yazarken CHP’nin 38. Olağan Kurultayı devam ediyordu…

CHP’de değişmeyecek olanlara inanan daha fazla.

Değişecek olanları kimse bilmiyor, değişim olacağına da çoğunluk inanmıyor.

Değişimden kasıt nedir, içi doldurulmuş değil.

CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu’nu dinledim. Hiçbir şey değişmemiş; seçim öncesi konuştuklarını tekrar ediyor. Bilimden, teknolojiden bahsediyor, bir iki demokratik kuralları anlatıyor. Dinlerken kendimi, “Acaba Kemal Kılıçdaroğlu Türkiye’de yaşadığının farkında mı?’’ diye sormaktan alamadım. Türkiye’nin gerçeği Cumhuriyetin yüzüncü yıl kutlamalarında görüldü.

Gerçeğin peşinden gitmek gerek;

ÖRGÜTLÜ OLARAK!

Zekeriye Ucar