20 Haziran 2025 Cuma
Antalya'da 220 kuş türü gözlemlendi
Hamburg’da Tiyatro 4 Çeyrek’ten Unutulmaz Gala: “Boşver Be Doktor” Ayakta Alkışlandı
FERDİ ZEYREK´İ YAŞATMAK!
HASAN ALİ YÜCEL, CAN YÜCEL VE GAZİ YAŞARGİL´İN YOL AYRIMI
BİRLİĞİMİZİ GÜÇLENDİRELİM!
İSRAİL-FİLİSTİN SAVAŞINDA TÜRKİYE´NİN TAKINMASI GEREKEN TAVIR
Berlin Parlamentosu Alman Sosyal Demokrat Parti (SPD) Milletvekili Sebahat Atlı Berlin-Spandau ilçe bürosunda emeklilere yönelik kahvaltı eşliğinde ayda bir aydınlatıcı toplantı organize ediyor.
Mecliste yaşlıların sözcülüğü görevini yürütüyor. Haklarını koruyor, çıkan kanunlarda rol alıyor ve uygulanmasında yaşlı insanları aydınlatıyor.
Sosyal durumu, kökeni, maaşı ne olursa olsun bütün yaşlıların eşit muamele görmelerine önem veriyor.
Bu görevi yapabilmesi için bizzat onların düşüncelerini, ihtiyaçlarını dinliyor. Her fırsatta emeklilere hizmet eden dernek, vakıf ve diğer sivil kuruluşlarla diyalog halinde. Deneyimli vatandaşların verdiği olumlu enerji ve teşviklerinden faydalanıyor.
Berlin-Spandau ilçe emekli temsilci daire ve Arbeiterwohlfahrt (AWO) kuruluşu etkinlikleri veya başka konularda bilgilendiriyor.
Ayda bir organize ettiği toplantıda uzmanları davet ediyor. Elektrik harcamada tutumluluk, trafikte ve evde kazalardan korunma, evde bakım gibi konularda sohbet şeklinde yaşlıları bilgilendiriyor.
Haziran ayı kahvaltılı sohbet toplantısına katıldım. Avukat noter emekli Simon Thiede Vekâletname ve Vasiyetname konusunda bilgi verdi.
Herhangi bir hastalık durumunda bir aile ferdi kendisi karar veremeyecek durumda olursa, ailesinden biri en yakınının temsil etme yetkisi olmalı. Aksi takdirde hastanın sigorta ve diğer işlerini yürütmesi oldukça zor oluyor.
Düşme veya kaza gibi durumlarda beyin ve kalp zarar görür, hasta şuurunu kaybetmiş olursa vekâleti olan karar verecek. Banka ve diğer bürokrasi işlerini yürütmek oldukça yorucu, hatta bazı özel durumlarda imkânsız oluyor.
Katılımcılardan bir hanım babasının ölüm kâğıdını almasının altı ay sürdüğünü söyledi. Diğer katılımcılardan da çok sayıda problemler anlatıldı.
Ölüm ve hastalıklar daha fazla yaşlılar için beklenir. Ama kazalar yaşlı genç tanımaz, o halde herkes önlem almalı.
Şayet birey vekâlet vermemişse emniyet, hukuk resmi daire bir sosyal danışmanı görevlendiriyor. Bu durum çok zaman alıyor.
Hastanın beyni hasar görmüşse kendisi karar veremiyor. Yine bu durumda vekâlet eden bakım evinde mi kendi evinde mi bakılacağına karar veriyor.
Almanya’ya konuk işçi olarak gelen ilk neslin çoğu verdiği vekâletle Türkiye’de miras davalarında mahkeme masraflarını ödedi, ama miras haklarını kaybetti. Türkiye’de Almanya’da çalışan kardeşine dürüst davrananlar, vekâleti kötüye kullanmayan akrabalar uzun vadede Türkiye’de varlıklı yaşadı. Güven, itimat insanın insana vereceği en kıymetli hazinedir.
Sebahat Atlı’nın üç ayda bir çıkardığı magazin kitapçıkla seçim bölgesinde yeni olay ve gelişmeler hakkında bilgiler veriyor.
Kendisini kurucu başkanı olduğum SPD ilçe göçmen çalışma kolunda tanıdım. Şu anda da bu kolun başkan vekili. Eşimin hastalığı esnasında bana her türlü yardıma hazır olduğunu söylemesi beni çok sevindirdi, rahatlattı. Böyle acil durumlarda yalnız olmadığını bilmesi insanı rahatlatıyor.
Bize yardım eden veya yardıma hazır olduğunu bildirenlerin hepsi gönlümde taht kurdu.
Sebahat Atlı 1971 yılında Berlin’de dünyaya geldi. Alman ekonomi hukukçu ve 2021 yılından beri Berlin Parlamentosu Milletvekili.
Liseyi başarıyla bitirdikten sonra Ekonomi Hukukunu okudu, Teknik ve Ekonomi Berlin Yüksek Okulu’nda diplomasını aldı. Potsdam resmi idare kuruluşunda, daha sonra Berlin Senatörlüğü nezdinde bilim, Gençlik ve Aile dairesinde çalıştı.
2016 yılından 2021 yılına kadar Berlin-Spandau ilçesinde Belediye Meclis üyesi olarak çalıştı. İki yerel seçimde listeden değil doğrudan milletvekili seçildi.
Seçim bölgesinde halkın dertlerini dinliyor, sorunlarına çözüm bulmaya çalışıyor. Çözemediği problemleri ilgili makamlara yönlendiriyor.
Berlin-Spandau ilçesi benim vatanım, konuk işçi çocuğu olarak öğrenimin, dil bilmenin önemini çok küçük yaşta kavradım. Hayatta başarılı olmaya sosyal köken çocuğun ve gencin geleceğine yön veriyor. Öğrenim ve bilgi başarının anahtarıdır. Çok çalışarak başarmak mümkün olduğunu çocuk ve gençlere göstermek, rol model olmak amacımdır, diyor.
Türkiye’de de rol model oldukları dikkate alınmalı. İkinci ve üçüncü nesil için Almancı, gurbetçi kavramları kullanılmamalı.
Çalışma, sosyal, uyum, çeşitlilik, sağlık, ekonomi, enerji, bakım, dışlanmaya karşı, eşit paylaşım ve medya konularında çalışıyor. Ülke ve Avrupa politikasında medya ve basının rolü olmak üzere parlamentoda altı çalışma kolunda görev yapıyor.
Başarısına kızım, öğrencim gibi seviniyorum. Makalelerimde ikinci üçüncü neslin görülür olmasının önemine dikkat çekiyorum.
Sevgili Sebahat Atlı ve ekip arkadaşlarına çalışmalarında kolaylık, sağlık ve başarılarının devamını diliyorum.
Hoşça kalın!
İlter Gözkaya-Holzhey
Berlin, 19.06.2025
eMail: [email protected]
Kaynaklar:
Toplantıda dinlememden başka,
kitapçık Neues aus Kiez und Parlament,
Wikipedia
Bir ömür boyu gerçeği, doğruyu arayan insan şahsın, bireyin hak, adalet ve hürriyetine saygı gösterir.
Böyle bir insanın hayatının hikâyesini okumak, deneyimlerini duyurmakla gelecek, genç nesillere rol model gösterilmiş olur.
Bu makalemde bahsetmek istediğim cesur insan Jürgen Todenhöfer.
Biyografisini okuyunca etkinliklerini, savaşa karşı mücadelesini bu ömre nasıl sığdırmış, diye düşünüyorum.
Hak, adalet duygusunu ceza hâkimi olan babasından alıyor.
Babası Hitler’in Partisinden iki üyeye suçlarından dolayı ceza hâkimi olarak ceza veriyor. Parti iki seçenek sunuyor. Cezayı geri almak, yoksa asker olarak savaş meydanına gönderilmek. Verdiği haklı cezayı geri almıyor, askere gidiyor. Savaş sonunda esaretten yaralı, olarak kurtuluyor.
Savaşta Jürgen dört yaşında dedesinin yanında kalıyor. İkinci Paylaşım Savaşı esnası ve sonrası geçirdiği kötü deneyimler, ömrü boyunca savaşa karşı mücadele etmeyi öğretiyor.
Jürgen Todenhöfer’in sosyal medyada yorum ve notları dikkatimi çekmişti. Biyografisini okuyunca daha önce basın ve medya aracılığı ile tanıdığımı hatırladım.
12 Kasım 1940 yılında Offenburg’da dünyaya geliyor. 1972 yılında Kaiserslautern’de ceza hâkimi olarak göreve başlıyor. 1970 yılında Hristiyan Demokrat Partisine (CDU) üye oluyor. 1990 yılına kadar Milletvekili olarak Federal Almanya Meclisinde görev yapıyor.
Partide Dış İşleri sözcüsü olarak kriz ve savaş olan ülkelere bizzat gidiyor. Gerçeği yerinde inceleyerek bulacağına inanıyor.
Bilhassa kriz ve savaşlarda haberlerin taraflı olduğunu düşünerek hayati tehlikeyi göze alarak seyahat ediyor.
Partisini eleştirirken çok sert konuşuyor, yazıyor. Karşılığında elbette olumsuz yorumlar alıyor.
1987-2008 yılları arasında Burda dergisi yönetim kurulu başkanı olduğu zamanda da politikayla ilgisi devam ediyor.
Gençlik yıllarında gününü gün ederek yaşıyor. Erkek kardeşi 22 yaşında intihar edince, hayatında önemli bir dönem başlıyor.
Gerçeği, doğruyu arayanın hem dostu hem de düşmanı çok olur, bilinciyle yola devam gediyor.
Savaşa karşı mücadelesi inandırıcı olduğu için söyleşi yapacak insanları buluyor. Avrupa’nın terörist dediği, teröristlerin müdafaa, direnme güçleri dediği organize başkanı ve ülke liderleriyle görüşüyor. Yaşadıklarını gördüklerini söylüyor, yazıyor.
Kuran’ı Kerim’de okuduğu “bir insanı kurtaran insanlığı kurtarmış olur” ilkesini benimsiyor.
Afganistan savaşından sonra Amerika politikasını eleştiriyor.
Avrupa’nın bilhassa Almanya’nın İsrail’e karşı uyguladığı politikanın yanlış olduğunu bıkmadan söylüyor, yazıyor.
Filistin halkını korumak, Yahudi düşmanlığı değildir, diyor. İsrail devletinin yaptığı hatalar da konuşulmalı, silah satışına son verilmelidir.
Ukrayna Rusya savaşında da anlaşma sağlanmalı. Silah satışı durdurulmalı. Savaşın çıkması haklı gösterilmez, ama Avrupa ve NATO’nun hataları da tarihe aittir, yazılıp söylenmelidir.
Savaşa karşı çok sayıda kitap yazdı. Kitapları çok ilgi görüyor.
Daha etkin olmak için politika yapmalıyım, diyerek 2020 yılında üye olduğu partisinden ayrılıp TEAM TODENHÖFER adıyla parti kurdu. Yüzde beş oranı geçemediği için partisi son genel seçimde meclise giremedi. Parti kurmak fikri ve teklifi okuyucularından geldi.
Basın ve medyanın küçük ve yeni kurulan partileri tanıtmadığı için partinin seçim kampanyası başarılı olmadı.
Ayrıca Amerika Afganistan’ı aniden terk edince Afganistan’da kurduğu yurdu kurtarması gerekti. Bu yurtta kız, erkek çocuk ve gençleri koruyordu. Genel seçime bir hafta vardı. Seçim kampanyasını yarıda bırakmak zorunda kaldı.
Filistin üzerinde yasak bölgede İsrail sınırında “Sevgili İsrail”, kendine nasıl davranılmasını istiyorsan, Filistinlere öyle davran, pankartını gösterdiği anda sınırı bekleyen polisler tarafından ateş açıldı, sırtından yaralandı.
Bir insanı kurtarmak insanlığı kurtarmaktır. Sana nasıl davranılmasını istiyorsan, bütün insanlara öyle davran, ilkeleriyle Jürgen Todenhöfer mücadelesine hâlâ devam ediyor.
Kızının hastalığından ve ricasından sonra kurduğu vakıfta düşkünlere hastalara, yaşlılara yardım ediliyor. Stiftung Sternenstaub vakıfta çalışan üniversite öğrencilerine para veriyor. Öğrenciler yalnız yaşayan yaşlılara yardım ediyorlar. Ölen kardeşi kısaltılmış Ago adıyla yaşatılmaya çalışılıyor.
2024 yılında Alman vatandaşı olan Türklerin sayısı listede ikinci sırada geldiğini okudum. Henüz politika yönü tercihini yapmamış olan cesur gençler için kurduğu parti ilginç olabilir.
Gezegenimizde kısa ömrümüzde insanlık için sorumluyuz. Dünyayı daha iyi yapma ümidini kaybetmemeliyiz. Medeniyetin şartı olan barış, hürriyet, eşit paylaşım ancak ve ancak birlikte ulaşılır. Birlikten kuvvet doğar. Savaşa karşı olmak silahlanmaya karşı olmakla başlar. Irkçılığa ve insanları başka yapıp dışlamaya karşı olan insan olabilir. İnsan olmak sanatların en zorudur.
Jürgen Todenhöfer doğruyu, gerçeği arama ve bulma amacıyla gittiği ülkelerde haklı olan tarafa yardım ediyor, direnme ve savunmalarını destekliyor. Bu ülkeler Afganistan, İran, Irak, Suriye, Cezayir, Mısır, Çin, Vietnam, Yemen, Lübnan, Rusya, Ukrayna, Suudi Arabistan, Amerika, Kongo.
Kısacası gezegende savaş ve kriz hükmeden her yerde gerçeği arıyor. Her arayış sonunda barış için çaba göstermenin önemini kavrıyor. Bu biyografi kitabıyla ve kurduğu partiyle mücadelesine devam ediyor.
BATI’nın desteklediği kriz ve savaşlarda Müslümanlara karşı Haçlı Seferi ve sömürme zihniyeti taşıdığını söylemek, yazmak Avrupa’da cesaret ister.
“Seni kimse takip etmiyorsa, yoluna yalnız devam et.”
Barışla kalın!
İlter Gözkaya-Holzhey
Kaynak:
Jürgen Todenhöfer, Und folgt Dir keiner, geh allein, Bertelmann Verlag, München 2025
Arzu edilmeyen telefonla iletişimde bilhassa yaşlı emekliler zarar görüyor. 2023 yılında 754 489 kere olayda vatandaşlar maddi zarar görmüş, ziynet eşyalarını ve banka hesaplarında paralarını kaybetmişlerdir.
En büyük kayıpların birinin ucu İzmir’de bir çete olduğu ortaya çıkmıştı. İyi niyetli çoğu Alman emekli vatandaşlardı. Hangi durumda insan kanıyor, sorusuna cevap veren Berlin-Spandau, Paul-Schneider-Haus’da bir Polis konferansına katıldım. Toplantı sonunda aydınlatıcı broşürler verildi.
Polis teşkilatı kuruluşundan iki hanım polis emeklileri uyarıcı, öğretici bilgiler verdi.
Çoğu kriminal çeteler yurtdışından organize oluyor, Polonya ve Türkiye ilk sıralarda. Almanya’da organizeye yardım eden üyeleri var.
Telefonda hiçbir zaman evet (ja) kelimesi kullanılmayacak. Yazılı bir anlaşmayı kabul etme anlamına geliyor.
Torununuz kaza geçirdi, para yardımı gerekiyor, yoksa ceza alacak, deniyor. Heyecanlar torununun adını söylüyor yaşlı. Amaç banka bilgilerine ulaşmak.
Yakınınızda evlere hırsız geldiği duyumunu aldık, evde nakit para ve ziynet eşyası bulundurmayın. Biz emniyetten gelip, aldıktan sonra koruyacağız, diyorlar.
Bir oyunda kazandınız, az miktar para havale ediniz hesabınıza kazandığınız parayı göndereceğiz, diyerek banka hesabınızı öğrenmek istiyorlar.
Gelen tanınmayan telefonları hemen kapatmak, icabında numarayı polis teşkilatına bildirmek gerekiyor.
Zil çalarak direk kapıya gelene kapıyı açmamalı. Yalnız olan yalnız olmadığı hissini vermek için evde biri varmış gibi, birinin adını seslenmekle korunabilir.
Bankamatikten para çektikten sonra etrafı kontrol etmeli, birisi sizi takip ediyor olabilir. Hasta ziyaretleri esnasında yaşlı emeklinin evde yalnız olma ihtimali olabilir. Eve dönerken etrafı kontrol etmek gerekir.
Şüpheli durumlarda iyi komşuların yardımı oldukça faydalı olur. En iyi polis iyi komşudur.
Alman kanunlarına göre birisi kapıya gelir, acilen tuvalet ihtiyacı olursa kabul etmek zorunda olduğumuzu sanıyordum. Öyle bir durumda hiç kimse eve alınmamalıdır. Demek ki yanlış biliyormuşum.
Bu nedenle böyle toplantıların, verilen konferansların önemi görülüyor.
Makalelerimde dile getiriyorum, tekrarlamakta fayda var. Türk dernek, vakıf ve diğer sivil kuruluşlar, emeklilere böyle önemli, faydalı bilgi veren etkinlikler düzenlemeli. Başlama saati öğleden sonra olmalı, akşam saatlerinde emekliler yolda zaman geçirmemeli.
Kapıya polis üniformasıyla gelenin kimliği sorulup, görev numarası alındıktan sonra emniyet teşkilatına telefon edip, doğrulanmalı.
Polis, avukat gibi rollerle önce korkutan sonra hırsızlık yapanlara fırsat vermemeli. Emniyetten hiç kimse telefon edip veya kapıya gelip ceza veya hırsızlık korkusuyla kıymetli değerli eşyaları, parayı korumaya almaz.
Türklerde yaygın olan telefonda reklâm yapmak yasak. Türkiye’den yeni gelen Alman kanunu bilmeyenleri kullanıyorlar. Yasak olduğunu söyleyip, telefonu hemen kapatmalı.
Telefonda kimlik bilgileri verilmemelidir. Yankesiciler dolandırıcılar için şahsın kimlik bilgileri çok değerlidir.
Tanınmayan bir numarada cep telefona tehlikeli “Spamverdacht” işareti gelirse sakın açmayınız.
Telefonda kabul edilen bir anlaşma on dört gün içinde yazılı olarak geçersiz hale getirilebilir.
Paket beklemiyorsa bir şahıs gelen iletiye cevap vermemelidir. Yurtdışından paketiniz var, gümrük masrafı az görülür. Yine bu aldatmada banka hesap bilgisine ulaşmak amacı vardır.
Elektronik posta adresinde yanılgı anlaşılabilir. Bu konuda bilgi edinmeli. Telefonda veya internet iletişimde güvenle internet kullanmada sorunu olan belli etmemeli.
Çoğu kez yaşlılar erken veya günün geç saatlerinde aranıyor. Ki yorgun olunca arzu ettikleri bilgileri kolay alacaklarını düşünürler.
Hırsızlık, yankesicilikte iyi eğitim görüyorlar. Bu nedenle çok dikkatli olmakta fayda var.
Dijital dolandırıcılığa karşı emniyet teşkilatı mensupları okullara gidip, derste öğrencileri bilgilendiriyor. Torunları dinleyerek de konu hakkında bilgi edilebilinir.
Beyaz Çember (WEISSER RING) bu konularda yardımcı oluyor. Başına böyle zarar, kayıp gelenler için yardım telefonu ücretsiz: 116 006. Daha fazla bilgi için www.weisser-ring.de .
İyi niyeti kötüye kullananlara fırsat verilmemelidir.
Emniyetle kalın!
İlter Gözkaya-Holzhey
Berlin, 05.06.2025
eMail: [email protected]
İnsan yaşadığı anı uyanık, dikkat ve itinayla geçirirse ruh sağlığını korumuş olur. İç dünyasıyla barışık olan iyimserdir. Anı bilinçli yaşayan, geçmişte olan kötü deneyimleri, üzücü olayları düşünmez veya gelecek endişeleriyle huzurunu bozmaz.
Anı yaşarken kendini dinlemek, bedenle ruhun anlaşmasını sağlamak için önemlidir. Karşılaşılan sorunları anında çözmek mümkün olmaz. Bazı problemlerin sorun olarak yok olmasını zamana bırakmak gerekir.
İnternet çağında her şey çok hızlı gelişiyor. Bilhassa basın ve medyada iyi haber, haber sayılmıyor. Savaşlar, büyük şehirlerde trafik sorunları, hava kirliliği, iklim değişikliğinin kötü etkileri insan huzurunu bozuyor.
Çevremizde olumsuz gelişmelere teslim olmamak için dikkatli ve itinayla içinde bulunduğumuz ana değer biçmeden oluruna bırakma sanatı da öğrenilebilinir.
Ben ne yapabilirim, stres halinde nasıl hissediyorum, diye kendi kendinle konuşup, iç dünya ile anlaşmak mümkündür. Günün belirli saatlerinde on dakika gibi kısa sürede çevreyi dinlemek, mucize olan vücudumuza dikkati vermek insanı rahatlatır, kalbin atışını, nefes alışı gözlemek, hissetmek ruh sağlığına iyi gelir.
Bugünü yoğun ve bilinçli geçirenin dünü ve yarını da düzenli olur. Geçmişten hep kötü anılar hafızada kalmışsa zihinde tekrarlanmasına izin vermemek, ruh ve bedenin iyi anlaşması neticesinde yok edilebilir. Öğrenilen her şey insana kolay gelir. Uyanık olmak, anı yaşamak insanın çevresindeki insanlarla ilişkisine de olumlu etki eder, mesleğinde daha başarılı olur.
Vücutta görülen hastalıklarda tedavi ilaçlarla yapılıyor. Muayene esnasında çok az zaman veriliyor. Halbuki vücut ve ruh birbirini tamamlayan bir bütündür. Buna dikkat edilmediğinden dolayı tedavilerin çoğu başarılı olmuyor.
Uyanık olmak içinde bulunduğun anı dolu dolu dikkatle, itinayla yaşamaktır. Geçmişten kalan kuruntularla veya gelecek için yapılan plânla geçirmek zamanı boşuna harcamak insanın kendisini geliştirmesine engel olur.
Mesleğinde idareci durumunda olan çoğu insanlar kendisini geliştiremez. Örnek alınacak insanlar sanatçı ve sanatla ilgilenenlerdir. Bunlar doğayı sadece izlemez, doğayla içiçe yaşarlar. Renklerin, seslerin farkına varırlar, gürültüyü sevmezler.
Bir belgesel filmde Leonardo da Vinci, çocukluğum köyde, doğada geçmeseydi, doğada canlıları dikkatle izlemeyi öğrenmeseydim, seyahat edip bilge insanlarla karşılaşmasaydım, icatlarımı yapamazdım, diyordu.
Sanata değer veren, okumayı seven, kendini dinleyen politikacılar halkın dertlerini dinler, sözlerine değer verir.
Köy hayatında zaman yavaş geçerdi, zamanın arkasından koşmazdık. Anneme karanlıkta otururken orada, karanlıkta ne yapıyorsun, diye sorardım. Cevabı evimizi dinliyorum, olurdu.
Uyanık olmak zamanı zihinsel, duygusal, sosyal ve kültürel anlamında bilinçli yaşamakla mümkün olur. Terapi ve tedavi anlamında değil, günlük hayatta uygulamayı öğreten kurslara katılmakta fayda vardır.
Buda öğretisi bugün BATI’da tercih ediliyor. Ruh sağlığı için gerekli olduğu, vücut ile ruhun ahenkle anlaşmasını sağlıyor.
Uzun ömür, sağlıklı yaşamak için yalnız midenin sağlıklı gıdalara ihtiyacı yok, beyin, kalp gibi organların da faydalı gıdalara ihtiyaçları vardır. Müzik, sanat, bilim ve iyi kitap okumakla bu gıdalar vücutta özümlenir. Böylece insan hem kendisine hem de topluma faydalı olur, bu dünyadan gidince arkasında eserler bırakır. Kendisini geliştirmiş insanlar ölenin arkasından mekânı cennet olsun, demek yerine, bu dünyasını ölümünden önce cennet olmasında katkı sağlarlar.
Uyanık bilinçli yaşamak arzu edilen başarı amaçlarına engel olacak şekilde olursa faydalı olmaz. Her şeyde aşırı davranış hastalık derecesinde gelişirse, olumlu olmaz.
İtinalı, dikkatli, uyanık yaşamı, sosyoloji, psikoloji, Budizm, ekonomi ve edebiyat gibi bilim dalları inceliyor, konuyu enine boyuna işliyor. İş verenler ruh ve beden sağlığın bütün olduğunu kabul ediyorlar. Araştırmalar kendisiyle barışık ve sakin olan çalışanların işlerinde daha verimli ürün çıkardıklarını gösteriyor.
Biz yazanlar takip ederek okuyucularımıza iletmeye devam edeceğiz.
„Lektörüm bana okuyucularıma derin düşünme ve iç dünyalarıyla barışma, hesaplaşma görevlerini yükleme diyor. Buna rağmen onlar adına onlardan önce düşünmek ve önce hazmetmek bana haz vermiyor.”
Moshé Feldenkrais
Uyanık kalın!
İlter Gözkaya-Holzhey
eMail: [email protected]
Okumaya devam ettiğim kaynaklar:
Dr. Ayscha Lucas-Gesing, Gelassener leben mit Achtsamkeit, Natur und Medizin e.V., Dergi No.02/2025, s.4-8
Moshé Feldenkrais, Die Entdeckung des Selbstverständlichen, Insel Verlag, Frankfurt am Main, 1985
Wikipedia, Achtsamkeit (Geistesgegenwart)
Bir insanın dünya vatandaşı olabilmesi yaşadığı ülkeyi terk etmesiyle mümkün olur. Düşüncesi ve yaptığı eylemler tüm dünyada ilke olarak örnek alınıyorsa, o insan da dünya vatandaşıdır. Ülke sınırını aşabilen düşünen insanların hem dostu hem de düşmanı çok olur.
Yerkürede yaşanan savaşlar, zorunlu göçler, Batı ülkelerin bütçelerinin büyük bir tutarını silahlanmaya ayırması tarihe olan ilgiyi artırmıştır.
Federal Almanya Cumhuriyet’i 8 Mayıs 2025 tarihinde İkinci Paylaşım Savaşı’nın resmen sona ermesini kurtuluş olarak törenlerle andı.
Avrupa Nazi Hitler rejiminden kurtarılmıştı. Fakat Alman halkı için cezalandırma zamanı başlamıştı. Ülke parçalanmış, işgal edilmiş tüm şehirler virane olmuş, yıkılmıştı.
Milyonlarca kadının tecavüze uğradığı bir dönemde açlık ve göçler başlıyor. Hitler rejiminin işgal ettiği ülkelerde on bir milyon Alman kökenli aileler göçe zorlanmıştır.
Seçimle idareyi ele alan hükümet, Alman halkı adına uyguladığı kıta sınırlarını aşan devlet şiddeti, terör cinayetleri sona ermişti. Avrupa kıtasında tekrar hak, hürriyet ve adaleti sağlayan devletlerin yeniden kurulması kolay olmadı. Bugün bu nedenle 2025 yılı itibariyle halkın demokrasiyi kaybetme korkusu anlaşılabilir.
Hitler’in partisi 1930 yılında seçimde çok oy alınca geleceği tahmin eden, öngören düşünürler 1933 yılında rejim idareyi ele geçirince haklı olduklarını gördüler. Uyaranlar parti devletinin düşmanı oldular.
Sosyal demokratların, düşünen halkı uyaran Hitler rejimini eleştiren aydınların iki seçimi vardı. Ya ülkeyi terk edecek ya hapislerde işkence görecekti.
Bunlardan biri olan Thomas Mann, 1929 yılında edebiyat Nobel Ödülü almıştı. 1933 yılında İsviçre’de okuma etkinliği yapmıştı. Kızı, baba Almanya’ya gelme yoksa tutuklanacaksın, diye haber gönderdi. Artık anavatanını gönlünde taşıyordu.
Kısa bir süre sonra vatandaşlıktan çıkarıldı, mal varlığına el konuldu. Oğlu, babasının Nobel ödülünde aldığı parayla alınan arabasını dahi kurtaramamıştı.
Seyahat bavulundan başka hiçbir şeyi yoktu. Sürgün hayatı İsviçre, Fransa ve Çekoslovakya’da dar gelmeye başladı.
1938 yılında Amerika’ya sığındı. 2025 yılı 150. Doğum yaş yılı olarak anılıyor. Eserleri güncelliğini kaybetmedi.
1875 yılında doğan, 1955 yılında vefat eden Thomas Mann’ın 43 roman, çok sayıda hikâye ve şiir kitabı yayınlandı. Eserleri elliden fazla dile çevrilmiştir.
Birinci Paylaşım Savaşı’nda Alman İmparatorluğunun savaşa girmesini doğru buluyordu. Yanıldığını anlayınca İkinci Paylaşım Savaşı’nda savaşa karşı koymayı sorumluluk olarak görüyordu.
Amerika’ya sığınmak zorunda olan diğer aydınlarla birlikte düşüncelerini BBC radyo aracılığıyla Alman vatandaşlarına duyurmaya çalıştı.
Alman halkını uyardı, direnmeleri için çağrı yaptı. Rejim bütün medya ve basında sadece pozitif haber veriyordu. Halk sohbet yayınlarıyla, spor faaliyetleriyle meşgul ediliyordu. Bu nedenle Alman halkı milyonlarca Yahudi inancında olan insanların, Alman ve diğer Avrupa vatandaşların toplama fabrikalarında öldürüldüğünü sorgulamıyor, savaş meydanlarında ölen askerlerden haberdar olmuyordu. Bilen de korku imparatorluğunda ses çıkaramıyordu.
Thomas Mann şehir şehir gezerek Amerika’da savaşa karşı konuşmalar yapıyor. Radyoda Alman halkına sesleniyor, duymadıklarını anlatıyor. Amerika başkanı Franklin Delano Roosevelt’e karşı saygı duyuyor.
Radyo konuşmaları bugüne ders verme niteliğinde. Mely Kıyak ön ve son sözü yazarak kitaplaştırdı.
Almanya Amerika’daki evini satın aldı. Orada okuma amacıyla etkinliklerde edebiyat okuyan üniversite öğrencileri burs alarak tarihin bugüne ışık tutması için çalışıyorlar.
İsviçre’de müzede bulunan günlükleri de kitap halinde yayınlandı.
Savaştan sonra 1952 yılında Avrupa’ya geri döndü. Ama Almanya’ya değil İsviçre’ye yerleşti.
Alman halkı Hitler rejiminden kendileri kurtulsaydı, mücadele edip direnseydi Almanya’ya dönerdim, demesi bazı çevrelerde hoş görülmedi. Okuma etkinliklerinde Doğu Batı Almanya arasında bir ayrım yapmadı.
Alman halkı 1930 yılında mücadele etmeye, sokaklarda karşıt göstermeliydi. Rejim tüm gücü ele geçirdi, yasaları parti tüzüğüne uydurdu. Yani önlem almak için çok geç kalınmıştı.
Bugün Almanya için Alternatif Partisi’nin (AfD) kapatılması konuşuluyor. Yine geç kalınmasın, İslâm ve göçmen karşıtlığından başka parti programları yok.
Tarih ders alınmazsa, tekrar eder.
Barışla kalın!
İlter Gözkaya-Holzhey
Berlin, 21.05.2025
eMail: [email protected]
Kaynaklar:
ZEIT Geschichte: Thomas Mann, ZEIT-Verlag, 2025, Hamburg
Mely Kıyak, Thomas Mann, Deutsche Hörer, Fischer-Verlag, Frankfurt a.M. 2025
ISBN: 978-3-10-397685-4